|
|
|
|
YÖK'ten MEB'e dava
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) Pedagojik Formasyon Kursu açılmasına ilişkin yayımladığı genelgesi ve ilgili işlemin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açtı.
Bugün Danıştay'a sunulan dava dilekçesinde, Anayasa'nın 131. maddesi ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 43/b maddesine atıfta bulunuldu. Bu maddeler uyarınca öğretmenlik mesleğinin kazanılmasına yönelik eğitim ve düzenlemelerin, yükseköğretim kurumları ile YÖK'ün yetkisi dahilinde olduğu vurgulanan dilekçede, şöyle denildi:
''Milli Eğitim Bakanlığı kamuoyunu yanıltır bir şekilde görev ve yetki alanının dışına çıkarak, fen ve edebiyat fakültesi mezunlarına pedagojik formasyon kursları düzenleneceğini, daha sonra bu kişilerin öğretmen olarak atanacağını duyurmuştur. Oysa bazı olağanüstü durumlarda öğretmen ihtiyacının karşılanması için Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK ile işbirliğinde bulunarak, YÖK'ün Pedagojik Formasyon Programları uygulamasını talep etmiş ve müvekkil kurul da bu talebe uygun olarak bu programları geçici sürelerle uygulamıştır.
Ancak bu konuya sürekli ve etkin bir çözüm bulunabilmesi için köklü bir düzenlemeye gidilmiş, bu bağlamda eğitim fakülteleri yeniden yapılandırılmıştır. Basında çıkan haber ve köşe yazılarına göre, bakanlık yetkililerinin açıklamalarından kurs uygulaması kapsamının fen ve edebiyat fakülteleri mezunları ile sınırlı kalmayıp, kapsamını genişleterek, diğer alan mezunu (İlahiyat Fakültesi ve benzeri) kişileri de bu kurs kapsamına alacağı görülmektedir.
Davalı idarenin usul ve yasaya aykırı bu işlemi ile eğitim sitemimiz ve özellikle öğretmen yetiştirme politikamız olumsuz etkileneceğinden ve başvuruda bulunacak adayların mağdur olmaması için savunma alınmadan koşullar gerçekleşmiş olduğundan öncelikle yürütmenin durdurulmasına ve işlemin iptaline karar verilmesini talep ediyoruz.''
Dilekçede, pedagojik formasyon ile ilgili yargı kararları da anımsatıldı. İstanbul 3. İdare Mahkemesi'nin konuya ilişkin bir dava sonucunda formasyon programının kimin tarafından, hangi amaçla uygulandığı ve artık formasyon programları yerine planlanan eğitim sürecinde Tezsiz Yüksek Lisans Programlarının açılacağının belirtildiği ifade edildi.
Bunun üzerine YÖK tarafından 2001 yılından itibaren bir buçuk yıl süreli Tezsiz Yüksek Lisans Programı uygulanacağına ilişkin üniversitelere yazı gönderildiği belirtilen dilekçede, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun öğretmen yetiştirmeyi YÖK'e bıraktığı kaydedildi. Dilekçede, öğretmenlerin yükseköğretimin bugünkü yapısında eğitim fakültelerinde yetiştirildiğine işaret edilerek, diğer fakülte mezunlarından öğretmen olmak isteyenlerineğitim fakültelerindeki ilgili programlara nasıl girebileceklerinin yönetmeliklerde belirtildiği vurgulandı.
''MEB KAMUOYUNU YANILTIYOR''
Dilekçede, şu görüşlere yer verildi:''Milli Eğitim Bakanlığı, dava konusu edilen genelge ve genelgeye dayanak olarak yaptığı işlemi, basın yayın organlarında savunurken, kamuoyunu yanıltmaktadır. Bu kursun hizmet içi eğitim olduğunu belirtmekte, bunun sonucu olarak iznin gerekmediğini iddia etmektedir.
Hizmet içi eğitim, kurumun kendi bünyesinde çalışan personele yönelik bir eğitimdir. Oysa davalı, bu eğitimin özel dershanelerde öğretmen ihtiyacının karşılanması nedeniyle bu kursu düzenlediğini açıkça beyan etmektedir. Kendi kadrosunda bulunmayan bu şekilde çalışan kişilere 'hizmet içi eğitim veriyorum' demek, hukuk kurallarıyla bağdaşamaz''
Dilekçede, bu gerekçelerle genelgenin ve işlemin yürütmesinin durdurulması ve iptali istendi.
GENELGELER
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik imzasıyla 24 Şubat 2006 tarihinde yayımlanan ilk genelgede, özel okul ve dershanelerde uzman öğretici olarak görev yapanlara yönelik ''pedagojik formasyon kursu'' açılacağı duyurulmuş ve başvuruların 17 Mart'a kadar alınacağı belirtilmişti.
Genelgede, söz konusu kursu açmaya dayanak gösterilen hususlar, şöyle açıklanmıştı:
''625 sayılı Kanun'un 21. maddesinde 'Her derece ve tipteki özel öğretim kurumlarının yöneticilik ve eğitim-öğretim hizmetlerinde en az dengi resmi öğretim kurumlarına atanabilmek için gerekli nitelik ve şartları taşıyanlar görevlendirilir' hükmünün bulunması, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 43. maddesinin öğretmenliği bir ihtisas mesleği olarak tanımlaması ve 'öğretmenlik mesleğine hazırlık, genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon ile sağlanır' hükmünün getirilmesi nedeniyle Talim ve Terbiye Kurulu kararında öğretmenliğe kaynak gösterilen Fen, Edebiyat ve Fen-Edebiyat Fakültesi'nden mezun olup asıl görevi özel okul veya dershanelerde olan uzman öğreticilere pedagojik formasyon kursu düzenlenecektir.''
Genelgede, eğitim gideri olarak her kursiyerden bin YTL alınacağı ifade edilerek, kurs merkezlerinin eğitim fakültelerinin bulunduğu bölgelerde olmak üzere müracaatçı sayısı ve yoğunluğu dikkate alınarak belirleneceği kaydedilmişti.
Başvuruların, 17 Mart'a kadar yapılacağı belirtilen genelgede, il milli eğitim müdürlüklerinin başvuru listelerini 7 Nisan 2006 tarihine kadar MEB'e göndermeleri istenmişti. Milli Eğitim Bakanı Çelik, bu genelgenin ardından 8 Mart 2006'da bir genelge daha yayımlayarak, söz konusu pedagojik formasyon kursu için Talim ve Terbiye Kurulu kararında öğretmenliğe kaynak gösterilen Fen, Edebiyat ve Fen-Edebiyat fakülteleri dışında kalan diğer fakültelerden mezun olup halen asıl görevli olarak özel okul vedershanelerde görev yapan uzman öğreticilerin müracaatlarının da kabul edileceğini bildirmişti.
Bu genelgelerin ardından YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, MEB'in pedagojik formasyon kursu açma yetkisinin bulunmadığı yönünde açıklama yapmıştı. Bunun üzerine MEB de bir açıklama yaparak, ''1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 45. maddesinin, yükseköğrenimleri sırasında pedagojik formasyon kazanmamış olanlara Milli Eğitim Bakanlığı'nca formasyon kazandırılmak üzere gerekli tedbir alınır'' hükmü çerçevesinde söz konusu genelgeyle pedagojik formasyon kursu düzenlendiğini bildirmişti.
YÖK'ün, MEB'in böyle bir kurs düzenlemeye yetkisi olmadığı bu nedenle yargıya gidileceği yönündeki yazılı açıklaması üzerine MEB'den yapılan açıklamada, bu kursun hizmet içi eğitim niteliğinde olduğu, bunun için YÖK'ün iznine gerek bulunmadığı belirtilerek, ''YÖK'ün yapmış olduğu açıklama iyi niyetle bağdaşmamakta ve bu tavır bakanlığımızca kınanmaktadır'' denilmişti.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|