|
|
|
|
|
|
Hükümet'ten Sezer'e tepki
Sezer'in irticai tehdit kaygı verici açıklamalarına karşılık Bakan Şahin, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın elinde irticai faaliyetler içinde bulunduğu tespiti yapılan kişiler varsa, bunları Sayın Cumhurbaşkanımızın Çankaya Köşkü'ne davet ederek bana bildirmesini arzu ederdim" açıklamasını yaptı.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, ''Ben ve Hükümetimiz laiklik ilkesinin doğru tatbik edilmesi, titizlikle korunması konusunda en az Sayın Cumhurbaşkanımız kadar titiziz'' dedi.
Mehmet Ali Şahin, Başbakanlık Merkez Bina'da düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in dün Harp Akademileri Konferansı'nda yaptığı konuşmayı değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Sezer'in çok önemli değerlendirmelerde bulunduğunu kaydeden Şahin, konuşmanın bazı bölümlerinin kendi görev alanına girdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Sezer'in, ''İrticai tehdit kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. İrtica, siyasete, eğitime ve devlete sızmaya çalışmaktadır'' dediğini hatırlatan Şahin, Cumhurbaşkanı Sezer'in devletin başı olduğunu ve söylediği her cümlenin önemli olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Sezer'in, devlete, eğitime, kamu ve kuruluşlarına gerek bölücü unsurların gerekse irticai unsurların giderek artan bir hızla sızmakta olduğu endişesini kamuoyuyla paylaştığını belirten Şahin, Devlet Personel Başkanlığı'ndan sorumlu bakan olarak kamuya nasıl personel alındığını hatırlatmak istediğini dile getirdi.
Merkezi sınav ve yerleştirme sistemi ile kamuya personel alındığını kaydeden Mehmet Ali Şahin, bu uygulamanın 1999 yılında başlatıldığını hatırlattı. Sınavı YÖK'e bağlı ÖSYM'nin yaptığını belirten Şahin, kamu kurum ve kuruluşlarının boş kadrolarına da bu sınava giren ve yüksek puan alanlardan başlamak üzere tercihlere göre yine ÖSYM tarafından yerleştirme yapıldığını bildirdi. Şahin, şunları kaydetti:
''Ne Bakanlığımın, ne Devlet Personel Başkanlığı'nın, ne açık kadrolarla ilgili yerleştirme talep eden kamu kurum ve kuruluşlarının bu kadrolara kimlerin yerleştirileceği konusunda bir bilgisi vardır. Sadece kamu kurum ve kuruluşları boş kadrolarını ÖSYM'ye bildirirler, sınava girenler tercihlerini yaparlar ve bu tercihlere göre kamu kurum ve kuruluşlarına memur adayları gönderilir.
Memur adayları da kamu kurum ve kuruluşlarında hemen göreve başlamazlar. Güvenlik soruşturması yapılır. Devletin görevli ve yetkili makamlarınca güvenlik soruşturması yapılır. Kamu görevini yapmaları bakımından bir engelleri yoksa memur adayı olarak göreve başlatılırlar.
Devletin, ülkenin, vatanın birlik ve bütünlüğü konusunda zararlı düşünceleri olan, emelleri olan kişilerin devlette görev almamaları konusuna azami gayret gösterdiğimizi ifade etmek istiyorum.
Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızın elinde eğer, devlete, kendisi eğitimden bahsetti, tabii ki Milli Eğitim Bakanlığı'nı kastetmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı'na da nasıl personel alındığını biliyoruz. Öğretmenlerin nasıl atandığını biliyoruz. Yine merkezi sınav sistemiyle yapılmaktadır ve bilgisayar ortamında öğretmenler tayin olmaktadır. Ama bütün bu titizliğimize rağmen, Sayın Cumhurbaşkanı'nın elinde irticai faaliyetler içinde bulunduğu tespiti yapılan kişiler varsa, bütün bu titizliğe rağmen gözden kaçan insanlar varsa, bunları Sayın Cumhurbaşkanımızın Çankaya Köşkü'ne davet ederek bana bildirmesini arzu ederdim. Ama kendileri öyle takdir ettiler. Bu konudaki düşüncelerini kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı duydular.
Ben de aynı yolla, Sayın Cumhurbaşkanımızın eğer elinde irticai faaliyetler içerisinde, bölücü faaliyetler içerisinde bulunduğu tespit edilen, kamuya girmiş veya girmek üzere olan kişiler var ise bunları Devlet Personel'den sorumlu bakan olarak bana intikal ettirirlerse derhal gereğinin yapılacağını, bu konuda yasaların, yönetmeliklerin bana vermiş olduğu görevi tabii ki Devlet Personel ve diğer kurumlardan başlamak üzere yerine getireceğimizi ifade etmek istiyorum.''
Devletin temel niteliklerinin Anayasa'nın 2. maddesinde sayıldığını hatırlatan Şahin, bu temel niteliklerden bir tanesinin de Cumhurbaşkanı Sezer'in her zaman özenle üzerinde durduğu laiklik ilkesi olduğunu vurguladı. Şahin, ''Gerçekten laiklik ilkesini titizlikle korumak, ancak inançlı, mütedeyyin insanları da mutazarrır etmeyecek şekilde Türkiye'de demokrasiyi yine temel nitelikleriyle geliştirmek hepimizin görevidir. Ben ve Hükümetimiz laiklik ilkesinin doğru tatbik edilmesi, titizlikle korunması konusunda en az Sayın Cumhurbaşkanımız kadar titiziz. Bu konuya herkesten, her zamankinden daha çok önem verdiğimizi, titizlikle üzerinde durduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bu tür, devletimizin, ülkemizin birliği ve bütünlüğü aleyhinde faaliyette bulunanlarla yapılacak mücadele topyekün yapılacak bir mücadeledir'' diye konuştu.
Mehmet Ali Şahin, yaptığı açıklamanın sadece kamuya nasıl personel alındığı konusunda kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik olduğunu da ifade etti.
AK Parti Grup Başkanvekili Faruk Çelik de her sorumlunun, konjonktürel ve sanal sıkıntılar oluşturmamak konusunda çaba göstermesi gerektiğini belirterek, iktidarı geriye gidişle vasıflandırmanın ve bu çabalarla ilintili hale getirmenin, akla ve mantığa sığacak değerlendirmeler olmadığını söyledi.
Parlamento'da basın toplantısı düzenleyen Çelik'e, gazeteciler, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in dün yaptığı açıklamalara işaret ederek, irticayla ilgili değerlendirmelerine katılıp katılmadığını sordu.
Çelik de Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu belirterek, yasaların açık, kolluk kuvvetlerinin suç işleyenlerin peşinde olduğunu, yargının da üzerine düşeni yaptığını anlattı.
''Her sorumlu, hepimiz, konjonktürel ve sanal sıkıntılar oluşturmamak konusunda çaba içinde olmaması gerekir'' diyen Çelik, Türkiye'nin çok fazla sıkıntısı olduğunu vurguladı. Çelik, şunları söyledi:
''Eğer bu konuyla ilgili iktidara dönük bir eleştiri kampanyası yürütülüyorsa, şunu söylemekle yetiniyorum; AB'ye bu kadar hızlı koşan, AB ile entegre konusunda Cumhuriyet tarihinde bu kadar çaba ve gayret gösteren başka bir iktidar olmadığına göre, bu iktidarı geriyle gidişle vasıflandırmak, o çabalarla ilintili hale getirmek, akla ve mantığa sığacak değerlendirmeler değildir.''
İktidar olarak nereye koştuklarını ve ne yapmak istediklerini 70 milyonun ve dünyanın çok iyi bildiğini kaydeden Çelik, varmak istedikleri noktanın açık olduğunu, dünya devleti olma ve çağdaş ülkelerle bütünleşme konusunda bu kadar hızlı hareket eden bir iktidarın; farklı şekillerde, konjonktürel ve sanal bazı olaylarla karşı karşıya bırakılma çabalarını doğru bulmadığını, haksızlık yapıldığını söyledi.
Çelik, ''Cumhurbaşkanı'nın, açıklamalarını, AKP'yi yıpratmak için mi yaptığına inanıyorsunuz?'' sorusuna karşılık, şunları söyledi: ''Ben bunları, Sayın Cumhurbaşkanı için de söylemiyorum. Genel olarak bu hava yayılmaya çalışılıyor. Ama iktidarın durduğu nokta; gayet açıktır, varmak istediği hedef de açıktır. Bunu sadece programıyla değil, çalışmalarıyla, icraatleriyle, yasama faaliyetleriyle ortaya koymuştur. Olmayan bir şeyi varmış gibi, zoraki şekilde ortaya koyma çabaları tutmuyor. Kamuoyunda da tutmuyor, hiçbir platformda da yerini bulmuyor. Çünkü olmayan şeyler...
'Acaba, bir bağ kurabilir miyiz?' Kuramazsınız, çünkü AK Parti'nin icraatları ve düşüncesi aklı, beyni, ufku, bakışı, tek ve şeffaftır. Bunu kimsenin gölgelemeye, karartmaya, araya perdeler çekmeye hakkı yok. Ne yapmak istediğimizi, bütün milletimiz gayet net bir şekilde görüyor.''
Bir gazetecinin, ''Cumhurbaşkanı'nın, kamu güvenliği ve düzeni gerekçesiyle ibadetin kısıtlanabileceği görüşüne katılıyor musunuz?'' sorusuna karşılık Çelik, Cumhurbaşkanı Sezer'in görüşlerini okuma fırsatı bulamadığını söyledi.
İbadetin bireysel bir hak olduğunu, bireyin özgürlük alanı içinde yer aldığını anlatan Çelik, ''Dileyen dilediği, inandığı şeye ibadet edebilir. Türkiye'de Anayasa ve tüm yasalar, bireyin özgürlüğünün önünü açmıştır. Birey, düşündüğü, inandığı gibi yaşayabilir. Bunun önünde bir engel yoktur'' karşılığını verdi.
''ELİMİZİ ÇABUK TUTACAĞIZ''
Faruk Çelik, bir gazetecinin, ''Cüneyd Zapsu, ABD'de 'Başbakan'ı kullanın' dedi'' demesi üzerine, Zapsu'nun, ''ifadelerinin çarpıtıldığını'' söylediğini belirterek, kendisinin böyle bir şey söylediğine ihtimal vermediğini ifade etti. Gazetecilerin ''Tutanaklar var'' demesi üzerine Çelik, ''Kanıtlar varsa, Sayın Zapsu'dan cevabını almanız gerekecek. Bize ifadesi, bu değerlendirmelere katılmadığı ve olayın çarpıtıldığıdır. Kendisine sormanız daha doğru olur'' dedi.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün dün açıkladığı paketin ne zaman TBMM'den çıkarılacağı konusundaki soru üzerine, henüz bir takvim oluşturmadıklarını bildiren Çelik, ''Elimizi çabuk tutacağız. Meclis çalışmasını uzatma düşüncesinde değiliz'' dedi.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|