|
|
|
|
|
Sıkıntılı günlerimi antika merakımla atlattım
|
|
16 yıl bir antikacı dükkanı işlettim. Antika satanlar genelde yaşlı ve pimpiriklidir. Ama 'İzzet Günay' olduğum için bana güvendiler.
Seks filmleri sırasında Günay da kendini sahneye atanlardan... Gençliğinde Türk müziğine meraklı olup Üsküdar'daki bir cemiyette ders alması işine yaramış: "Müziğe hep yatkındım, kulağım vardı. Daha 1968'den beri teklif vardı. Sonunda mecburen evet dedim." 1973'de Öztürk Serengil aracılığıyla Osman Kavran'dan aldığı teklifi kabul etmiş. Ve en uzun sahnede kalan o olmuş: Tam 7 yıl... Yine o aralar antikacılığa başlamış. İlk eşi Semine olmuş, onu antikaya başlatan. Çamlıca'dan aile dostları Ali Kazgan'ın Kapalıçarşı Bedesten'indeki dükkanına onu götürmüş. Ve İzzet o dükkanda çok şey öğrenmiş: "Ben sıkıntılı günlerimi meraklarımla kurtardım. Bir oyuncunun hayatında hep yıkımlar olur. Bana soruyorlar, 'Onca yıl sinema, tiyatro yapmadın, özlemedin mi?' diye. Özlemez olur muyum? Burnumun direği sızlardı. Ama onların yokluğunu ev yaşamımla ve de özel meraklarımla giderdim. Ben onlara 'aşklarım' diyorum. Antikacılık da bunlardan biriydi". İzzet Günay 16 yıl bir dükkan işletmiş. Müşterileri hep çevresi olmuş: "İnsanlar bana hep güvendi. Öncelikle satanlar, ki antika satmak isteyenler genelde yaşlı ve pimpiriklidir. Ama ben İzzet Günay olduğum için bana güvendiler. Ben asla onların malını ucuza kapatmadım. Astronomik fiyatlara da satmadım. Bu yüzden de fazla para kazanmadım, sadece geçimimi sağladım." İzzet dükkanı 1999'da satmış. Şimdi sadece resim üzerine danışmanlık ve aracılık yapıyor. Antikacılığın artık Horhor gibi büyük çarşılarda ve de müzayelerde yürüdüğünü söylüyor: "Artık torbacı dediğimiz ev ev gezip eşya toplayanlar bile antikacı oldu. Meslekten çok az adam var. İşin tadı kaçtı."
|
|
|
|
|
|
|
|
|