İsyankar bir soytarı Coluche
Mussolini'den kaçan İtalyan göçmeni bir çiftin oğlu olarak Fransa'da doğan Michel Coluche tüm adaletsizliklere ayna tutan bir komedyendi.
İtalya'da Mussolini'yi iktidara taşıyan ekonomik çöküntü, aynı zamanda birçok İtalyan'ın yurtlarını terk ederek yabancı diyarlarda şans aramasına da yol açmıştır. Birinci Dünya Savaşı'ndan hemen önce Kuzey İtalya'dan Fransa'ya göç edenler arasında Colucci çifti de vardır. Karı koca, Paris'e yerleşir; erkek inşaatlarda badanacılık yapar, kadın da çiçek satar. 1944'te bir oğulları olur, artık Fransız olmuşlardır ya, ona Michel adını verirler. Baba 1947'de ölür, anne Simone, kazandığı azıcık parayla iki çocuğunu yetiştirmek zorunda kalır. Michel, büyüyüp ünlü olduğunda o günleri anarken, "Ben küçükken en zor anlar ay sonlarıydı, özellikle son otuz günü" diyecektir. Ama o tarihlerde savaştan yeni çıkmış Fransa'da da işler kolay değildir. Göçmen kaynayan varoşlarda iş ve ekmek aslanın ağzındadır.
EĞİTİM HAYATI PARLAKTI! Michel Colucci hayatının başlangıcını şöyle anlatmaktadır: "Çok parlak (!) bir ilköğretimden sonra, artık başarısızlığın dehşetini tatmamak için bir daha okula geri dönme hatasını işlemedim. PTT'ye telgrafçı olarak girdim, kısa bir süre sonra istifamı istediler. Bunun üzerine birçok meslek dalında çıraklık yaptım (toplam 14): fotoğrafçı, kahvede garson, çiçekçi, sebze satıcısı. Sonra bir fabrikaya satış görevlisi olarak girdim. Oradan çıkmış olmaktan üzgün değilim.. Akşamları Contrescarpe Sokağı'nın oralarda sürte sürte gitar çalmasını, şarkı söylemesini öğrendim ve bir gün düşlerimi süsleyen sanat aleminden beni ayıran duvarı aşıverdim. Le Vieux Bistrot adlı lokantada, sonra başka birinde şarkı söylemeye başladım. Bir gün bir kabareye şarkı söylemek için girdim, beni bulaşıkçı kadrosuna aldılar. Burada aylarca kaldım ve şarkıcılık kariyerimin başlangıcını burada yaptım." Chez Bernadette adını taşıyan bu kabarede, bulaşık yıkamanın yanı sıra gitar da çalan Michel, Colucci soyadından türetilme ünlü "Coluche" adına burada kavuşacaktır. Sonra şöhret basamaklarını hızla tırmanacaktır. Toplumdaki bütün adaletsizlikleri, eşitsizlikleri eleştiren skeçleri Fransızlara bir ayna tutmakta, onların kendileri hakkındaki tasavvurlarıyla gerçeğin ne kadar farklı olduğunu göstermektedir. Komedyen, adeta bir toplum eleştirmenidir. Halk, artık kimseyi dışarıda bırakmadan siyasetçisinden askerine, gazetecisinden reklamcısına, ırkçısından faşistine ve komünistine herkesi eleştiren bu çağın palyaçosunu benimseyecektir. Coluche aslında bir provokatördür, herkesi gıdıklamakta ve kışkırtmaktadır. 1980'de provokasyonunu olabilecek son noktasına götürür ve 30 Ekim'de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olduğunu açıklar. Sloganı "mavi, beyaz, b.k"tur. Üç renkli (mavi,beyaz, kırmızı) Fransız bayrağına yapılan bu atıf, aslında bu ülke siyasetinin sonunda büyük bir eşitsizlik yarattığını işaret etmekte, halkın farkına bile varmadığı ırkçılığını ifşa etmektedir. Aday Coluche, "Ben azınlıkların adayı olacağım. Bunları toplarsanız çoğunluk eder" der ve siyaset sınıfını ürkütür, üstelik yapılan kamuoyu yoklamalarından birinde oyu yüzde 16 çıkmıştır. Bir müddet sonra tartışma programlarına da alınmaz, çünkü o bir "soytarı"dır. Hatta bir radyocu, onu programa çıkarttığı için işten atılır. Baskılar sonunda o kadar artar ki, 7 Nisan'da adaylıktan çekildiğini açıklamak zorunda kalır.
VARMAK İSTEDİĞİ LİMAN 1984'te en iyi erkek oyuncu Cesar'ını kazanarak, Fransa'nın en prestijli sinema ödülünün sahibi olmasına rağmen, devamlı saldırdığı üst sınıfların saygısını bir türlü kazanamaz. Kimse soytarıyla birlikte gözükmek istememektedir. l985 yılında "Gönül lokantaları"nı kurar, amacı evsizlere yemek sağlamaktır. "Bu kadar aç insanın bulunması benim hatam değil. Ama eğer bu konuda hiçbir şey yapmazsam o zaman benim hatam olacak" diyerek kurduğu bu yardım kuruluşu, bugün hala işlemektedir. Eline ciddi paralar geçmeye başladıktan sonra ünlü yardımsever Başrahip Pierre'e yüklü bir çek gönderirken, "Aynı gemide değiliz ama aynı limana ulaşmaya çalışıyoruz" demeyi de ihmal etmemiştir. Coluche aynı zamanda büyük bir hız tutkunudur. Çok büyük dayanıklılık ve beceri isteyen Paris-Dakar rallisine motosikletiyle katılmıştır ve 29 Eylül 1985'te motosiklet pist hız rekorunu kırmayı denemiş ve kırmıştır. Zaten ölümü de motosiklet üzerinde olacaktır. 19 Haziran 1986'da Güney Fransa'da çok virajlı bir yolda bir kamyonla çarpışacak ve 42 yaşında bu dünyadan ayrılacaktır. "Sağlıklı olmak en yavaş ölüm biçimidir" diyerek ölümle bile dalga geçecek kadar sınır tanımaz bir komik olan Coluche, "tarihe geçen" sözleriyle de ünlüdür. Komik olarak yalnızca parmak veya gerdan hareketleriyle yetinen veya kendi söylediklerine herkesten fazla gülen veya ezberini unutarak asıl komikliği istemeden yapanların vergi rekortmeni olduğu bu ülkede, soytarılığın "ciddi bir iş" olduğunu göstermesi umuduyla "Büyük soytarı" Coluche'ten birkaç alıntı yapmaktan kendimi alıkoyamıyorum. - Herkesin fikri vardır, kanıtı kötü fikirlerin olması. - Memur, kütüphanedeki kitap gibidir; ne kadar yükseğe koyarsan o kadar az yararlanırsın. - Söyleyecek şeyi olmayanların en iyileri susanlardır. - Tanrı alkolü, çirkin kadınlar da öpülsün diye yarattı. - İngiliz mutfağı basittir; soğuksa bira, sıcaksa çorbadır. - Yoldaşlar! Kapitalizm insanın insan tarafından sömürülmesidir, sendikacılık tersi. - Siyasetçiler için en zor şey, söylenmemesi gereken şeyleri akılda tutacak bir hafızaya sahip olmak. - Televizyona çıktıklarında hiçbir şey söylemiyorlar. Normal, çünkü çok fazla kişi seyrediyor. - Tanrı şöyle dedi: "Paylaştırmak lazım, zenginlerin yiyeceği, fakirlerin iştahı olacak." - Yanılırken kalabalık oldukları için haklı çıkıyorlar.
Mehmet Ali Kılıçbay
|