|
 |
 |
 |
'Dünya medeniyetler ittifakına muhtaç'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın medeniyetler ittifakına her zamankinden çok daha fazla muhtaç olduğunu belirterek, ''Demokratikleşme sürecinin hızla ilerlediği, insan haklarının, hukukun üstünlüğünün hızla geliştiği bir dönemde buna şiddetle ihtiyacımız var'' dedi.
Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nce Conrad Otel'de düzenlenen ''Medeniyetler İttifakında Kadının Rolü'' konulu kongrenin açılışında konuşan Erdoğan, insanlığın geleceğinin, adalet zemininde ilerlemeye, devlet ve toplumlar arası ilişkilerin anlayış ve
saygı temeline oturtulmasına bağlı olduğunu söyledi.
Erdoğan, bunun için farklılıklardan korkmayan, ortak değerlerden güç alan ve işbirliğini öne çıkaran yaklaşımlara ihtiyaç bulunduğunu dile getirerek, Türkiye'nin bu alandaki özel konumu ve sorumluluğunun bilinci içinde elinden gelen çabayı gösterdiğini kaydetti.
Türkiye'nin AB ile müzakerelere başladığını, şu anda tarama sürecinin gerçekleştirildiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Biz en önemli iddiamızı medeniyetler arası ittifak olarak ortaya koyduk. Aksi takdirde AB'nin bir Hıristiyan kulübü olarak kalacağını iddia ettik. Ne zaman ki Türkiye AB'ye katılırsa o zaman AB bir Hıristiyan kulübü olarak anılmayacak. Tam aksine medeniyetler ittifakının bir adresi olarak anılacak. Türkiye'nin AB üyeliği yönünde kat ettiği mesafe, farklı kültürler arasında ortak evrensel değerler temelinde kurulabilecek bütünleşmenin çarpıcı ve başarılı bir örneğidir.
Dün ve önceki gün Davos'ta yaptığımız görüşmelerde hep buna vurgu yaptık. Dünya, medeniyetler ittifakına her zamankinden çok daha fazlasıyla muhtaç. Demokratikleşme sürecinin hızla ilerlediği, insan haklarının, hukukun üstünlüğünün hızla geliştiği bir dönemde buna şiddetle ihtiyacımız var. Türkiye olarak, bunun önemli bir aktörü olmanın gayreti içerisindeyiz. Bunu da gerçekleştireceğiz.
Başka bir ifadeyle dünyanın medeniyetler ekseninde birbirine karşı kamplara bölünmeye çalışıldığı, terörün giderek daha yıkıcı ve acımasız hale geldiği bu dönemde Türkiye'nin birleştirici kimliği önemli bir değer olarak ortaya çıkmaktadır.''
''HİÇBİR DİN İNSANA ZULMETMEYİ HEDEFLEMEZ''
Başbakan Erdoğan, medeniyetler arası diyalogda Türkiye'nin özel rolü olduğunu, bunu en etkin şekilde hayata geçirmek için gereken bütün gayreti gösterdiklerini vurgulayarak, 11 Eylül saldırılarından sonra 70 ülkeden yaklaşık 1 milyar insanı temsil eden Avrupa Birliği ile İslam Konferansı Örgütü üyelerini ilk kez bir masa etrafında buluşturduklarını hatırlattı.
Türkiye'nin bugün de BM Genel Sekreteri'nin himayesinde başlatılan medeniyetler ittifakı girişiminin İspanya ile birlikte eşbaşkanlığını yaptığını ifade eden Erdoğan, ''Bu girişimlerin ardında yatan temel felsefe, insanlığın kültürel ve dini farklılıklarının onları birarada tutan ortak değerlerle bir bütün içinde ele alınmasına ihtiyaç olduğudur'' dedi.
Toplumlara ışık tutan her kültür ve dinin özünde benzer ideal ve değerlerin olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Hiçbir din, insana zulmetmeyi hedeflemez. Hiçbir din, insana terörizmin çirkin yüzünü destekleyecek bir yol açmaz. Şimdi yapılması gereken bu müşterek değerleri her zeminde görünür kılmak, yüksek sesle, güçlü biçimde savunmaktır'' diye konuştu.
Erdoğan, evrensel değerlerin, tarih boyunca tüm toplumların katkılarıyla gelişen ortak bir medeniyetin ayrılmaz parçaları olduğunu dile getirerek, insanlığı öz değerlerine döndürecek politikalar geliştirilmesinin dünyanın geleceği için hayati önem taşıdığını bildirdi.
Medeniyetler ittifakının adalet kavramını bütün dünyada ön plana çıkarmak üzere oluşturulmuş kapsamlı bir girişim olduğunu vurgulan Başbakan Erdoğan şöyle dedi:
''Medeniyetler ittifakı, ötekini anlamanın ötekini yargılamaktan daha önemli olduğuna dikkat çeken bir barış projesidir. Medeniyetler ittifakı, kültürel farklılıklar arasındaki fay hatlarını ortadan kaldıran bir insanlık idealidir. Ve en önemlisi bu ittifakın eyleme dönük bir stratejiyi benimsemiş olmasıdır.''
(AA)
|
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|