|
|
|
|
|
Şarapçıların savaşı sektörü ikiye böldü
|
|
Haksız rekabet ve kaçak üretim iddiası üreticileri birbirine düşürdü. Corvus'un sahibi Reşit Soley de Kavaklıdere ve Doluca firmaları yüzünden şarap satamamaktan dertli.
Şarap sektöründe üretim ve satışlar büyüdükçe krizler de büyümeye başladı. Yıllardır sesi çıkmayan sektörde, son birkaç yıldır yaşanan rekabet öylesine büyüdü ki üreticiler arasında tartışmalar, taraflar arasında suçlamalar ve hatta bölünmeler yaşanmaya başlandı. Rekabet Kurulu, sektörün en büyük iki üreticisi Kavaklıdere ve Doluca'yı haksız rekabetten incelemeye alınca, kutuplaşma oldu. Sektörün en büyük bu iki üreticisinin; restoran, bar, gece kulübü gibi eğlence mekanlarıyla özel anlaşmalar yaptığı ve başka markaların şaraplarının satılmasını engellediği iddia edildi. Rekabet Kurulu müfettişleri aynı anda iki şirketin de bilgisayarlarına el koydu. Evrakların fotokopilerini alıp incelemeye başladı. Kurulun kararını bekleyen iki firma iddiaları kabul etmedi. Corvus markasıyla piyasaya yeni giren mimar Reşit Soley ise Kavaklıdere ile Doluca'nın güçbirliği yapıp restoranlara kendileri dışındaki markaların girmesini engellediğini iddia ederek küçük üreticilere yaşama şansı verilmediğini iddia ediyor. Geçtiğimiz çarşamba günü yapılan Şarap Üreticileri Derneği toplantısında Doluca ile Kavaklıdere, "Kaçak şarap üreten, vergi kaçıran üreticilerle aynı çatı altında bulunmak istemiyoruz" diyerek yönetim kurulundan istifa etti. Üstelik Kavaklıdere'nin sahibi Ali Başman derneğin başkanıydı.
İKİ FARKLI GRUP VAR Şarap üreticileri arasında yaşanan kavgayı, içlerinde en yenisi olan ve en az üretim yapan Reşit Soley açıkça dile getirdi. Bozcaada'daki bağlarında ürettiği Corvus marka şaraplarla sektöre giren Soley yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Şarap üretmeye başlayınca üye olduğum Şarap Üreticileri Derneği'nde iki farklı grup olduğunu gördüm. Bir grup üretici kaçak şarap üretiyor, devlete vergisini ödemeyip hijyenik koşullara uymuyor, diğer grup ise tersini yapıyor. İki grup aynı çatı altında ticari çıkarları için durumu kabulleniyor. En son yapılan dernek toplantısında 'Kötüler kötü olduklarını deklare ettiler, sebep olarak da iyilerin davranışlarını gösterdi. İyiler, kötülerin var olduğu yerde yönetimde olmak istemediklerini söyleyip ayrıldı. Sonunda ben böyle bir durum içinde olmayacağımı, k o n u ş -maları hazmedemeyeceğimi söyledim ve eğer yeni yönetim bir hafta içinde etik doğrularını açıklayıp, bir yıl içinde neler yapacaklarını söylemezse, ben olmayacağım', dedim." Reşit Soley, daha sonra yaşanan gelişmeleri de şöyle özetliyor; "Kavaklıdere'nin sahibi Ali Başman, 'Bu grup içinde olmamızı gerektirecek hiçbir sebep yok. Çünkü bu grubun büyük bir kısmı kaçak şarap üretiyor, vergisini ödemiyor, o yüzden bu insanlarla bir arada olamam' diyerek yönetimde görev almayacağını söyledi. Doluca'nın sahibi Ahmet Kutman, 'Biz de bu grubun içinde olmayacağız' dedi. O sırada suçlananlardan biri, 'İyi şarap yapmak için çaba sarfettim, şarabımın restoranlarda satılması için uğraş verdim, ama siz iki firma iyi şarabı satacağım yerleri kapattığınız için, şaraplarım oraya giremediği için ben ucuz şarap satmak zorunda kaldım. Vergiyi ödemeyip öbür gruba geçmiş oldum' dedi. Ortaya şu tablo çıktı: Türkiye'de bazıları köşeleri, bütün etik, ticari ahlak, insan hakları, tüketici hakları, satan hakları anlamında güçleriyle gasp ediyor. Tüketici istediği iyi şarabı bulmak yerine empoze edilen şarapları içmek zorunda kalıyor." Soley de birçok üretici gibi Kavaklıdere ile Doluca'dan şikayetçi... Kavaklıdere ve Doluca yüzünden eğlence mekanlarına şaraplarını satamadığını belirten Soley, pes etmeyip mücadele edeceğini vurguluyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|