|
|
2006 çok acayip bir yıl olacak
2006 daha yeni başladı ama gün geçmiyor ki ilginç bir olay karşımıza çıkmasın. Bu 2006'nın acayip bir yıl olacağını daha yılbaşından önceki hafta anlamıştım
Salondaki kanepenin tam ortasındaki minderde popomla aynı büyüklükte bir krater oluştu. Bayramda evde fazla oturmaktan mütevellit bu doğa harikasını, temizlik müdürüm Hayriye henüz yok edebilmiş değil. Koltuğun sağ ve solundaki minderler tokat yemekten kabarmış, lakin aynı derecede tokat yediği belli olan ortadaki minder hala dev kraterin izlerini taşıyor. Reçel, Nutella, muhtelif pizza kenarları, bir çay kaşığı hardal, kurumuş domates çekirdeği, göz kararı portakal kabuğu, iki adet boş goflet (gofret) kağıdı, tuz tanecikleri, muhtelif kül ve yanıklar İşte bayramın bizim koltuk itibarıyla bilançosu bu. Evin tam merkezinde bulunan bu krateri daha da derinleştirmemek için bu ara yan minderlere takılıyorum. Bu yazıyı da oradan yazıyorum. Evet, bayramda evdeydim. Ama İstanbul'daydım diyemem çünkü sokağa filan çıkmadım. "Bayramda gezmek çok out. İstanbul oldukça boş, ve ne kadar da güzel" modası var ya şu sıra. İnanmayın. Kalanlar ve 'İstanbul harikaydı' diyenler yalan söylüyor çünkü benim tanıdığım bildiğim tatile çıkmayan herkes en fazla koltuktan mutfağa ya da yatağa gitmiştir. Anlattıkları her şey ya pencereden görünen ya da televizyondan izlenendir. Ben de aynısını yaptım. Her mutfağa gidişte ocağın yanındaki çakmakla apartman boşluğuna bakan pencereden sızan güvercin tüylerini itlaf ettim. Bayram boyunca itlaf edilen tüy miktarı iki güvercine ulaştı. 2006 daha yeni başladı ama gün geçmiyor ki ilginç bir olay karşımıza çıkmasın, değil mi sevgili okurlar. Ben bu 2006'nın acayip bir yıl olacağını daha yılbaşından önceki hafta İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın yılbaşı partisinde anlamıştım. Orada uzun zamandır görmediğim eski patronum ve arkadaşım Nur Çintay'ı görmüş ve kendisinden müthiş iltifatlar duymuştum. Bana "kısa saç sana çok iyi gitmiş, partinin en yakışıklı erkeği sensin valla " demişti kendisi. O gece daha kaç erkeğin kanına girdi, bu lafları kaç erkeğe daha söyledi bilemiyorum. Sadece yıllar önce Aktüel'deyken spor ve sinema basınının önde gelen isimlerinden Uğur Vardan'a 'Eric Clapton' gibisin dediğini hatırlıyorum. O da benim gibi mayışmış, ağzı burnu kaymıştı, hatırlıyorum. Bu 'acayip olayların işaretçisi' hadisenin ardından bakınız neler oldu. Ali Atıf Bir, bir filmi beğenmedi. Evet kulaklarımıza inanamıyoruz ama doğru. Filmin adı Keloğlan Kara Prens'e Karşı. Bu bir ilk olarak hatırlanacak ve şu gerçeği işaret edecek tarihe: Bu film o kadar kötü ki Ali Atıf Bir bile beğenmedi. Ben tam evden çıkmıştım gitmek için, Atıf Hoca kötü diye yazınca son anda eve döndüm. Sinema konularında Atıf Hoca ne derse onu yapıyorum. Biliyorsunuz 2005'in son günlerinde Gülben Ergen atına isim bulmuştu. Bu kutlu hadisenin tetiklediği gelişmeler devam ediyor. Cem Yılmaz, Berrak Tüzünataç'la çıkmıyormuş. Önce birlikteler haberini duyunca acayip uyuz oldum. Sonra yalanlanınca içimi bir sevinç kapladı. Ha, bana ne o ayrı. Arkadaşım bir güzel kızla da çıkmamış ol, iki dakika rahat dur değil mi? Uyuz oluyorum filan ama Cem Yılmaz'ın da kıramayacağı rekorlar var hayatta. En çok kadınla birlikte olma rekoru, porno yıldızları hariç, Kiss'in basçısı Gene Simmons'tadır. 4000 kadınla yattığını iddia eder. İnanmayana Polaroid koleksiyonunu gösterir. Siz bu satırları okurken 4012 olmuştur muhtemelen. David Coverdale meşhurdur. Tahminlere göre 2000 civarı. David Lee Roth da affetmezmiş. Yalnız Eddie Van Halen'in karısıyla yatakta basılınca Van Halen'ın da onu tarumar etmiş. Sonra şutladılar adamı, hikaye böyle Sırada Marvin Gaye ve Barry White var ama bu haftanın da sonuna gelmiş bulunuyoruz. Gördüğünüz gibi ne kadar da yakışıklı olduğumu ifade eden anıyla yazının çatısını oluşturmayı bildim. Yazıda adı ve emeği geçen tüm arkadaşlarım ve teknik ekip adına hepinize mutlu hafta sonları diliyorum.
|