|
|
|
|
|
|
Rahşan, kocan nasıl tatlım?
İnsan ameliyat filan olunca tanıdığı tanımadığı ne kadar insan varsa arasın, hatta hastaneye gelip acıyan gözlerle bakıp "Canım geçmiş olsun" filan desin istiyor. İlgi istiyor, şımarmak istiyor ve arada bir de 0-5 yaş grubu gibi ağlamak istiyor. Geçen haftalarda olduğum ameliyattan uyandığımda kardeşim "Ablacığım Ebru Akel aradı" dedi. Bu cümlede beni şaşırtan iki öğe vardı. Birincisi Berşan'ın bana "Ablacığım" demesi (işte ameliyat olmanın avantajları) ikincisi ise Ebru Akel'in aramış olmasıydı. Ebru ile tanışıyorduk ama öyle kişisel bir dostluğumuz yoktu. "Allahım ne kadar mes'udum, hastalığım sanat camiasında infiale yol açtı" deyip Ebru Akel'i aradım. Telefonu heyecanla açtı. Ağlamaklı bir ses tonu ile neden ameliyat olduğumu ona haber vermediğimi sordu. Şaşkınlığımdan "Ebru'cuğum çok ani oldu, kimseyi arayamadım" diyebildim. Ama şaşkınlığım 10 katı arttı. Sonra bana sevgilisinin doğum gününden ve sürpriz bir partiden bahsedip, "Eşin nasıl yanında mı? Eğer iyileşirsen eşinle gel" deyince "Ebrucuğum ben evli değilim ki" diyebildim. Telefonun öteki ucunda "Ayy sen Sabah'taki Rahşan'sın" cümlesini takiben gülme krizi hasıl oldu. Ben ise feci haldeydim. Dikişlerimi hoplata hoplata gülüyordum. Meğerse Ebru aslında Ebru Şallı'nın görümcesi Rahşan'ı aramış. Kardeşim de "Ablam ameliyatta" deyince Ebru Şallı'yı filan bile aramış, ama Allahtan ulaşamamış.
|
|
|
|
|
|
|
|
|