|
|
|
|
|
|
Entelektüeller beni edebiyatçı saymıyor
- Aslında yazarlığınız da aktörlüğünüz kadar heyecan verici. Peki biz niye sizi yazar olarak tanımlamıyoruz? - Çünkü benim oyuncu şöhretim, yazarlığımın önüne geçiyor. Ama tüm kitaplarımı takip eden acayip bir kitle de var diğer taraftan.
- Siz bu yazarlık işini ne kadar ciddiye alıyorsunuz? -Bir gün tiyatroyu bırakabilirim ama ölünceye kadar yazacağım.
- Ciddi misiniz siz? Böyle düşündüğünüzü bilmiyordum. -Evet ben bir yazarım. Bir gün tiyatrodan sıkılır, köyüme giderim. Oturup kitap yazarım. Gazeteciler haberlerde benim için "Tiyatrocu Ferhan Şensoy" yazıyorlar. Oysa ben tiyatrocudan önce "yazar" demelerini isterim.
- Resmi evraklarda meslek bölümünü nasıl dolduruyorsunuz? - Pasaportumda mesleğim gavurca ve Türkçe olarak "yazar" diye geçer. Ben bütün resmi evraklara mesleğimi böyle yazdırıyorum.
- Şaşırdım gerçekten - Ben entelektüellerin yazarı değilim. Taksi şoföründen dolmuş şoförüne kadar okurum var. Entelektüeller beni edebiyat dünyasında saymıyorlar.
- Neden? - Onlardan farklı yazıyorum. Bunu edebiyattan saymıyor. Komik Ferhan Şensoy olarak değerlendiriyorlar. Ya da içlerine sindiremedikleri için beni edebiyat dünyasının dışında görmeye uğraşıyorlar. Okunup da anlaşılamayan, kitapları ıkınan yazarları edebiyattan sayıyorlar. Ben öldükten sonra onlar olmayacaklar ben orada yerimi alacağım. Bunu biliyorum. Bernard Shaw İngiltere'de komedi yazdığı için döneminde çok aşağılanmış. Çünkü o z a m a n trajedi önemseniyormuş. Onu sululuklar yazan bir adam olarak görmüş ve ciddiye almamışlar. O dönemden İngiliz tiyatrosundan günümüze kalan tek yazar Shaw. Babalar babayı yemişler, Bernard Shaw kalmış. Benim eserlerim de öyle olacaktır. Edebiyat dünyası beni dışlamaya uğraşıyor ama komikliğim ayrı bir şey, yazarlığım ayrı bir şey!
- Entelektüellerin yazarı değilim, dediniz. "Halk sanatçısı"yım filan da demeyeceksiniz herhalde. Biz sizi snob bir adam olarak tanıyoruz! - Beni yanlış tanıyorlar. Gazeteciler de benden çekiniyor mesela. Bu neden bilmiyorum. Biraz sivri dilliyim, tersim, zaman zaman sinirlenirim. Aptallığa sinirleniyorum. Beni arayan herkes çok rahat ulaşır. Karşıya geçerken vapura binerim. Tabii ki şuradan tramvaya binemiyorum: pandik atarlar!
- Okan Bayülgen'le Televizyon Makinesi'ne iş yapacağınız doğru mu? - Evet "Haber Makinesi" diye bir bölümde, günün gazetelerini yorumlayan bir adamı oynayacağım. Güncel olacak, o günün gezetelerini yorumlayacağım.
|
|
|
|
|
|
|
|
|