Kuş gribi reklamı...
Manyas'ta ortaya çıkmasının üzerinden tam 4 ay geçti. Bu süre içinde, hemen her gün kuş gribinin tehlikeleri ve alınması gereken önlemler hakkında bir yayın çıktı. Alınacak tedbir basitti: "Kanatlı hayvanlarla temas etmeyin..." Buna rağmen Doğubayazıt'ta üç kardeşin ölümü geldi. Yetmedi, hastalık başka yerlerde de ortaya çıktı. Halkın tehlikeye karşı duyarsızlığı ise bitmedi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ da dün bu duruma dikkat çekerek şöyle diyor: "Duyunca ben de inanamadım. Çocuğu hastalıklı hayvanla temas edip, rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmış ailenin hala kuş gribinden haberi yok..." Bakan, hastalığın yaygın olduğu bölgelerde, birçok kişinin kanatlı hayvanlarla temas etmekten korkmadığına da dikkat çekiyor. "Her evin kapısına da bir jandarma koyamayız. Bunun yerine bombardıman yaratmadan, basit bilgilendirme ile tedbiri arttırmalıyız, buraya teksifimizi yoğunlaştırmalıyız..." Bakan Akdağ, bu amaçla Tarım Bakanlığı ile bir proje başlattıklarını açıklıyor. Proje, televizyon ve gazeteler aracılığıyla halkı kuş gribi konusunda bilgilendirmeyi hedefliyor. Akdağ, biri beş, diğeri de bir dakikalık iki uyarı filmi hazırlığına başladıklarını söylüyor. Hedefleri çok izlenen televizyon dizileri ve programların arasında bu uyarı filmlerini yayınlatmak.
Vaka sayısı Bu arada kuş gribinden etkilenenler hakkında da bilgi veriyor. Her ne kadar birçok bölgede kuş gribinden ölen hayvana rastlanmış olsa da bunlardan etkilenen insan sayısının 37 kişi ile sınırlı kaldığını bildiriyor. "Bizim için önemli olan kuvvetle muhtemel vaka sayısıdır" deyip ekliyor: "Verilere göre, 37 vakadan 29'u Doğubayazıt, 4'ü Iğdır, 4'ü de Van'da. Bunlardan kuvvetle muhtemel vaka sayısı 12. Kesin kuş gribine olduğuna kanaat getirilen vaka sayısı ise 4..." Bunun dışında dün akşam saatlerine kadar kendilerine herhangi bir bildirimin gelmediğinin altını çiziyor. Bir grup bilim adamının İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında, "Türkiye ciddi bir enfeksiyon tehdidi altında" yönündeki sözlerini anımsattığımızda, şu yanıtı veriyor: "Onların söylediklerine katılıyorum. Kümes hayvanları dışarıda bırakılmamalı, gerekirse toptan itlaf edilmeli. Ancak, insandan insana geçen bir durum yok. İnsanlar arasında salgın da beklemiyoruz. Öyle olsa onbinlerce vaka ortaya çıkardı..." Buna rağmen, bütün dünyanın kaygısının virüsün mutasyona uğrayıp insandan insana geçen bir hal alabileceği noktasında olduğunu anımsatıyor.
Evet ben söyledim Akdağ'a bu aşamada pazartesi günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısıyla ilgili sorular yöneltiyoruz. Tarım Bakanı Mehdi Eker'in "Uzmanlarımız Kuş Gribi teşhisi koydu" sözüne karşın, Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'in, kendisinin "Tahlil sonuçları negatif" sözünü doğru kabul edip açıklama yaptığını ve ardından özür dilemek zorunda kaldığını anımsatıyoruz. Akdağ, şu yanıtı veriyor: "Evet o bilgiyi ben verdim. Çünkü hastalardan alınan burun süzüntülerinin hem Hıfzısıhha hem de Cerrahpaşa'daki tahlili negatif geldi. Akciğerden tahlil alınınca kuş gribinden olduğu ortaya çıktı..." Öyle görülüyor ki, hükümet ilk anda, "turizm ve ihracata zarar gelecek" kaygısıyla hareket ediyor. Ancak olayın boyutunun büyüyeceği görülünce de Manyas'ta yaptığı gibi açıklık politikasına dönüyor. Bu aşamada çektiği zorluk ise halka hastalığın tehlikesini anlatmak oluyor. Dileriz, hazırlanan uyarı filmleri bunu sağlar...
|