BP'nin Başkan Yardımcısı Palliser, "Dünyada 40 yıl yetecek petrol, 60 yıl yetecek gaz var. Kasırga ve bazı kazalar yüzünden bir anda artan talep fiyatı yükseltti, geçici bir şey" diyor.
ExxonMobil'den sonra dünyanın ikinci büyük petrol şirketinin Başkan Yardımcısı Iain Palliser, önümüzdeki hafta İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği tarafından düzenlenen kongrede 'Sürdürülebilir Taşımacılık' konusunu anlatmak üzere İstanbul'a gelecek. Palliser ile bu söyleşiyi, video konferans aracılığıyla, Londra'ya gitmeden yapmanın yolunu bulunca, 'daha temiz ve yaşanabilir bir dünyaya bu da benim katkım' demekten kendimi alamadım. Ne de olsa, Palliser, önümüzdeki hafta kongrede, küresel ısınmada sorumluluğu olduğunu düşünen ve daha
temiz, çevreci ve ekonomik yakıtlar konusunda milyonlarca dolar harcayan BP'nin çalışmalarını anlatacak. Bense onunla görüşmeyi uçağa binmeden, hatta deniz yolunu da kullanarak geçtiğim BP Türkiye ofisinde yaparak çevreye ve bence sürdürülebilirliğe küçük bir katkıda bulundum. Ne dersiniz?
* Var olan petrol rezervleri dünyaya yetecek mi sizce? BP' nin son raporuna göre, dünyada 40 yıl yetecek petrol, 60 yıl yetecek gaz rezervi var. Enteresan ki, raporda şu da söyleniyor. 1986'da dünyada 40 yıl yetecek rezerv kaldığı söylenmişti. 20 yıl geçti. Biz bu arada 20 yıllık hakkımızı kullandık ama 20 yıla yetecek kadar da petrol bulduk. Yani yine 40 yıl yetecek rezerv var diyoruz. Dünya kısa dönemde petrolsüz kalmaz; çünkü daha çok petrol çıkarabiliyor ve yeni sahalar keşfedebiliyoruz. Yani kıtlıkla karşı karşıya değiliz.
* Ama BP alternatif enerji kaynaklarına ciddi yatırım yapmayı sürdürüyor... Hem güneş hem de diğer alternatif enerji kaynakları konusuna yatırım yapıyoruz. Rüzgar enerjisi için ABD'de girişimlerimiz var. Hidrojen konusunda da Ford ve Toyota ile çalışıyoruz. Hidrojen yakıtlı otobüsleri Singapur, ABD'nin batı sahilleri ve Londra'da deniyoruz. Sadece güneş enerjisinden gelirimiz 200 milyon doları buldu örneğin. Ancak tabii uzun bir süre daha BP petrol şirketi olacak. Aynı zamanda başka şeyler de yapan bir petrol şirketi...
* Söz güneş enerjisinden açılmışken, neden Türkiye gibi güneşi bol bir ülkeye yatırım yapmıyorsunuz? Çünkü bizim güneş enerjisi aktivitemizin çoğu, uzak ve dağlık bölgelerdeki elektrik kablolarının çekilemediği yerlere, örneğin Filipinler'deki köylere ışık ve ısı götürmeyi amaçlıyor. Türkiye'nin gayet iyi elektrik üretim tesisleri var. Türkiye'de bizim kullandığımız anlamda güneş enerjisi yatırımı yapmak için anlam taşıyacak, uygun yatırım araçlarını henüz bulmadık. Bu gelecekte olmayacak anlamına gelmiyor. Bir de şu var: Türkiye'de güneş enerjisinin alternatifleri var. Yani büyük çapta bir elektrik eksikliği yok. Ama tabii Türkiye BP için kritik öneme haiz bir ülke. Biz, istikarlı, ticari açıdan rantable ve ekonomisini geliştiren bir ülke olarak görmeseydik Türkiye'de yaptığımız yatırımları yapamazdık.
* Sizce fiyatlar daha ne kadar yükselecek? Bu yükseliş sizce spekülatif mi yoksa talep artışından mı kaynaklanıyor? Petrol fiyatları 1994'ten beri yükseldi ve şu anda da varil başına 60 dolarda duruyor. Şu andaki fiyatlar reel olarak 70'li yıllardakinden daha ucuz aslında. Bunu söylerken, 1979'dan beri insanların gelirindeki artışı da dikkate alıyorum. Şu anda gördüğümüz yüksek fiyatlar petrol azlığından değil, mevcut üretim tesislerinin talebi karşılamada zayıf kaldığı kısa dönemde artan talepten kaynaklanıyor. Yani rezervler azalmıyor. 2004'ten bu yana petrol fiyatının artış göstermesi talebin de artmasına bağlı oldu. Özellikle de Çin ve Hindistan'da talep çok arttı ama büyük bir enerji tüketim ülkesi olan ABD'de de talep arttı. Son iki yıl gördüğümüz sorunlar biraz da üretim tesislerindeki kısıtlamalardan kaynaklanıyordu. Rafineriler ve ham petrol üretim tesisleri giderek büyüyordu ama aslında onlara olan talep daha önceki kapasite miktarının altındaydı ve şimdi kapasiteye daha yaklaştı. Yani yedek kapasite daha aşağı düştü. Fiyatların oynaklığı arttı, çünkü geçen yıl ABD'de yaşanan kasırga, bizim Teksas Rafinerisi'nde yaşadığımız kaza, bazı diğer rafinerilerin plansız bir şekilde faliyetlerine ara vermesi zaten dar olan yedek kapasitenin süratle kullanılması anlamına geldi. Bu yedek kapasitenin genişlemesi de birkaç yılı bulacak. Petrol fiyatlarının önümüzdeki birkaç yıl halihazırdaki seviyesinde, yani 40 doların üzerinde kalacağını gösteriyor. Çin ve Hindistan çok büyük pazarlar ve önemli ölçüde büyüyorlar ancak biz yine de petrole olan talebin önümüdeki 20 yıl içinde yılda yüzde 2 oranında büyüyeceğini tahmin ediyoruz.