Tebrik mi geçmiş olsun mu?
Yeşim'le İlker'in düğününe birkaç arkadaşla davetli gibi gittik. Yoksa hakikaten yüzlerce arkadaş, dost, tanıdık çağırmak icap ederdi. Masalardaki tüller içinde beyaz orkideler, beyaz güvercinler ve mumlarla romantik, abartısız bir şıklık içindeydi. Kendisine çok yakışan bir gelinlik içinde Yeşim çok güzeldi, galiba oğlum da yakışıklı... Çoluk çocuğun ortalarda hoplaması, küçüklerin kız kıza dans etmesi hiç hoşuma gitmez. Ama o gece neşe ve samimiyet bulaşıcı bir şeymiş gibi ilk başta aileleri teslim aldı, sonra da konukları. Kimi çıplak ayak, kimi konfetiler savurarak, kimimiz çocuklarla, karşımızdaki erkek olmuş, kadın olmuş aldırmadan gülerek, dönerek, zıplayarak dans ederken bulduk kendimizi. Etraf silindi. "Ay ne derler?" falan kalmadı sanki herkes kendi evindeymiş gibi oldu. İlker'in komikliklerinden, Yeşim'in içtenliğinden etkilenip zıp zıp eğlendik. Yazık ki masaya nazar değmesin diye serpiştirilen mavi süsler işe yaramadı. Eve dönünce aldığımız soygun haberi ile donduk kaldık. Daha o gün İstanbul'da siteler, korumalara rağmen "Soyulmadık ev kalmayacak mı?" içerikli bir yazı okumuştum. İstatistiklere dayanıyordu. Ürpertici, düşündürücü böyle bir rastlantıyı o geceye yakıştıramıyor insan. "Görevliler o kadar ciddi, o kadar detaylı çalışıyorlar ki, mutlaka bulunacak" diyor İlker. Kültürümüzde vardır ya haberi duyduktan sonra "Biraz gülünce illa ki kötü bir şey mi olur?" lafı geldi aklıma. Bu cumartesi 22:30'da Show TV de yine "Türkiye'nin Yıldızları" nı seçiyor olacağız. İşler zorlaştı. Geçen hafta çok başarılı bir Ebru Şallı taklidi yapan Özlem'le, başından beri yeteneği ve sempatikliğiyle genç Adile Naşit dediğimiz Aslı kızımız sonuncu oldu. Aslı hiç hak etmediği halde ayrılmak zorunda kaldı. Yarışmacılar, bütün ekip üzüldük. SMS'lerle tanıdıklarını destekliyor insanlar. Tekrar rica ediyorum lütfen seyredenler kayıtsız kalmayın hak edenlerin kazanması için onlara bir SMS çekerek seyrini değiştirin. Küçük kızımız ve kocası İsviçre'den düğün için gelmişlerdi. Gece anneannelerinin öldüğü haberi gelince düğün ertesi ailece Çeşme'ye cenazeye gittiler. Sayhan Hanım çok iyi bir insandı. Mekanı cennet olsun! Aynı anda sevinçle mutluluk, heyecanla acıyı tattık, vefat haberiyle acı ve kayıp iç içe yaşandı. Hayat böyle bir yumak işte! Şu ölümlü dünyada önemli olan ne sizce? Uzatmaları yaşayan biri olarak yarışmada bile eleştirmekten zorlanmam belki de bir kusurdur. Fazla iyimserlik sinir bozar, doğru. Şu ölümlü dünyada insanları incitmekten korkarım. Sevgiden,saygıdan olumlu katkıdan yanayım. Ama kendimi sevdirmek için yaptığım bir şey değil bu. Sevmeyende sevmez
UMUT ÇİÇEK AÇAR MI? Umut yeşerir, öyleyse çiçek de açar. 9 Şubat Perşembe günü (Ankara Hacettepe'de) törenle UMUT EVİMİZ açılmış olacak. İmkanı olmayan kanser hastalarından hiç olmazsa bir kısmının barınacak ve tedavi olacak bir yeri oluyor. Bütün MİGROS'larda satılan mavi bilezikler hoşunuza gider de almaya devam ederseniz, (1 YTL) hem bu evin kalan borcu ödenir hem de yeni evler yapılır. Böylece siz de; BİR HAYAT KURTARABİLİRSİNİZ. Başından beri devamlı mavi iyi yaşa bilezikleri satın alıp etraflarına dağıtan, kanserli hastalara umut veren, destek veren kurum ve kişilere çok teşekkür ederiz.
|