Erişti nevbahar...
Nihayet dağıldı kara bulutlar. Nihayet güneş kazandı bu meydan muharebesini de... Cemreler birbiri ardına sökün etmekte... Şimdi yalnız dağların zirvesinin hakimidir; bir mevsim boyu esaretimizin sebebi olan kar! Biz dağların eteklerinde yaşayanlarsa; ruhumuzun açılan çiçekleriyle mutluyuzdur. Bize, kır çiçeği,menekşe, papatya yeter. Ötesini kendi seçimleriyle uzandıkları zirvelere tırmananlar düşünsün. Ödeyecekleri en küçük bedeldir baharın en geç onlara ulaşması... Ve ödeyecekleri en yaman bedeldir; ruhlarından asla eksik olmayacak fırtınalar ve kar!
Buralara... Dağların eteklerinde yaşayanlara ise... Dünden beri erişmiş bulunuyor "nevbahar!" Yani yeni bahar. Yani ilk bahar. Ne zamandır "ateşli ve kızgın halaylar" la kutlanıyorsa da; baharla vuslatımızı selamlayan insanoğlunun şenlik vesilesi "nevruz" lar... Sonuçta, bahar kazanır. Tasalanmayın. Müjdeden başka ne vardır yüreğimizi her dâim ümitli kılan? Bahar en büyük müjdecisidir hayatın. Ötesi yalan!
Şarkıların ve türkülerin ortak "lisan" ında buluşmalar ondandır. Hep "erişmek" tir kutsanan. Şair Nedim der ki mesela: "Erişti nevbahar Açıldı gül-ü gülşen Çemenler döndü ruy-i yare Rengi lale vü gülden..." Buraya kadar söylenenleri azçok anlamışsınızdır. Devam edin öyleyse: "Açıldı dilberin ruhsarı gibi laleler güller Yakıştı zülf-ü huban veş zemine saçlı sümbüller Nevasaz olmada bin şevk ile aşüfte bülbüller Çerağan vakti geldi lalezarın didesi ruşen..." Anlaşılmayacak ne var ki? Bırakın "Osmanlıca, Farsça sözlük" lerden medet ummayı. Bırakın kendi dilinde mısraları. Kendi halinde aksın, bırakın. Türküleri de bırakın kendi seyrinde. Mesela: "Gitme bülbül gitme bahar erişti/ Kırmızı gül maverdesin karıştı" Ya da... "Açıl mor menevşem bahar erişti/ Lale sümbül nergis reyhan erişti..."
Velhasıl... Dememiz odur ki. Takılmayın kelimelerin diline. O dilde... Ya da bu dilde... Şarkısı ve türküsünü de mırıldanabilseydi bu köşe yazısı, bahar kokulu satırlarla birlikte. Eminiz sormayacaktınız "meâl" ini; bahar adına yazılmış şiirlerin, bir an bile... Yani... O dilde... Ya da bu dilde. Mesele buluşabilmektir gönüllerimizi birbirine prangalayan "ortak şarkılar" ın zincirlerinde. Ortak şarkımız, ortak bir iklimde paylaştığımız hayattır ki. Bahardır müjdesi, "erişen" e...
Bir de şu var: "Bahar yine geldi" demiyor şarkılar. Erişmekten söz ediyor... Bahar hep gelip duruyor nasıl olsa. Dünya habire dönüp durdukça. Ama biz yetişebiliyor muyuz, bileti ömrümüze sigortalı olmayan şu çiçek kokulu istasyona? Biz bahara erişebiliyor muyuz ömrümüzün şu kavşağında?
Şimdi birçok meseleleri vardır memleketimizin, hepimizi kederli kılan, malûm... Şimdi, hiç de iyi görünmüyor dünyanın halleri, cümlemizi kaygılandıran... Bir de "şahsi" dertlerimiz. Tamam. Lakin... Bir daha tekrarlamalı, bu bahar yazısının en "asûde" nakaratını... Tam zamanı: Müjdeden başka ne vardır yüreğimizi her dâim ümitli kılan? Bahar en büyük müjdecisidir hayatın... Ötesi yalan!
|