| |
|
|
Herkes biraz Hasan Şaş biraz da tribündekiler!..
"Anama küfrediyorlar. Ben bunları hak edecek ne yaptım?.." diye haykırıp, önce soyunma odasına, sonra olabildiğince çabuk stadyumdan ayrılmaya koşmuş Hasan Şaş. Takım kaptanı Hakan Şükür'ün anlattığına göre; "İçeride çok ağlamış, arkadaşlarını da çok ağlatmış Hasan."
Koro halinde Yüzüne karşı "ulan" bile demeye yetecek yüreği olmayanların, Hasan Şaş gibi bir aslan parçasına; tribün karambolüne saklanıp, koro halde sinkaf çekmesi gerçekten de şerefsizlik. Kolaysa makul bir ortamda yapsanıza. Denemesi bedava. Paçası sıkan Şaş'ın karşısına tek başına dikilsin tek bir kötü sözcük söylesin görelim.
Lanet olsun! Aziz Yıldırım ne diyor? "Herkesin anası mübarektir, kutsaldır. Analara küfredilmez!" Aziz Başkan'ı sever ya da sevmezsiniz. Ama bu dediğine kim "hınk" edebilir. Serdar Bilgili de bu yüzden "lanet olsun" çekip, orta yerinden kırık bir yürekle veda etmedi mi?
Her yerde var Sahalardan, spor salonları ve diğer mekanlardan daha nice örnek var. Ama oralarda bitmiyor ki. Küfür, gündelik yaşantımızın, kolektif kullanıma açık ağız gargarası oldu. Galiz sözcüklerin türlü biçim ve dozajda çarpmadığı dil, diş, dudak kalmadı. Evde, işyerinde, sokakta, okulda, dairede, taşıt aracında, kışlada, cami avlusunda, cenazede her yerde her yerde küfür var.
Mekke küfürbazları Hacca gidip gelen bir yakınım anlattı; "O kutsal topraklarda bile bizimkiler uluorta sövüp sayıyordu. Hicap duydum" dedi. Artık o kutsal topraklardan çok uzakta, İstanbul'da olduğu için, Mekke küfürbazlarına olan hiddetini, onlara küfrederek gösteriyordu taze hacı bu dostum.
Çocuktan duy küfrü! Denk getirebilirseniz şayet; bir ilkokul teneffüsünde, bahçe kenarına sinip küçük çocukları izleyin. Kızı erkeği nasıl küfür cümleleri kuruyorlar görüp şaşırın. O cinsel eylemleri yapmak bir yana, ergen olmalarına bile uzun yıllar gereken bu sabiler, beden dillerini, ettikleri küfürlere nasıl da uyumlu ve mahir kullanıyor şaşarsınız.
Biraz o biraz bu Aslında kişi, mekan, ortam örnekleri vermek yersiz. Neredeyse hepimiz, her zaman, her yerde biraz Hasan Şaş, biraz tribündeki o densizler gibi yaşamaktayız. Ya pundunu bulup ağız dolusu küfrediyoruz, ya da bulunmuş puntların kurbanı olup bir alay küfrü yiyoruz.
"Sakin olmak mı?.." Böyle sakin sakin oturup yazınca; tahlil etmek, "sakin olun" ahkamı kesmek, kolay. Başa gelince sabredemiyor celalleniyor insan. Kafanın tası atınca da; "kem söz sahibinindir; öptür et" denmiyor ki birader, ne yapacaksın, basıyorsun kalayı...
|