Yaşanacak gibi duran aşıklar!
Bir kıpırtı var içimde biliyorum... Aşık mısın diye soruyorlar, "Hayır" diyorum... "En azından şu anda değilim... Olur muyum bilmem" Bir tatlı huzursuzluk var üzerimde biliyorum... "Gerçekte göründüğün gibi değil, üzgünsün" diyorlar, "Hayır" diyorum, "üzgün değilim huzursuzum... Güzel bir huzursuzluk içindeyim... " Bir enerji var içimde... Bitmek tükenmek bilmiyor... "Bileniyorsun... Bir şeyleri yapmaya hazırlanıyorsun" diyorlar... "Hayır" diyorum "Bilenmiyorum, bir şey yapmaya da hazırlanmıyorum... Sadece içim içime sığmıyor... Nedenini bilmiyorum..." "Çok keyifli görünüyorsun" diyorlar... "Hiç bu kadar keyifli olmamıştın" diye ekliyorlar... " Bir şeyler mi var bunun altında" diye sorguluyorlar... "Yok bir şey" diyorum... "Bildiğiniz ya da bilmediğiniz hiçbir şey yok..." Müstehzi müstehzi bakıyorlar... İnanmış gibi görünmüyorlar... Zaten inanmıyorlar... "Yazılarda çok hüzün var... Mutlaka aşık bu adam" diyorlar...
Televizyon programında bile soruyorlar... "Kız arkadaşlarımız dedi ki" diyorlar... "Bu yazılar aşık olmadan yazılmaz... Kim bu kadın?.." "Yazılar yazılıyor" diyorum... "Ama yazıları yazdıracak gizli bir aşk yok..." Yine bakıyorlar yüzüme, gülümseyen ifadelerle... Bakışları bakışlarımı yakalamaya çalışıyor... Yalanımın işaretini bulmayı amaçlıyor... Ben de beni yakalamaya çalışan bakışları yakalıyorum... Gözlerinin içine bakıyorum... Kaçmıyorum... İstediklerini alamamış, manşeti bulamamış ifadeleri görüyorum gözlerinde... Sonra yeniden hayata dalıyorum... Mekân değiştiriyorum... Sevdiğim mekânlara giriyorum... Sevmediklerimden kaçıyorum... Sık sık mekân değiştiriyorum... Fazla oturursam sıkılırım diye korkuyorum... Sıkılmaktan korkuyorum... Sıkıldım mı monotanlaşmaktan korkuyorum... Monotanlaştım mı, içimdeki enerjinin biteceğinden korkuyorum... Hayatı bir daha böyle yakalayamayacağımdan korkuyorum... Tazeliği kaybetmekten korkuyorum... Bayatlamak istemiyorum... Bayat insanlardan korkuyorum...
Neden müthiş bir enerjiyle, ona koşut bir hüzün atbaşı gidiyor bilmiyorum... Neden dışarda çok keyifliyken, içerde ruhumda faylar kırılıyor onu da bilmiyorum... Neden en neşeli kahkahaları etrafıma saçarken, içime sadece kırılganlıklar saçıyorum bilemiyorum... Sevinirken neden hüzünlüyüm?.. Hüzünlüyken nasıl bu kadar sevinçli olabiliyorum?.. Neden son zamanlarda bana bu ilgi?.. Öksüzlüğüme duyulan merhamet mi?.. Sevgi olmadığına göre nedendir bu ilgi?.. Yaşanırken kırgınlıklar, nedir bu kutsamalar, ayağa kaldırmalar?.. Yaşanmazken aşklar, nedir bu yaşanacakmış gibi duran aşıklar?.. Hayatı mı talep ediyorum?.. Yeniden aşkı mı istiyorum?.. Yoksa, sadece bayatlamadan bu dünyadan göçmek mi istiyorum?.. Bilmiyorum... Bilemiyorum...
|