SABAH - 13/04/2006 - Yavuz Donat

Şu an 13 Nisan 2006 - Perşembe tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

	News in English

	Son Dakika

	» Yazarlar

	Günün İçinden

	Ekonomi

	Gündem

	Siyaset

	Dünya

	Spor

	Hava Durumu

	Sarı Sayfalar

	Ana Sayfa

	Dosyalar

	Teknoloji

	Emlak

	Otomobil

	Detaylı Arama

	Arşiv

	Etkinlikler

	Günaydın

	Televizyon

	Astroloji

	Magazin

	Sağlık

	Cuma

	Cumartesi

	Pazar Sabah

	İşte İnsan

	Sinema

	20. YILA ÖZEL

	Turizm Rehberi

	Çizerler

Google Arama

İtalya, Almanya ve Hakkâri

Kadere bak... Önce Almanya'da Başbakan Schröder seçim kaybetti... Sonra da İtalya'da Başbakan Berlusconi... İkisi de "bizimkilerin" yakın dostlarıydı.
"Geçmiş olsun" dan başka ne söylenebilir?
Ancak ikisinin de gidişi "sürpriz değil."
Bu arada "bir gidiş daha" oldu.
Almanya'da, büyük koalisyonun ortağı Sosyal Demokrat Parti'nin genel başkanı "istifa etti."
O da "sürpriz değil."

Berlusconi'den başlayalım.
İtalya'nın "medya kralı."
İtalyan medyasının "yüzde 55'ini kontrol eden adam."
"Siyaset, siyasetçilerin işi" tezine kafa tuttu.
"Birinci güç medya" dedi.
Ve "medyanın estirdiği rüzgarla" iktidar oldu.

Adı yolsuzluklarla anılıyordu.
"Medya ve iktidar gücüyle" yolsuzluklarının üzerine bir "şal örttü."
Parlamentodaki sayısal üstünlüğünü "kendini aklamak için" kullandı.
Ama "son seçimde" görüldü ki...
"Siyaset, siyasetçilerin işidir."
İtalyan seçmeni "siyaset ve medya ilişkilerini" birbirinden ayırdı.
Berlusconi'nin altından Başbakanlık koltuğunu çekti aldı.

Berlusconi için "yeni bir süreç" başlıyor.
Bu sürecin içinde "yüce divanda yargılanmak bile" olabilir.

Schröder'in gidişini daha önce yazmıştık.
Almanya'yı "Avrupa liderliğine" oturttu.
Ama işsizliği önleyemedi.
"İşsiz sayısını azaltmazsam, Başbakanlık bana haram olsun" demişti.
Sonunda "haram oldu."

Gerçi Schröder şimdi "uluslararası bir şirketin yönetim kurulu başkanı olarak varlıklı bir kişi ama..."
İtibarı "yerlerde sürünüyor."
Yarın yine bir seçim olsa ve bayan Merkel'in karşısına çıksa...
Başbakan Merkel onun "tozunu attırır."

Schröder'in gidişinden daha önemli olan "SPD genel başkanının istifası."
Schröder'in partisinin genel başkanlık makamında bu "2 yılda dördüncü istifa."
Genel başkanlığa kim getirilirse getirilsin "SPD dikiş tutmuyor."
Nedenine gelince: Sosyal Demokrat Parti "kendini yenileyemiyor."
Yeni politikalar üretemiyor.
Partinin "söylemi ile eylemi" birbirini tutmuyor.
Özet:
Alman solu "kendini arıyor."
Sol kendini arayadursun, seçimden "az farkla önde çıkan" bayan Merkel giderek güçleniyor.

Buraya kadar anlattıklarımızdan "Türkiye için çıkarılacak dersler" konusuna girmiyoruz.

Yazımızın "bu bölümünde" Başbakan Erdoğan'ın önceki gün "Güneydoğu milletvekilleri ile yaptığı toplantıdan" bahsedeceğiz.
Özellikle de toplantıda Hakkâri Milletvekili Mustafa Zeydan'ın söylediği bir sözden.
Hakkâri'nin "güçlü adamı" Zeydan dedi ki:
- Bölge halkı devletin yanındadır.

"Bunun" kıymetini bilelim.
Ve "bunu" iyi koruyalım.
Bölge halkını sakın kaybetmeyelim.
Üretilecek tüm politikalar ancak "bölge halkı devletin yanında olmayı sürdürdükçe" başarıya ulaşabilir.