7 milyon kişi 'sudan' ölüyor
Dünya, ''22 Mart Dünya Su Günü''nü kutlarken, yapılan araştırmalar, bugün 2,3 milyar kişinin sağlıklı suya hasret olduğunu, yılda 7 milyon kişinin ise suyla ilgili hastalıklardan hayatını kaybettiğini gösteriyor.
Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Ahmet Apaydın'ın Birleşmiş Milletler,çeşitli uluslararası su kuruluşları ve kendi deneyimlerini harmanlayarak yaptığı çalışma, konuyla ilgili ilginç fakat ''ürkütücü ve vahim'' bir resim ortaya koyuyor.
Doğal kaynaklar arasında belki de en özel yere sahip, yüksek kaliteli bir yaşamın sürdürülebilmesi, ekonomik ve sosyal gelişme için en önemli madde olan su, gelecekte insanlık için çok önemli bir sorun olacak gibi görünüyor.
DÜNYA SU REZERVİ
Dr. Apaydın'ın çalışmasına göre, Dünya su rezervinin tahmini konusunda yapılan güncel çalışmalardan IHP-IV UNESCO projesinde dünyadaki 2 bin 500 adet hidroloji istasyonuna ait veriler kullanılarak, dünyadaki su potansiyeli bölge bölge hesaplandı. Bu çalışmaya göre, dünya yenilenebilir su rezervi, yıllık yaklaşık 42 trilyon 750 milyar metreküp (m3) düzeyinde bulunuyor.
IHP-IV UNESCO projesine göre, dünyadaki aşırı nüfus artışı nedeniyle kişi başına düşen su miktarı azaldı. Özellikle 1970-1994 yılları arasında kaydedilen hızlı nüfus artışı nedeniyle kişi başına düşen yıllık su miktarı 12 bin 900 m3'den 7 bin 600 m3'e indi.
Dünyada hem bugünkü su kullanımını belirleyen hem de gelecekle ilgili tahminler yapılan IHP-IV UNESCO Projesi'ne göre, 1995 yılı itibariyle dünyada tüketilen su miktarı 2 bin 70 kilometreküp. Bu miktarın yaklaşık yüzde 85'i tarımsal sulamada tüketiliyor.
Dünyada sulanan toplam tarımsal alan 253 milyon hektar civarında ve bu miktarın 2010 yılında 290 milyon hektara, 2025 yılında ise 330 milyon hektara çıkacağı tahmin ediliyor.
HIZLI NÜFUS ARTIŞI EN BÜYÜK TEHDİT
1950 yılında 2,5 milyar olan dünya nüfusunun 40 yılda ikiye katlanarak 5 milyar olduğuna, 1999 yılı sonunda ise 6 milyara ulaştığına işaret edilen çalışmaya göre, tahminler, dünya nüfusunun 2025 yılına kadar 8 milyarın üzerine çıkacağını gösteriyor.
Bu hızlı nüfus artışı, kişi başına düşen su miktarının neden gittikçe azaldığını ve gelecek için ne derece tehlikeli sinyaller verdiğini açıkça ifade ediyor.
Suyla ilgili konferanslarda ve diğer toplantılarda dile getirilen rakamların ''dehşet verici'' olduğu belirtilen çalışmaya göre, yaklaşık 1,4 milyar insan yeterli içme suyundan yoksun ve az miktardaki suyu da ilkel ve güç koşullarda elde ediyor.
2,3 milyar kişi sağlıklı suya hasret ve yılda 7 milyon kişi su ile ilgili hastalıklardan ölüyor. Ayrıca, 800 milyon kişi gıda yetersizliği ile karşı karşıya ve en önemlisi de dünyadaki akarsuların yaklaşık yarısı ciddi boyutta kirlenmiş durumda.
2025 yılı itibariyle dünya nüfusunun üçte ikisi (5 milyar kişi) su sıkıntısı yaşayacak, bunun 1 milyardan fazlası açlıkla karşı karşıya kalacak.
Yapılan çalışmalar dünyadaki yer altı ve yerüstü su rezervlerinin önümüzdeki yüzyıllarda insan ve diğer canlılar için yeterli olduğunu gösteriyor, ancak bölgelerarası dengesizlikler, aşırı nüfus artışı, ekonomik geri kalmışlık ve kirlilik insanlığın önünde önemli sorunlar olarak duruyor.
ÖNLEMLER
Su kaynaklarının korunması ve akılcı bir şekilde kullanılması konusunda alınması gereken önlemlerin önünde fiziksel, mali, hukuksak, teknik, politik engeller ve sınırlamalar bulunduğuna işaret edilen çalışmaya göre, uzmanlar dünya su kaynaklarıyla ilgili ulusal ve uluslararası sorunların nedenlerini ekonomik kalkınma politikaları içinde doğal kaynaklar ve çevre konusundaki politikaların yetersiz ve yanlış oluşuna dayandırıyorlar.
TÜRKİYE'DEKİ DURUM
Dr. Apaydın'ın çalışmasına göre, su zengini bir ülke olmayan Türkiye bu ortamda yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını entegre su yönetimi anlayışı içinde değerlendirmeli, kısa, orta ve uzun vadeli su politikaları oluşturarak hayata geçirmeli.
Bunun için içilebilir suya kavuşmanın her yurttaş için insani bir hak, bunu sağlamanın da devlet için bir görev olduğu anlayışıyla, su kaynaklarının güçlendirilmiş ve etkinleştirilmiş bir kurumsal yapı (Devlet Su İşleri) eliyle tek elden yönetilmesi, su kaynaklarıyla ilgili mevzuatın günün koşullarına göre revize edilmesi gerekiyor.
(AA)
|