| |
Haddam'ın önemi
Arkadaşımız Metehan Demir'in 35 yıl Baas rejiminin kalbinde yer aldıktan sonra muhalefet bayrağı açan Abdülhalim Haddam'la röportajı, hiç kuşkusuz Riyad'dan Washington'a kadar tüm başkentlerde yankı bulacak. Çünkü, Suriye'de birkaç aya kadar rejimi devireceğini iddia eden adam konuşuyor.
Dünyanın yeni yıla girmeye hazırlandığı günlerde onun Paris'ten patlattığı bomba "Ortadoğu'da büyük bir siyasal depremin habercisi" olarak yorumlandı. Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri'yi hedef alan 14 Şubat 2005 suikastini Suriye gizli servisinin düzenlediğini öne sürüyordu. Dahası suikastin Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın bilgisi ve onayıyla yapıldığını açıklıyordu. "Çünkü" diyordu, "Esad, Hariri'yi yokedeceğini bizzat bana söyledi!" Suriye'deki Baas rejimine aklının ucundan bile geçiremeyeceği darbeyi indiren adam Abdülhalim Haddam'dı. Geçen Haziran'a kadar Suriye Devlet Başkanı Yardımcısı olan, yani iktidarın iki numaralı koltuğunda oturan Haddam. İşte o Haddam, Türk basınında ilk kez SABAH'a konuştu. Arkadaşımız Metehan Demir'in, Esad'ın bulsa bir kaşık suda boğacağı eski sağ koluyla röportajı üç açıdan önem taşıyor: * Haddam 10 Ocak'ta Fransa'nın "Ya susarsın ya da gidersin" restinden bu yana ilk kez konuşuyor. * Röportajda Öcalan dosyasıyla ilgili gizli bilgileri gün ışığına çıkarıyor. * Açıklamaları Haddam'ın Suriye'deki rejimi "Halk hareketi" ile devirmek için muhalefeti bir ortak cephede toplama çabalarında hayli mesafe aldığı döneme rastlıyor.
İktidardan sürgüne Arap başkentleri şu sıralar ilginç bir iddiayla çalkalanıyor: "Irak'ı Şiiler'e teslim eden ABD, bölgede dengeyi sağlamak için Suriye'de de Sünniler'e iktidar yolunu açacak." Sünni olan Haddam'ın bu role soyunduğu söyleniyor. Gerçekten de o, tüm köşe başlarını Alevitler'in tuttuğu Baas rejiminin 35 yıl boyunca iki Sünni üst düzey yetkilisinden biriydi (diğeri eski Savunma Bakanı Mustafa Tlass). 1932 doğumlu Haddam 17 yaşında Baas'a katıldı, kendisi kadar ateşli olan bir genç militanla, Hafız Esad'la iyi dost oldu. Esad 1970'de iktidarı ele geçirince onu Dışişleri Bakanlığı'na getirdi, 1976'da Lübnan'ın tek patronu yaptı. 1983'te de Devlet Başkanı Yardımcılığı'na atadı. Esad'ın 2000 Haziran'ında ölümüne kadar o koltukta rejimin en sağlam ve en sert isimlerinin başında sayıldı. Memleketi Hama'da 15 bini aşkın Müslüman Kardeşler militanının öldürüldüğü kanlı operasyona bile tam destek verdi. Baas'la ipleri koparmasının başlangıcı olarak Esad'ın yerine oğlunun seçilmesi gösteriliyor. Haddam, Beşşar Esad'ın seçilebilmesi için yapılan anayasa değişikliğine karşı çıktı. Anayasa devlet başkanlığı için en az 40 yaşını doldurmayı şart koşuyordu, Beşşar Esad o tarihte 36 yaşındaydı. Bu çıkışına rağmen genç Esad onu görevde tuttu ama yetkilerini alarak. Geçen yıl Refik Hariri'nin öldürülmesinden 4 ay sonra toplanan Baas kongresinde istifasını verip, sessiz sedasız Suriye'yi terketti.
Geniş cephe arayışı Paris'te dostu Hariri'nin Christina Onassis'ten satın aldığı malikaneye yerleşti. 6 ay boyunca sustu. Eşi ve oğullarının da sağsalim yanına gelebilmeleri için. Ve yılın bitimine iki gün kala bombanın pimini çekiverdi. Şimdi yurt dışındaki muhalefeti örgütlemeye uğraşıyor. Refik Hariri'nin oğlu Saad'ın arabuluculuğuyla ABD'de sürgünde yaşayan Suriye eski Genelkurmay Başkanı Hikmet Şehabi ile biraraya geldiği ve anlaştığı belirtiliyor. Suriye'de rejim değişikliği için askerlerin desteği ya da en azından onayı şart olduğu için Şehabi çok önemli. Ardından Suriyeli Müslüman Kardeşler'in Londra'da sürgünde yaşayan lideri Ali Nasreddin El-Bayanuni ile Brüksel'de buluşup, Baas sonrası demokratik, bir rejim kurulması planında uzlaştı. Suriye'deki değişikliğin dış müdahaleyle değil Ukrayna ve Gürcistan'daki gibi iç dinamiklerle sağlanacağını söyleyen Haddam, dediği gibi birkaç aya kadar amacına ulaşabilecek mi bilmiyoruz ama bir şey kesin: 2006 dünyada ama özellikle de bölgemizde Suriye yılı olacak. O nedenle Haddam'ı iyi izleyin.
|