|
|
Gökhan Demirkol'un ablasıyla konuştum
Gökhan Demirkol ile ilgili yazım üzerine ablası Nazlıhan aradı. Daha doğrusu elektronik mektup yolladı. Ben de ona. Derken, buluşmaya karar verdik. Ailecek çok üzülmüşler benim 'iğrenç sevgili' yorumuma. Annesi okur okumaz ağlamış, babası zaten üzüntüden ne yaptığını bilmez haldeymiş... Üzüldüm. Elbette kimseyi kırmak, üzmek gibi bir düşüncemiz yok. Bu nedenle kelimeleri özenle seçmeye gayret ediyoruz ama görünen köyün kılavuz istemediği durumlarda da sözü sakınmamak gerekiyor. Ve kendimizi karşımızdakinin yerine koymak... Ailemiz, yakınlarımız ne kadar değerliyse, başkalarınınki de o kadar önemli. Yani Demirkol ailesi ne kadar üzgünse, Özçelik ailesi de o derece üzgün. Gazeteleri her açtıklarında onların da tansiyonları fırlıyor, sinirleri bozuluyor. Hele ki son günlerde... Nazlıhan Demirkol da bunun farkında. Sohbetimiz boyunca Gamze ile ilgili olumsuz hiçbir şey söylemedi. Gamze için de, kardeşi için de üzgündü. Kardeşinin, hiç de düşündüğümüz gibi kötü biri olmadığını anlatmaya çalıştı. Özetle şunları söyledi: "İki genç birbirlerini sevmiş. Ailelerin, özellikle Gökhan'ın ailesinin onaylamamasına rağmen ilişkileri sürmüş. Ayrılsalar bile görüşmüşler. Ki o malum gece yaşananlar da, başkalarıyla çıktıkları bir dönem."
'TECAVÜZ' DEĞİLMİŞ Esas meseleye gelirsek; evet o görüntüleri Gökhan çekmiş. Yalnızlarmış. Ve Gökhan'ın iddiasına göre Gamze baygın değilmiş. Yani tecavüz değilmiş. Daha önce de bu tür çekimler yapmış ve birlikte seyretmişler. O görüntülerden de herkesin haberi varmış. Olayın başından beri ailecek biliyorlarmış görüntülerdeki kişinin Gökhan olduğunu. Zaten kendisi açıklamış ailesine ama inkar etmek zorunda kalmış. Zira öyle istenmiş. İki taraf da başta yalan söylediği için şimdi toparlamakta zorlanıyormuş. Kısacası Nazlıhan, kardeşinin tek suçunun görüntüleri çekmek olduğunu söylüyor. Yani kardeşini tecavüz gibi ağır bir suçtan kurtarmaya çalışıyor ve görüntüleri yayan kişi olmadığını söylüyor. Bilemiyorum, belki ben de onun yerinde olsam aynısını yapardım. Ama ne yalan söyleyeyim, kendisine de açıkladığım gibi, hiç inandırıcı gelmiyor söylenenler. Özellikle de izlenen yol nedeniyle. Zaten avukat görüntülerin iki tarafın da rızasıyla çekildiğini ispatlamak için karşı tarafı suçlamaya çalışıyor ama bulduğu her delil, her seferinde kendi ayaklarına dolanıyor. Gamze'nin Mikonos'ta çekilen görüntüleri gibi örneğin. "Bakın her dakika kendini telefona kaydediyor" veya 'mazoşist' demeye getiriyorlar ki, konuyla ilgisi yok...
KADIN SUÇLANIYOR! Nazlıhan'ın da bir takım iddiaları var. Örneğin, Mikonos görüntülerine, ulaşmak yerine söylediği telefon kayıtlarına ulaşmak, veya Gökhan vermediyse görüntüleri kimin verdiğini ortaya çıkarmak gibi. Oysa en kestirme yol tercih ediliyor. Kadını kötülemekle sorunu çözeceğimizi zannediyoruz... Kadın kötü; çünkü başkasıyla çıktığı halde eski sevgilisiyle görüşüyor. Peki, eski sevgilisi başkasıyla çıktığı halde onunla hâlâ görüşen erkeğe ne dememiz gerekiyor? Kadın kötü; çünkü görüntülerinin çekilmesini istiyor. Peki, görüntüleri çekip seyretmeyi düşünen erkeğe ne diyeceğiz? Birininki teşhir, mazosiştlik, diğerininki masum bir fantezi mi? Kısacası Demirkol ailesinden, onları üzdüğüm ve ağlattığım için özür dilerim. Ama görüşlerimde pek bir değişiklik olmadı. Haklıdır kardeşinin yanında olmakta, ona inanmakta. Bizim inanmamız için ise 'makul delil' gerekli.
|