|
"İlk filmlerimi sezgilerimle çektim ben"
|
|
ZEKİ, asistanlık yaparak sinemayı öğrenmiş. 1994'te bir yerlerden biraz para bulup "C Blok"u çekmiş. Oyılları için son derece mütevazı konuşuyor: "Bilinçle çektiğim bir film değildi. "Masumiyet" de öyleydi. O filmi de sezgilerimle ve 'acaba yönetmen olabilir miyim?' sorusuna yanıt aramak için çektim. Sinemayı 'Masumiyet'den sonra öğrendim. İşportacılıktan gelme biri için büyük bir deneyimdi, üstelik pahalı bir prodüksiyondu. Büyük riske girmiştim. Senaryoyu okuttuğum iki yönetmen de 'bunu çekme' dediler. Ama çekmek zorundaydım." Sonraki filmi "Üçüncü Sayfa"yı daha iyi buluyor: "Artık ne istediğimi, ne yapacağımı biliyordum." Filmlerinin temel bir özelliği, hayatın tam yüreğinden yakalanmış hikayeleri hissedilmişlik, hatta yaşanmışlık duygusuyla, eşsiz bir içtenlikle anlatması, bunların sanki hayat üzerine birer büyük çığlık olması değil mi? "İçtenlik sözcüğünü bir yana koyalım. Öylesine ayağa düştü ki. Samimi ama budala, samimi ama beceriksiz öyle çok film var ki. Ciddiyet demeyi yeğlerdim. Şunun için: benim filmlerimi çok sevenler veya nefret edenler var. Ama kimse filmlerimin ciddiyetinden şüphe etmedi. Ve onlara kayıtsız kalmadı."
|