| |
Şemdinli'de Nevruz
Leyla Zana'nın sütre gerisine çekildiği DTP, bu yıl Nevruz şenliklerini Şemdinli'den başlatmaya karar vermiş. İlk Nevruz ateşi 18 Mart'ta gövde gösterisiyle orada yakılacakmış. Yakışır. Devletin zirvesinde derin çatlaklara yol açan olayların sahnelendiği yer bu "Onur"u fazlasıyla hak etti.
Van Cumhuriyet Başsavcısı Ferhat Sarıkaya'nın Şemdinli olayları iddianamesinde Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt'a yönelttiği suçlamalar hiç de yabancımız değil: "Örgüt kurmak, sahte belge düzenlemek, görevi kötüye kullanmak." Aynı suçlamalar Sarıkaya'nın Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'la ilgili iddianamesinde de yer aldı. Başsavcı'nın "Adil yargıyı etkilemeye teşebbüs etmek" iddiasıyla Org. Büyükanıt için yaptığı suç duyurusu ise, Aşkın davasında geniş bir çevreyi hedef durumuna getirdi: Üniversitelerin rektörleri, birçok baro başkanı, başta Baykal olmak üzere CHP'li milletvekilleri Bakalım gazetelere ve TV kanallarına yaptıkları açıklamalarla Şemdinli iddianamesi konusunda aynı "suç"u işleyen muvazzaf ve emekli askerler ile siyasiler için de soruşturma açılacak mı? İki iddianame arasındaki paralellik bu kadarla bitmiyor. İkisinin kahramanlarının da delilsiz, kanıtsız iddialara ve ihbar mektuplarına dayanarak suçlandığı öne sürülüyor. Gerçekten de Org. Büyükanıt, Şemdinli olayları sanıklarından Astsubay Ali Kaya için, "Tanırım, iyi çocuktur ama suç işlediyse bilemem" değerlendirmesi yapmasa bile, adı iddianamede geçecekti. İlginç olan Komutan'la ilgili "Örgüt kurmak, sahte belge düzenlemek ve görevi kötüye kullanmak" iddialarının sadece ve sadece Diyarbakır'da yayınlanan Söz gazetesi ile TV kanalının sahibi Mehmet Ali Altındağ'ın Meclis Şemdinli Komisyonu'na verdiği ifadeye dayandırması. 1990'lı yıllarda terörle mücadele operasyonlarında canı yandığı anlaşılan Altındağ, "Başparmak, serçe parmaktan haberdardır" mantığına oturttuğu ifadesinde, bakın Büyükanıt'la ilgili ne değerlendirmeler yaptı: "1997-2000 yıllarında 7'inci Kolordu Komutanı olan Org. Büyükanıt'ın olanlardan haberli olduğu kanaati hakimdir. Büyükanıt'ın haberdar olduğu Diyarbakır'da genel bir kanıdır."
Üniversiteler ve elitler Başsavcı da bu "Kanaat" ve "Genel kanı"lardan yola çıkarak çok ama çok anlamlı analizlerde bulundu: "Çevreden gelerek merkezi ele geçirme çabasında olan unsurlar, sivil-askeri bürokratik eliti oldukça rahatsız ediyor." O "unsurlar"ın hangi görüş mensubu olduklarını, varın siz çıkarın. Hatırlayın, Aşkın'ın aslında bir cemaatin Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ni barka bahçesine çevirme planlarını bozduğu için mahkemelerde süründürüldüğü yorumları yapılmıştı. Şimdi de Org. Büyükanıt'ın şahsında sivilaskeri bürokratik elitin "Çevreden gelerek merkezi ele geçirme çabalarına engel olma" çabalarına, suç izlenimi verilmek isteniyor. Aşkın ile üniversiteler, Org. Büyükanıt ile sivil-askeri bürokratik elit Gelin de laik cumhuriyetin sağlam kalelerine sistemli bir hazırlıktan kuşkulanmayın. CHP lideri Baykal'ın "Bu, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne darbe girişimidir ve bu girişime yargı da alet ediliyor" çıkışı da zaten bu kuşkuların seslendirilmesi değil mi? Ya Anavatan Genel Başkan Yardımcısı Emin Şirin'in "Anlaşılan, karşı postmodern sürecin savcılığı, Van Başsavcılığı" demeci? Anlamlı bir ayrıntı; iddianamede, Şemdinli'deki "Öbür" olaylara pek yer verilmedi: Atatürk büstlerinin parçalanması, Türk bayraklarının yakılması, askeri lojmanlara saldırılması, PKK bayrakları açılması, Öcalan sloganları atılması... Van Başsavcısı'nın iddianamesi Nevruz arefesine rastladı. Şimdi DTP, ilk Nevruz ateşini Şemdinli'de yakmaya hazırlanıyor. Komutanların suçlandığı, PKK'nın es geçildiği bir ortamda, ne anlamlı bir karar ve kutlama!
|