|
|
Bu ne dikkat!
Akbank'ın cep telefonundan kredi talebi üzerine yaptığı reklamı son derece çarpıcı bulup keyifle izlerken reklamı eleştiren birkaç eposta gelince önce biraz şaşırdım. E-posta sayısı artınca konuyu buraya bir örnekle almanın yararlı olacağını düşündüm: "Üniversite 3. sınıf öğrencisiyim. İşletme okuyorum. Son günlerde sıkça Akbank reklamlarını izlemekteyiz. Hani trende 3 kişi (bir Amerikalı, bir Türk ve de bir Japon) seyahat ediyorlar. Türk olan, bir telefonla vatandaşlık numarasını söyleyerek kredi almayı başarıyor. Buraya kadar her şey çok güzel. Fakat hata (bence) burada başlıyor. Japon telefonda 'benim vatandaşlık numaram ne mi?' diye soruyor... Buradan anlaşılıyor ki global olmaya çalışan bir Akbank kendi ülkesinde yaşayan fakat Türk vatandaşı olmayan yabancılara bu fırsatı veremiyor... Strateji hatası yapıldığını düşünmekteyim. Başak Cengiz" Tam da bu konuya "Ne diyelim? Bu kadar kusur kadı kızında da bulunur mu diyelim, yoksa izleyiciyi sakın küçümsemeyin, onlar hepimizden daha dikkatlidir mi, diyelim" diye yanıt vermeyi düşünürken, kampanyanın ikinci filmi yayına girdi. Aynı Türk, Amerikalı ve Japon başka bir ortamda bir araya geliyor ve çelişki çözülüyor. Japon, aslanlar gibi TC vatandaşı kimliğini çıkarıyor ve hem Türk vatandaşı olduğunu hem de kredi için hakkı olduğunu gösteriyor. Peki ilk reklam filmi için duyulan kaygı yersiz mi? Hayır! Birincide içine düşülen "özürlü" durumdan ikincide çıkılacağını izleyen nereden bilecek? Hadi onu da tahmin ettik, ilkinde yaratılan algılama hemen değişebilecek mi? Süreklilik ve tutarlılığı, en az strateji ve yenilikçilik kadar özümsemezsek, işimiz zorlaşır.
|