Çocuk gözüyle denizlere açılmak
Biz denizcilerin yaz ayları her zaman daha hareketli geçer. Ancak 2006 yılının Haziran ve Temmuz aylarının ne kadar tempolu geçeceğini düşündükçe heyecanlanmamak elde değil Bilindiği gibi temmuz ayında Deniz Kuvvetleri Kupası, Sabah Açıkdeniz Yat Yarışları gerçekleşiyor. Her yıl daha da görkemli bir şekilde yapılan bu en büyük organizasyon için çalışmalara şimdiden başladık. Bu yıl bizim Büyük Yarış başlamadan bir hafta önce İstanbul bir başka büyük yelken organizasyonuna ev sahipliği yapacak. Cannes'ten İstanbul'a kadar kıyasıya bir mücadelenin yaşanacağı Figaro-Beneteau "Odysse Cannes İstanbul" yarışı 8 Temmuz'da Boğaz'da düzenlenecek Vakko Cup'la tamamlanacak. Geçtiğimiz hafta içinde Fransa- Türkiye arasında yapılacak ve Akdeniz'in en uzun menzilli yarışı olacak "ODYSSEE CANNES-İSTANBUL"un Paris'teki imza törenine katıldım. Fransızlar ve özellikle de Fransa'nın İstanbul Başkonsolosluğu bu organizasyona iki ulusun yakınlaşması adına çok ilgi gösteriyorlar. Basın toplantısında konuşan Fransız Deniz Kuvvetleri Sözcüsü, "Yatlara İstanbul'a kadar eşlik edeceğiz. Özellikle Ege ve Marmara'da Türk dostlarımızla birlikte hareket etmekten büyük mutluluk duyacağız" diyordu. Fransa'dan başlayacak yarışa Türk yelkenciler de katılacak ve denizlere birlikte açılacaklar. 'Denizlere Açılmak' sözü yine geçtiğimiz günlerde düzenlenen ve jüri üyesi olarak katıldığım bir organizasyonu aklıma getirdi. Lego firmasınca düzenlenen Lego Ligi'nin bu yılki ana teması "Denizlere Açılmak"tı. İki bölüm halinde düzenlenen yarışmalarda ekipler kendi yaptıkları robotlarla denizdeki canlılara yardım ediyorlardı. Yarışmanın ikinci bölümü ise "Sunum" adı altında yaratıcı projelere ayrılmıştı Öncelikle şunu söyleyeyim. Yarışmaya katılan tüm çocuklarımızın çevre bilincine ve yaratıcılıklarına hayran kaldım. Bir de bizim neslin zorlamayla öğrendiği bilgisayara olan hakimiyetlerine Hayallerle hazırlanan tüm projeler denizlerdeki çevre kirliliğine nasıl önlem alınacağına dairdi. Ve bu birbirinden hoş projelerde tek bir özellik vardı: Çocuklarımız denizlerin bu tempoyla kirletilmesi halinde bizzat kendi yaşam sınırlarının daralacağının farkındaydılar ve bu tehlikeyi bertaraf etmek için kafa patlatıyorlardı. Doğrusunu isterseniz görevi kabul ettiğimde çocukların "denizlere açılmak" sözcüğünden yola çıkarak deniz, yelken, tekne gibi sunumlara yöneleceklerini sanmıştım. Oysa onlar çok daha gerçekçi bir şeyi "dan" diye ortaya koydular: Önce temiz bir ortam sağlayalım. Sonra bunun keyfini süreriz. Ne dersiniz çok da haksız sayılmazlar değil mi!..
|