|
|
La Pergola'da Cenk Eren...
Bazı mekanlar şanssızdır... Açılır, kapanır, kapanır, açılır... Sahip değiştirir, el değiştirir... Tarz değiştirir... Zincirlikuyu'daki La Pergola da öyle bir mekan... İtalyan başladı... Şimdi Cenk Eren'le haftada bir canlı müzik yapıyor... Önceki gece kısa bir süreliğine uğradım... Orkestranın önündeki dinleyici topluluğuna baktım... Cenk Eren için üzüldüm... Mekan için üzüldüm... Bizzat o dinleyiciler için üzüldüm...
*** Bir kere, bol rakılı mekanların ağırlığını artık kaldıramadığımı anladım... Yemek yenen ve iyice ağırlaşan sofralarda, yemek üstüne rakı içilerek dinlenen canlı müziği kaldıramayacağımı fark ettim... 1970'li yıllardan kalma eğlence anlayışını hayatın çoktan aştığını, tartışmasız kabullendim... Cenk Eren gibi cıvıl cıvıl bir şarkıcı bile, ağır mekanın ağır havasında, rakı ve anason kokusunda kaybetti temposunu... Müşteriler ağır olunca, ağır takılınca, masalarda ağır abiler ve rakı muhabetleriyle bezenmiş ciddi suratlar olunca gençlik enerjisi kayboluyor... Gençlik enerjisinin kaybolduğu yerde de eğlence olmuyor... Hayat biraz da eğlenmek içindir... Eğlence mekanları esasen eğlenmek içindir... Eğlence mekanlarını sindirme mekanı haline getirmek mümkün değildir... Rakılı ağır yemekler sonrası, efkârla marine edilmiş canlı müzik, eğlenceden çok sindirim amaçlıdır... Mutluluk ve heyecandan çok uyku getirmektedir... Her halükarda, yeni dünyanın ve yeni Türkiye'nin eğlence anlayışına hiç uymamaktadır... Eğlence artık ayaktadır... Yemekle eğlence başka saatlerde ayrı mekanlardadır... Hayat daha hafif, şarkılar daha tempoludur... Efkâr değil, haykırma söz konusudur... Şarkılarda içe dönük bir efkâr değil, dışa dönük bir intikam vardır... Hâlâ bol rakılı, ağır eğlencede ısrar anlamsızdır... Önceki gece kıpır kıpır bir sanatçıya; Cenk'e, dinleyiciyi canlandıramadığı için üzüldüm. O gece, bir türlü canlanamayan müşteriyi ağırlayan mekana üzüldüm... O gece, zorla şarkı dinlemeye gelmişcesine davranan masalara üzüldüm... Ağır ortamdan hızlı hareket edip çıktım... Aynı La Pergola aynı Cenk Eren'le çok daha canlı, çok daha cıvıl cıvıl olur... Bunun için cıvıl cıvıl bir iç mekan dekorasyonuyla, oturmadan ayakta eğlenmek gerekiyor... Ve kesinlikle bir şey daha... Rakı servisini azaltmak şart... Rakı eşliğindeki yemekleri bitirmek şart... Eğlence mekanları artık rakı ve mezeli yemek sohbetlerini kaldırmıyor... Yerini yemeklerde kırmızı şaraba, sonralarında meyve suyu karışımlı votkaya bırakıyor... Eğlence hafifliyor... Mekanlar hafifliyor...
|