İşte Christoph Daum
Haftalardır kötü futboluna rağmen sürekli puanlar toplayan Fenerbahçe, en sonunda dün gece Ankara'da üç puan birden bıraktı. Fenerbahçe oyuna kendinden emin alışılmış ayağa pas alışverişleriyle başladı. Ancak ilk 5 dakikada işlerin hiç de kolay olmayacağı açıkça görüldü. Ankaraspor hırslı, diri, agresif ve disiplinliydi. Aynı zamanda akılcı bir taktik uyguluyor. İleride basarak Fenerbahçe'yi kendi alanlarına yerleştirmiyorlardı. Sarı-lacivertli takımın diğer bir handikapı da buzlu ve kaygan zemindi. Tuncay'ın kaptırdığı bir toptan, iki gol pozisyonu birden oluştu. Ancak gol olmadı. Bu şans dakikası, bir ikazdı. Ardından da skor dezavantajına düşüldü. Fenerbahçe'nin bundan sonra işi çok daha zordu. Çünkü malum isimler, fiziki dirençsizlikten hiçbir şey yapmıyorlardı. Kısacası görevler paylaşılmıyordu. İkinci devreye Daum, Tuncay'ı dışarı alarak başladı. Bu çok büyük bir teknik adam yanlışıydı. Tuncay belki ilk yarı iyi değildi. Ama bu kadar bitik oyuncu içinde ileride her an patlama yapacak tek silahındı. Fenerbahçe için oyunun gidişatı hiç de umutlu görünmüyordu. Ama Jevriç'in bir hatasıyla beklenmedik anda skora denge geldi. Hemen ardından da Luciano'nun kaçırdığı inanılmaz gol fırsatı vardı. Aslında bu an maçın dönüm noktası oldu. Bir bakıma Daum'un her zaman yanında olan şans meleği, yaptığı yanlışlardan sonra artık kendisini terk ettiğini gösteriyordu. Ardından da Fenerbahçe ikinci golü yiyip üç puan birden kaybetti.
WEDERSON TERSİNE ÇEVİRDİ Maçın en ilginç yönlerinden bir tanesi, Fenerbahçe'nin kalesine gelen duran toplardaki rahatsızlığı Türkiye'de değerlendirilemiyordu. Aksine Fenerbahçe duran topları silah olarak kullanıyordu. Ama Ankara'da Wederson gibi bir duran top ustası olunca işler terse döndü. Son 15 dakikada oyuna giren Semih'in bütün moralsizliğine rağmen sergilediği performansı gördükten sonra Daum için ne söyleyeceğimi dahi bilemiyorum. Giray Bulak'ı ve talebelerini kutlarım. Çok iyi motive olmuşlar. Ve çok da disiplinli, iyi oynadılar. Ersen Martin sahanın yıldızıydı. Denizlispor'daki en parlak dönemini hatırlattı. Hakem Kuddusi Müftüoğlu bir iki yanlışı dışında başarılıydı. En büyük hatası Ankarasporlu Ahmet Yıldırım'a göstermediği ikinci sarı karttı.
|