Anne ben büyüyorum!
"Sen daha küçüksün, olmaz!" "Koskocaman oldun, çocuk musun?" Bu sözler ergenliğe girmiş herkesin ailelerinden sıkça duyduğu ve öfkelendiği sözlerdir. Ergenliği, çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemi gibi gören aileler, büyümeyi duruma göre değerlendirmek isterler. Oysa ergenlik özel bir dönemdir. Her şeyi aynı anda yapabilecek gücünüzün olduğunu düşündüğünüz, severken nefret etmeyi becerebildiğiniz başka bir yaşam dönemi biliyor musunuz? Bu denli güzel bir dönem, maalesef aileler tarafından korkuyla ve endişeyle yaşanmaktadır. Bu korku ve endişe bazen hatalara ve daha çok sahiplenilmeye çalışılan gencin tamamen kaybedilmesine neden olabilmektedir.
GENÇ OLMAK KOLAY DEĞİL Ergenlik dönemi fiziksel, ruhsal ve sosyal bir çok değişikliğin olduğu bir dönemdir. Bu nedenle bir yandan, bedeninde olan değişimleri kabullenmeye çalışan genç, bir yandan da sosyal çevre oluşturmaya çalışır. Yeni öğrendikleriyle, ailesinden kazandıkları onu farklı bir birey yapar. İşte ailelerin en büyük sıkıntısı kendilerine benzemeyebilen ve kendilerinden kopmaya çalışan bu yeni bireyi kabullenebilmektir. Onlar engellemeye çalıştıkça, genç kimliğini kazanma uğruna daha fazla yanlışa, daha fazla olumsuza yönelebilir. Hiç kolay değildir, büyüyen, bazı yerleri değişen ve sana kadın ya da erkek gözüyle bakılmasına neden olan beden değişikliklerini kabullenmek, benimsemek, boyunu, sivilceni, kilonu dert etmeden diğer gerekleri yerine getirmeye çalışmak. Zordur, hele çevrendekiler tüm bunlara önem veriyorsa, sana güzel, çirkin, kısa, uzun, şişman, zayıf gibi eleştiriler yapıyorsa, daha da zordur. Bu zorluğun içinde kendini yaşıtlarına kabul ettirme, erişkinlere büyüdüğünü ispat etme, meslek sahibi olma çabası yükünü arttırır. Ailen bu zorlukları anlamaz, bu çabanızı desteklemek yerine sadece denetlemeye çalışırsa ya sorunlar içinde boğulur kalırsın, ya da yanlış sığınacak yerler, alışkanlıklar, insanlar, gruplar içinde yokolur gidersin. Kendi yanlışlarını görmeyen erişkinler ise tüm suçu ergenliğe yüklerler.
AİLENİN DESTEĞİ ÖNEMLİ Oysa seni anlamaya çalışan ve destekleyen, hatalarında kızsalar da yanında olan, daha büyüklerini yapmaman için engel değil, yol gösterici olan bir ailen varsa, senin o tükenmez gücün, bitmez enerjin, arama isteğin, bulduğundaki şaşkınlığın, sevincin, neşen onlara da bulaşacak, ergenlik senin ve ailen için doyumsuz ve uzun bir yaşam süreci olacaktır. Tüm aşamaları kolayca atlatamasan da, desteğin olduğunu bilmek, kimliğini tamamlayarak erişkin dünyasına geçmeni kolaylaştıracaktır. Sonrası ise, geriye bakıp "neydi o günler" diyerek yeniden ergen olabilmeyi özlemekle geçer. Ergenlik uzun ve dolu bir dönem. Geçtiğimiz pazar "Hadi Paylaşalım" programının bir kısmında, ergenliğini geride bırakmaya çalışan bir gencin annesiyle, Türkan Şoray'la konuştuk. O programda iki şeyi gördüm: İlki "sinemanın sultanı" için "kızının annesi" olmak çok daha büyük bir gururdu. İkincisi ise her sağlıklı ilişki kurmayı başaran aile çocuk ilişkisinde olduğu gibi, Sayın Şoray'a da kızı ikinci ergenliği yaşatıyordu. Yarın ise en başa döneceğiz ve ATV ekranlarında, sabah 11.45'te gebelikten, bebek hazırlığından konuşacağız.
|