|
|
|
|
"ÖSS demode bir sistem"
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, Türkiye'nin yüksek öğretim sistemini hem ekonominin hem de öğrencilerin beklentilerini karşılar hale getirmek gerektiğini, çalışanlara yaşam boyu öğrenme imkanı sağlanması, bu konuda işverenlerle ortaklık kurulması gerektiğini söyledi.
Vorkink, ''ÖSS demode bir sistemin aracı olarak eğitim sisteminde kaliteyi düşük tutuyor. ÖSS yerine yeni bir sistemle öğrencilerin yeterliliklerinin kapsamlı bir biçimde belirlenmesi gerekiyor'' diye konuştu.
Mevcut sistemin öğretmenleri ve öğretmen kalitesini
desteklemediğinin altını çizen Dünya Bankası Türkiye Direktörü, okullara daha fazla özerklik sağlanmasının, kaynaklarının artırılıp sonuçlardan sorumlu tutulmasının önemine işaret etti.
Türkiye'nin eğitime ayırdığı kaynağın GSMH'deki payının yüksek olduğunu, ancak bunun büyük kısmının özel harcamalara ayrıldığını belirten Andrew Vorkink, şunları kaydetti:
''Her yıl sadece dershanelere ayrılan para devletin eğitime ayırdığı para kadar. Bu paralar ÖSS'ye hazırlanmak için değil öğrencilerin eğitim ehliyetlerini artırmak için kullanılmalı.
YÖK ve İmam Hatip Liseleri konusu asıl konulara odaklanmayı engelliyor. Asıl konu eğitimde kalite, eşitlik ve iyileştirme olmalıdır. Türkiye, AB ile bütünleşmek ve istihdamı yükseltmek için stratejik davranmalı, eğitim sistemi reformunda hemen harekete geçmelidir.''
TÜRKİYE EĞİTİM SİSTEMİ REFORMLARINI HIZLANDIRMALI
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, Türkiye'nin, Avrupa Birliği (AB) ile bütünleşmek ve istihdamı yükseltmek için stratejik davranması ve eğitim sistemi reformunda hemen harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Eğitim Komitesi tarafından düzenlenen toplantıda konuşan Vorkink, Türkiye'nin eğitim kültürünün AB'yi yakalamak ve AB'ye üyelik için yeterli olmadığını kaydetti.
Türkiye'nin geleceğinin çalışanların eğitimine bağlı olduğunu vurgulayan Vorkink, lise ve üniversite mezunlarının sahip olduğu becerilerle piyasanın ihtiyaç duyduğu beceriler arasında çok büyük farklar bulunduğunu dile getirdi. Türkiye'nin önünde bulunan ''zorlu görevleri'' sıralayan Vorkink, okul öncesi eğitimde yüzde 20'lik oranla Endonezya veya Fas gibi ülkelerin gerisinde kaldığını, AB'de ise bu oranın yüzde 80 olduğunu söyledi.
Orta öğretim oranında da AB'ye yaklaşılamadığını kaydeden Vorkink, şunları söyledi: 'Son 5 yılda yüzde 1 ilerleme gösterilmiştir. AB'yi yakalamak için 15-20 yıla ihtiyaç vardır. Özellikle doğu illerinde kız öğrencilerin katılımı çok düşük seviyelerdedir. Bu oran acilen artırılmalıdır. Okul sistemi bir avuç öğrenciyi iyi eğitiyor, öğrencilerin çoğunluğunu başarısız kılıyor.
Ne meslek okulları iş piyasası ile ilgili hedeflerini gerçekleştirebiliyor ne de genel orta öğretim kurumları eğitim hedeflerini... ÖSS'ye ilk kez girenlerin çok düşük bir kısmı üniversiteye girebiliyor.''
MURAT YALÇINTAŞ
İTO Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş ise bir ülkenin geleceğinin ancak nitelikli gençlerle kurulabileceğini belirterek, ''Hayat boyu öğrenme devam etmezse geride kalırız. Eğer gençler kalifiye hale gelmezse, ülkenin üretimine katkıda bulunmazsa o gençliğin hiçbir önemi yoktur'' dedi.
Türkiye'deki mesleki eğitimin devletin kurduğu okullarda yapıldığını, hizmet ve ürün üreten işyerlerinin mesleki eğitim verme açısından okulların çok ilerisinde olduğunu kaydeden Yalçıntaş, şöyle konuştu:
''İş dünyasının ara eleman ihtiyacı, en az ana eleman ihtiyacı kadardır. Maalesef gençlerimiz meslek liselerini çok tercih etmiyor. Tüm liselerdeki gençlerin sadece yüzde 30'u meslek liselerine gidiyor. Bu, çok düşük bir oran. Meslek liselerinde üniversite eğitimine geçişte güçlük yaşanıyor. Bu yüzden de parlak ve iyi öğrenciler buraları tercih etmiyor.
Halbuki iyi bir mesleki eğitim almış insan gücü ancak iyi bir teknik eğitim ile mümkündür. Bu anlamda özel sektör ara eleman yetiştirmek için harekete geçmeli. AB müzakere sürecinde en önemli konu eğitim olacaktır ve böylece eğitim sistemimizde nitelik ve niceliğin artacağına inanıyorum.''
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|