|
|
|
|
|
|
'Günah keçisi oldum'
İSKİ davasının hakimi Yavuz Abbasoğlu, Göknel'le ilgili iki davadan birinde beraat, diğerinde görevsizlik kararı verdi. Abbasoğlu, "Medyada kahraman olmak için ceza veremezdim" diyor.
Tam 30 yıl hakimlik yapan Yavuz Abbasoğlu, 1972 yılında Ordu Mesudiye'de göreve başladı. Sonra sırasıyla Erzurum İskip, Artvin, Kastamonu, Zonguldak Ağır Ceza Mahkemeleri Reisliği yaptı. Son olarak İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'ndan emekli oldu ve avukatlığa başladı. İSKİ ve Gülay Aslıtürk davalarına baktı. İSKİ davası yüzünden herkesin kendisine saldırdığını söyleyen Abbasoğlu, o günleri şöyle anlattı: "İSKİ davası bana gelmeden önce başka mahkemelerde mahkumiyet kararı verilmişti. Vatandaş Yavuz olarak 'Bu kadar yemiş, az bile vermişler' dedim. Sonra taşımacılık ihalesiyle ilgili iki davası bana geldi. Birinde beraat kararı verdim. İkincisinde görevi suiistimalden, memur olduğu için idari tahkikattan geçmesi gerekiyordu. Görevsizlik verdik. Kıyamet koptu. 'Pes yahu' dediler. Ama dosyaya göre bu gerekiyordu. 'Benimle ilgili bir açık bulabiliyorlarsa bulsunlar' dedim. Medyada kahraman olmak için ceza veremezdim." İSKİ davası sırasında siyasi baskı görmediğini, zaten buna müsaade etmeyeceğini vurgulayan Abbasoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'DOĞRU KARARDI' "Kararlar Yargıtay'da da onandı. Her ikisi de yüzde 100 doğru kararlardı. Bana bir arkadaşım 'Keşke görevi suistimalden 36 sene verseydin, belki o ortamda Yargıtay'dan geçerdi' dedi. Medya da beni 'Kahraman' olarak ilan ederdi. Ama ben hala vicdan azabı çekerdim. Nurettin Sözen için de beraat kararı verdik. Şu veya bu partiden olması önemli değil. Laf aramızda bu partiye oy vermişliğim de yoktur. Suçu yoksa beraat ettireceksiniz. Ben profesyonel hukukçuyum. İçkim, kumarım da yok. Özel hayatım çok özenlidir. Sağdan soldan takıntım döküntüm yok. Çocuklarım hakkında da laf söylenecek bir şey yok. Mutlaka özel hayatım incelenmiştir. Bir şey bulunamadı tabii." Abbasoğlu, İSKİ davasında aldığı beraat kararı yüzünden kendisine Yargıtay üyeliği sözü verildiği şeklinde dedikoduların çıktığını da belirterek, "Bu dava yüzünden günah keçisi oldum. İsteseydim zaten Yargıtay üyesi olurdum. Ancak ailem İstanbul'da olduğu için Ankara'ya gitmek istemedim" dedi.
'GÖKNEL DAVASINI ALMAM' Gülay Aslıtürk davası devam ettiği için bu konuda konuşmaktan kaçınan Abbasoğlu, emekli olduktan sonra avukatlığa başladığını belirterek, "Yargıladığım sanıklardan biri, avukatlık yapmamı istedi. Gittim dosyasına baktım. Yargıtay'dan da geçen bir dosyaydı. Mahzuru olmayacak bir işti. Ergun Göknel davası başka. Öyle bir davayı alırsanız etik açıdan pek hoş olmaz. Yasal açıdan bir engel yok ama yakışık almaz. Ergun Göknel'in davasını almam" diye konuştu. 59 yaşındaki Abbasoğlu'nun 30 yılını hakim olarak geçirdiği mesleği ile ilgili tespitleri de ilginç. Yargının bağımsız olduğuna inanmayan Abbasoğlu'na göre, bağımsızlığı sadece Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndaki Adalet Bakanı ve müsteşarının bulunması engellemiyor. Abbasoğlu, "Yargı bağımsızlığı kendi içinde denetimin yapıldığı bir sistemin kurulmasıyla oluştur. Yüksek yargı organı üyelerinin atanması çok yanlış. Seçilmeleri lazım. Bu kurulun tasarrufuna karşı hakimin gideceği bir yargı organı yok" diyor. Abbasoğlu'nun görüşleri şöyle:
'KOLEJLİ HAKİM OLMAZ' * "Mesleği çok cazip hale getirmek lazım ki, millet artık birbiriyle yarış yapsın ve onlar içinde en iyisini seçip hakim yapasın. Mesela bizde yabancı dil bilen hakim birkaç tanedir. Ben de bilmiyorum. Çok iyi İngilizcesi, Almancası olan hakimlik yapmaz. Kolej mezunları hakim olmak istemez. Çünkü Anadolu'nun en ücra köyünde işe başlıyorsunuz. 6 ay sular kesilir. İspir'de at sırtında 15 saat keşfe gittiğimi bilirim. Kimse bu zahmete katlanmaz."
'TAVSİYE ETMEM' * "İlçede hakimseniz elbette ailenizle, çocuklarınızla belli bir hayat standardında olmak zorundasınız. Büyük yerlerde bu baskı azalıyor. Bu kez geçim sıkıntısı başlıyor. İstanbul'da lojman olmasa bir hakimin yaşayabileceği evin kirası ne kadardır? Yol parası, iz parası derken maaş biter. Cep telefonunun bile aileye yüklediği bir külfet vardır. Benim çocuğum hukuku bitirse, ben onu hakim yapmam. "
'FİLMLER HATA DOLU' * "Emekli olduktan sonra televizyon seyrediyorum zaman zaman. Ama bir mahkeme sahnesi görünce o kadar büyük gaflar yapılıyor ki sinirleniyorsunuz. Türk Ceza Kanunu'nun bilmem kaçıncı maddesine göre idamına karar verildi diyor mesela. Şimdi o maddeyi açsanız, hiç alakası yoktur. Film çeviriyorsun da ceza kanunu da mı bulamıyorsun, aç bir bak."
* "Emekli olduktan sonra hakimliğin yoğunluğu, yoğunluğu, duruşma stresi kalmıyor. Çünkü ağır cezalarda bir duruşmayı idare etmek, bir orkestra yönetmek gibidir. Savcı var, sanık var, müdahil vekili var. Sanığın vekili var. Bu ortam içersinde menfaat çatışması var. Böyle bir çatışmanın ortasındasınız ve bu sizi ister istemez strese sokuyor. Böyle stresli günlerin arkasından avukatlığa başladım başlayalı çok rahatım. Davaları seçerek alıyorum. Kimseye söz vermiyorum."
Özlem Yılmaz - Murat Keklikçi
|
|
|
|
|
|
|
|
|