Dünya piyasaları tedirgin altın yine güvenli sığınak
Altın fiyatları küresel piyasalardaki tedirginliğin sonucu 600 dolara dayandı. Beş yıllık çıkış yüzde 140 primle sonuçlandı. Hem altın hem de Türkiye piyasaları için kritik bir hafta başlıyor.
İran-Irak Savaşı'nın ardından Rusya Afganistan'ı işgal edince ve bunların üzerine petrol fiyatlarının rekor düzeyi ile Hunt kardeşlerin büyük spekülasyonu eklenince, altın 21 Ocak 1980'de 850 dolarlık tarihi zirveyi görmüştü. Son beş yılda ve özellikle son aylardaki ivmeyle altın fiyatları 26 yıl önceki rekor düzeyine çok yaklaştı. Geçen hafta ons fiyatı 600 doları bulan altının yıldızı yeniden parlamaya başladı. Öyleki altın 600 dolarlık değerle yılbaşına göre yüzde 16 değer kazandı. Son bir yıllık değer artışı yüzde 47 düzeyine vardı. Altının tırmanışa geçtiği 2001 Eylül'ü sonrasındaki değerine göre bugünkü artışı yüzde 140'a vardı.
Petrol etkisi Altının bu yükselişinin birden fazla nedeni var. En büyük neden artan petrol fiyatları. Petrolle birlikte artabilecek enflasyon karşısında koruyucu özelliği finansal yatırımcıları altına yöneltiyor. Bu nedenle de petrol fiyatları ile altın fiyatları arasında bir paralellikoluşuyor. Petrol fiyatlarıyla altın da yükseliyor veya düşerse altın fiyatları da geriliyor. Tıpkı şoklarla petrol fiyatlarının 1980'de zirve yapmasında olduğu gibi, altın fiyatlarının zirvesi de aynı tarihe denk gelmiş. Şimdi petrol ile altında 1980 sonrasının en güçlü hareketi ve birlikteliği yaşanıyor. Petrol fiyatları geçen hafta 67 dolara yükselirken altın fiyatları da 601 doları gördü ve 1980 sonrasının en yüksek düzeyine vardı. Petrol fiyatlarının 1980'deki gerçek zirve rekamı için 80 doları bulması gerekiyor. Ama aynı şey altın için de geçerli. 1980'deki 850 dolarlık zirve fiyatının, ABD tüketici fiyatlarından arındırılmış bugünkü gerçek değeri 2.177 dolar olarak hesaplanmış. Bugünkü değeri ile zirve değeri arasında önemli fark bulunuyor. Zaten altını bu düzeylere getiren nedenlerde bir değişme yok. Petrol fiyatları yüksek ve kısa vadede düşmesi de pek beklenmiyor.
Dolardan kaçma etkisi ABD'nin faizi yüksek ve daha da yükselecek ama hem cari açığı hem de bütçe açığı yüksek. Ekonomisine ve parasına karşı bir güvensizlik var. Yükseltilen faizler bu güvensizliği bir ölçüde karşılasa bile, ortadan kaldıramıyor. Dolardan kaçanlar büyüme sorunları ve faizlerinin düşük olmasından dolayı Euro'ya gönül rahatlığıyla yönelemiyor. O zaman finansal yatırımcıların gündemine belirsizlik dönemlerinin güvenli sığınağı olan altın geliyor.
Çin, Hindistan etkisi Petrol gelirleri artan Arap ülkeleri ile hızlı büyüyen Çin ve Hindistan aynı zamanda geleneksel altın yatırımcısı ve ithalatçısı ülkeler. Bu ülkelerin altın talebi son yıllarda giderek artıyor. Buna karşılık arzda aynı artış yok. Altın stokunun yaklaşık yüzde 20'sini elinde bulunduran beş büyük merkez bankasından da şimdiye kadar herhangi bir satış sinyali veya kararı çıkmadı. Kısa vadede zaten altın talebini karşılayacak veya kısmen dengeleyecek unsur da merkez bankalarının satışa geçmesi. Bunun dışındaki diğer koşullar, altına talebin ve dolayısıyla altın fiyatlarının yükselişi yönünde olmaya devam ediyor.
4-5 yıllık eğilimler Bitişikteki tablodan izlenebileceği gibi, altın fiyatlarının genel eğilimi 4-5 yılda bir değişiyor. Bundan önceki düşüş dönemi de 5 yıl sürmüş. Ondan önce yükseliş 4 yıl, bu yükselişin çıkışı ise 5 yıl devam etmiş. Son yükselişin ise 5'inci senesindeyiz. Rekor fiyatların gerçek düzeyine varmasına hâlâ bir hayli yol olsa da, zaman olarak sınıra yaklaştığımız söylenebilir. Güvenli sığınak deyimi finansal piyasaların ustaları için ve belirli zamanlarda geçerli. Yoksa işi bilmeyenler için, merkez bankalarının bir satış kararı altın fiyatlarını alt üst yapmaya yetebilir. Biline.
Sonuç "Paralı olmak korku, parasız olmak üzüntü doğurur" İngiliz atasözü