kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Reha Muhtar @ SABAH
 

Arsız İstanbul!..

Ben doğma büyüme İstanbullu değil doğma yaşama İstanbulluyum...
Büyümenin önemli bir bölümünü İstanbul'da geçirsem de, esas olarak Ankara merkezli büyüyenlerdenim...
Yüzmeyi Boğaz'da, ilk meyhaneyi Çiçek Pasajı'ında tatsam da, koleji ve üniversiteyi Ankara'da bitirenlerdenim...
Zaman zaman sınır tanımaz kişiliğimle, kurallar şehri Ankara'nın sınırlarını zorlasam da, esas olarak çılgınlıkta doğma büyüme İstanbullular'ın biraz gerisindeyim...
Bunları kardeşim kadar sevdiğim Yalın'ın perşembe gecesi, Ajya oteldeki doğum günü partisinde farkettim...
Bunu, Ankara fırlaması diye nitelenen Tunalıhilmi çocuğu Şahan'a bakarken, bizim Ankara Sanat Tiyatrosu'nun karizması Rutkay Aziz'in kızı Doğa Rutkay'la konuşurken farkettim...
Gördüm ki, Ankara'nın fırlamaları her şeye rağmen Ankara'nın kurallarından çıkma olduklarından, fırlamalıkta İstanbul'a yetişmekte halen zorlanmaktalar...
Daha bir samimiyeti, daha bir sıcaklığı, arzulamaktalar...
Her halükarda İstanbul'un cangıl kokan arsız hayatlarında zorlanarak yaşamaktalar...
Onların en tepesine çıkarken biraz zorlanmaktalar...


Gerçek olan şudur ki İstanbul arsız bir kültürdür...
Ar damarı olmadığı gibi, sınırı ve acıması da yoktur...
Bu kent bir New York'tur, bir Manhattan'dır...
Vahşi orman kuralları geçerli olup cangıl niteliği taşıdığı için paylaşım falan aramamaktadır...
İnsani duygular bu kentte bir zaaftır...
Her şey başarıya, paraya ve güce endekslidir...
Heryerde bir miktar öyledir...
Ama İstanbul'da heryerden daha çok öyledir...
İstanbul dayanışma kültürünün zıttıdır...
Bu kentte dayanışma değil, bireysel geçirme revaçtadır...
Kentin doğma büyüme İstanbulluları, bu kültürle yoğrularak büyümektedir...
İstanbul çocuğu, biraz fırlamalığı, biraz uyanıklığı, çokça kurnazlığı her halükarda sınır tanımaz arsızlığı sembolize etmektedir...
İstanbul'da isteklerde, özlemlerde, hayallerde ve yaşananlarda sınır yoktur.
İstekler sınırsızdır...
İhtiraslar kuralsızdır...
Çelmeler acımasızdır...
İstanbul sınırsızdır... İstanbul'a dışardan gelenler değişirler... Bu müthiş cangılın, cezbedeci yanını keşfederler...
Hayallerini ve kendilerini onun en tepesine konumlandırırlar...
Hülyalara dalarken, İstanbul'un en tepesinde olduklarını farzederler...
İstanbul'u fethetmek, hayattaki fantazyaları gerçekleştirmek demektir...
İstanbul dışından gelen her İstanbullu içinin bir yerinde, Fatih Sultan Mehmet'in ruh ikizini taşır...
Hepsi İstanbul'u fethetmek için çıldırır... İstanbul'da önemli olmak, İstanbul'a adını yazdırmak için çırpınır durur...
Güneydoğu ve Doğu kökenliler avantajlıdırlar...
Kültürlerinde acı dozajı, İstanbul mücadelesinde onlara doping olur...
Acılardan motive olunur... Yeni İbrahim Tatlısesler, Mahsun Kırmızıgüller yaratılmaya çalışılır...
İzmirli İstanbullular Ertuğrul Özkök'ün deyişiyle Avustralyalıdırlar...
Farklı özellikler taşırlar... Her halükarda birbirleriyle dayanışırlar...
İstanbul bu kadar arsız, bu kadar sınırsız, bu kadar gaddar, bu kadar zorba olduğu için bu kadar cezbedicidir...
Bir türlü ulaşılamayan bir güzel kadar çekicidir...
Ona yakın duranlar, onun için yaşarlar...
Arsızlıklara onun için katlanırlar...
Sınır tanımazlıklara onun için boyun eğerler...
İnsanlıktan bile zaman zaman onun için çıkarlar...
Yalın şöyle diyor bir parçasında...
İstanbul benden büyük...
Onla başa çıkamam...
Küçücük ellerimle...
Seni geri alamam...
Belki de Yalın, İstanbul gerçeğini bu kadar yalın ortaya koyabildiği için, arsızlığa, sınırsızlığa, gaddarlığa ve zorbalığa karşı durup, küçücük elleriyle İstanbul'u almaya kalkmadığı için bu kadar seviliyordur kim bilir?..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Korku...   / 01-04-2006
 Galibiyet kaçtı   / 30-03-2006
 Annelerinin kızları...   / 30-03-2006
 G.Saray'da çok şey değişecek   / 29-03-2006
 Filiz Akın ve Yeşim Salkım...   / 28-03-2006
 Randevu defteri kadınları   / 26-03-2006
 Randevu defterinden çıkan kadınlar...   / 25-03-2006
 Şaka gibi bir gol   / 25-03-2006
 Ben inandım siz de inanın   / 24-03-2006
 Kadın yaşlanmaları...   / 23-03-2006
REHA MUHTAR
Arsız İstanbul!..
Ben doğma büyüme İstanbullu değil...
EMRE AKÖZ
Çalınan cinsellik
Express dergisinden...
MAHMUT ÖVÜR
İstanbul'un göbeğinde 'ağaç katliamı'
İstanbul'da planlı...
HINCAL ULUÇ
Arabın İntikamı, günümüze gelirse..
Daha perde açılırken...
GÜLSE BİRSEL
Tanrıkent!
Dün akşam, vizyona girdiği dönemde kaçırıp,...
MEHMET BARLAS
Demokratik siyasetsiz devlet krizkolik olur
Anayasa...
Sing your Song: (Şarkını söyle)
Sing your Song: (Şarkını söyle)
Mali sıkıntısı var. Sakatı, cezalısı eksik olmuyor. Song da isyanı...
Fatih abi yetiş yapancılar gitti
Fatih abi yetiş yapancılar gitti
Şaş, "Tek delikanlı Heinz çıktı. Bir o gitmedi. Yetiş abi" dedi.
'Haberleri ihbar kabul ediyorum'
Erdoğan 21. Yüzyılın Kentleri İçin Büyük Buluşma toplantısında...
Baykal'dan hükümete: Önce yasaları uygula
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin terörle mücadelede...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu