|
|
|
|
|
Kürtaj hukuken mümkün ben etik olarak karşıyım
|
|
Aile planlaması bakanlığın hap ya da kondom dağıtmasıyla olmaz. Devlet zorla doğum kontrol etmez.
SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ'ın 6 çocuğu var. Sonuncusu daha iki aylık. "Böyle yoğun tempo, bunca iş bravo vallahi. Tam 6 çocuk, ailenize zaman ayırabiliyor musunuz peki?" Ayırıyormuş. Önemli olan ne kadar zaman ayrıldığı değil verilen zamanın kalitesiymiş. Bakan Akdağ, yine de eklemeden geçemiyor: "Karım çalışsaydı asla cesaret edemezdik." Karşımda 6 çocuklu bir Sağlık Bakanı olunca sormadan duramıyorum tabii. "Aile planlaması hakkında ne düşünüyorsunuz?" Bakan Akdağ'a göre Türkiye'de bir anne başına 2.2 doğum düşüyor. Bu da yüksek bir sayı değil. "İyi de" diyorum "Kırsal bölgelerde ve şehirlerin varoşlarındaki yüksek çocuk sayısı ne olacak?" Bakan bu konuda dertli. "Bahsettiğiniz bölgelerde anne başına doğum oranı 3.5'leri buluyor. Sosyal erişimi sağlamak lazım. Ama bu erişim bakanlığın doğum kontrol hapı ya da kondom dağıtmasıyla olacak şey değil. Çünkü bu olayın bir de kültürel temeli var. O ailede bir kayınvalide ve kayınpeder var. Devletin zorla doğumları kontrol etmesi gibi bir iş sözkonusu olamaz. Aile planlaması konusunda hedefin ne olduğunu iyice anlatmak gerekir." Peki ya kürtaj? Akdağ "Kürtaja etik olarak karşıyım" diyor ve ekliyor. "Türkiye'de kürtaj hukuken mümkün olabilir ama etik açıdan doğru bulmuyorum. Kürtajın bir aile planlaması metodu gibi algılanmaması gerek. Kürtaj özellikle anne sağlığı ve sonraki doğumlar açısından son derece riskli. Bence mümkün olduğu kadar önceden bu işin tedbiri alınmalı. Ve kürtaja hiç gerek kalmamalı."
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|