Çılgın Türk'ü 15 dakika keser mi?

Andy Warhol 'Gelecekte herkes 15 dakikalığına ünlü olacak' demişti. Çılgın Türk'e 15 dakika yeter mi hiç? Merhaba desen bu en az yarım saat alıyor zaten

"Biri beni koltuktan kazısın, kolumu bacağımı hareket ettirsin, banyoya götürüp yüzümü yıkasın" dedim kendi kendime. Zaten 31 Ocak saat 18.00 itibarıyla koltuktaki yerimi almışım, sabaha kadar televizyon izlemişim, müzik dinlemişim (bunu yerimden kalkmadan yapabiliyorum), bira/viski içmişim (bunu da), koltukta dalıp gitmişim. Gözlerimi açtığımda 1 Ocak olmuş, hava aydınlanmış, kumanda yere düşmüş, Powertürk açık kalmış... Hande Yener'di galiba. Ben diyeyim Kylie, siz deyin esmer Madonna. Şarkıyı duymazsan her şey süper, prodüksiyon harika, Doğan görünümlü Şahin... Dünya standartlarında sanatçılarımız olması yeni yılın ilk gününe gülümseyerek başlamamı sağladı. Bir süre Memleketim TV haberlerini izledim. Kaymakamlar demeç veriyor, oda başkanları mühim açıklamalar yapıyor, acayip... Discovery Channel'da 'Arabaya iki tane baca taktırdım George, dört de kamyon lastiği koydum harika oldu' tarzı belgeseller var. İlgiyle izledim. Amerikalılar'ın neden Bush'a oy verdiğini anladım. Jetix, Jojo filan bir sürü 'J'li kanal var. Hızla geçtim. Yerli kanallara geldim. Tarkan'ın baldızı olarak hayatımızda vazgeçilmez bir yere sahip olan Berna hanımın DJ'lik yapacağını ve Münih'deki dünya kupasında ülkemizi temsil edeceğini öğrendim. "Ne güzel, her Türk DJ doğar aslında" diye düşündüm. En yakın bir iki arkadaşımı arayarak bu mutluluğu ve bastıramadığım heyecanımı onlarla da paylaştım. Heyecanım dinmeden bir müjde de Kenan Doğulu cephesinden geldi. 'Altı buçuk' isimli albümünün ikinci klibi de 3D (üç boyutlu diyor yani) olarak hazırlanmış. Ben gerçeğine zaten hastayım, 3D animasyon versiyonunun müptelası olmaktan korkuyorum. PlayStation 3 çıksın oyununu da yapsınlar diye bir yazı patlatacağım ilerde... Kanallar yordu gazetelere daldım. Gülben Ergen'in sonunda atına isim bulduğuyla ilgili bir sürmanşet gördüm. Çok rahatladım. 2006'ya iyi girdik diye düşündüm. Sonra baktım ki eski gazeteymiş. Sevincim azalmadı. Dile kolay ata isim bulunmuş, deli 'gönül' şaha kalktı, gıpraştı bir kere... Üşenmedim web sitesine girdim. (Bunu da yerimden kalkmadan yapabiliyorum) Şöyle yazıyor. Aynen diva'nın kaleminden: "Ocak ayı geldi bile, her sabah 08:00'de uyanıp, kahvaltımı yapıp 09:00'da sette oluyorum.... İlk bölüm heyecanı hepimizde var,yönetmenimiz çok titiz... (ben bu durumdan çok memnunum) dizimizin müzikleri harikaaa :)) güzel bir dergi röportajı da yaptım bu arada... Biz ikinci bölüm senaryosunu bekliyoruz, sizlerde ilk bölümü izlemeyi :)) bekleyin, beklediğinize değecek :))" De'ler da'lar, deler dalar, de'li gönül seni kovalar... Sophia Loren asaletindeki bu ifadeler içimi ısıttı.

DANAYA DÖRDÜNCÜ
Kapı çaldı. Yerimden kalktım başım hafif döndü. Yücel geldi. Bizim kapıcı. Ayda bir kere görünür, onda da para ister. Yılbaşından sonra pek görünmez diye umuyordum ama karşımda. "Abi danaya girer misin" "Yücel'im para filan istiyorsan açık konuş, çöpü mü istiyorsun yoksa, anlamadım..." "Üç kişi danaya gireceğiz. Allah'ın izniyle, küçük bir eksiğimiz kaldı istersen sen de katıl sevaba gir." "Yücel, biz halaoğullarıyla danaya girdik zaten" dedim. "Seninkine de seneye inşallah." Dana kredisi al, bankalar oluyor danaya dördüncü..." "Canın sağolsun" dedi, karşı kapıyı çaldı. Hazır ayaktayken giyinip dışarı çıkayım artık, dedim. Apar topar giyinip kendimi dışarı attım. Taksi geçiyordu, bindim. "Taksim" dedim. Koltuğun arkasındaki cepte bir taksi dergisi. Aldım baktım, spor yazarı var dergide. Yazı şöyle başlıyor: "Geçen yazımda da belirttiğim gibi federasyon..." Meydanın neresinde ineceksiniz 'mühim' sorusunu, "müsait bir yerde" diye yanıtladım. Adam Varan'ın önünde tak diye durdu. "Burası meydan değil. Sorunuz 'meydan'ı içeriyordu, fakat burası Gümüşsuyu daha..." diyemedim, gücüm yoktu. İndim. Derin bir nefes aldım, hey güzel İstanbul dedim. "Aziz yeni yıl" dedim. "Girdik sana işte" diye düşündüm. Herkes celebrity oldu, herkes bir baltanın sapı oldu, taksici dergisi spora ağırlığını koydu. DJ'ler, 3D animasyonlar... Allah'ım sana şükürler olsun. Andy Warhol "gelecekte herkes 15 dakikalığına ünlü olacak" demişti. Çılgın Türk'e 15 dakika yeter mi? 15 dakika keser mi? Biraz yürüyüp eve döndüm. Annemin bir gün önce çantama tıkıştırdığı kıymalı böreğe yumuldum. Yeni yıl yeni yıl yeni yıl yeni yıl bizlere kutlu olsun şarkısını mırıldandım. Annemin her ziyarette çantama tıkıştırdığı şeyler listesi yaptım.