Yargıtay'dan basın özgürlüğü eleştirisi
Yargıtay'dan yapılan açıklamada, önünegelenin konuştuğu yerde, aklına gelenin bunu yayınlamasının basın özgürlüğü ile açıklanamayacağı belirtilerek, ''Yargı ve Yargıtay'ı dışarıda pazarlamaya tevessül edenlerin varlığı, bilinen bir olgudur. Basın sanal olayları gündeme taşımamalı, bu gibilere prim vermemelidir'' denildi.
Yargıtay Basın Bürosu'ndan yapılan yazılı açıklamada, Küre Operasyonu'na ilişkin dün iki gazetede yer alan haberler üzerine açıklama yapılması zorunluluğu doğduğu ifade edildi.
Açıklamada, haberlerin, hangi akla
hizmet ettiğinin anlaşılamadığıbelirtilerek, haberlerle yargı ve Yargıtay'a yönelik bir karalama kampanyasının yürütüldüğünün düşünüldüğü kaydedildi.
Konunun, somut bir beyana, olaya dayanmadığı, haberdeki kişilerin Yargıtay dışından olduğu, bu nedenle bu kişilerin beyanlarının Yargıtay'ı bağlamadığı ifade edilen açıklamada, ''Yargıtay böyle bir konuda açıklama yapmak zorunda bırakılmayı incitici görmektedir'' denildi.
'YARGITAY ZAN ALTINDA BIRAKILMAKTA...'
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
''İki şahıs arasında geçen ve kayda alınan telefon görüşmesinde, Yargıtay'dan somut bir isim ve olay geçmediği gibi, konuşma içeriğinden bu kişilerin varsayıma dayalı konuştukları görülmektedir.
Konuşmada bahsi geçen Sedat Şahin isimli kişiyle ilgili ne konuşmanın yapıldığı 2005 yılı Nisan'ında ne de bugün itibariyle Yargıtay'a intikal etmiş bir dava dosyası yoktur. Hal böyle iken, sanki konuşan şahısların Yargıtay'dan biriyle bağlantısı varmış gibi verilen haberlehem yargı ve hem de Yargıtay zan altında bırakılmakta, sisteme ve kuruma duyulan saygı ve güven örselenmektedir.
Konuşan kişilerin emniyetçe izlenen şahıslardan olması ve kendi aralarında yaptıkları bir konuşmanın adeta Yargıtay'dan biriyle ilişkivarmış gibi aktarılması, üstelik bir yıl evvelki konuşmanın bu şekildemanşete taşınması, kamuoyunun yanlış izlenimler edinmesine sebebiyet vermektedir.''
Açıklamada, olmayan bir dava ile var olmayan bir bağlantı ve tamamen soyut, varsayıma dayalı bir konuşmanın Yargıtay ile ilişkilendirildiği vurgulanarak, ''Sırf haber olsun diye bu gerçeklerden uzak ve düzeysiz konuşmaları manşete taşımak, kimseye yarar getirmez. Sorumlu gazetecilik yerine sorumsuzca sözüm ona habercilik yapmak, kavramları ve kurumları zedelemek, sorumluluğun da ötesinde bir davranış biçimidir'' denildi.
'BU GİBİLERE PRİM VERİLMEMELİ...'
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
''İki büyük ve saygın gazetenin, hem önüne gelenin saçma sapan konuşmalarını, ortada önemli bir konu varmışçasına büyük puntolarla yayınlamasını anlamak mümkün değildir. Bu gazetenin sorumlularını, gerçek anlamda sorumlu ve bilinçli olmaya davet ediyoruz.
Yazılanların da bir seviyesi olması icap eder. Önüne gelenin konuştuğu yerde, aklına gelenin bunu yayınlaması, basın özgürlüğü ile kabili tarif değildir. Yargı ve Yargıtay'ı dışarıda pazarlamaya tevessül edenlerin varlığı bilinen bir olgudur. Basın sanal olayları gündeme taşımamalı, bu gibilere prim vermemelidir. Bu tür davranışlar basın ahlak yasasına da uygun düşmemektedir.
Sayın Yargıtay Başkanı 40 yıllık meslek yaşamı boyunca hemen her platformda ve her konuda belli bir duruş göstermiş ve halen de aynı çizgiyi muhafaza etmekte olup, özellikle yolsuzluk iddiaları karşısında tavizsiz ve sert tavrı herkesin malumudur. Bu bağlamda, kendisi ayrıca ve önemle bilinmesini istemektedir ki; intikal ettirilecek her ciddi iddia hassasiyetle araştırılacak ve gereği derhal ve en katı şekilde yapılacaktır.''
|