|
|
Eski eşle ilişkiye dair iki örnek...
Eski sevgililere ve eşlere karşı bir düşmanlık gözlenir bizim toplumumuzda. Özellikle de kadının eskilerine... Çok az kadın eski sevgilisini anlatır kocasına. Hayatının o dönemini yok sayar. Saymak zorunda kalır. Çünkü kıskanır koca. Karısının vücuduna, hatta eline değen 'ilk el' olmak arzusundan, eski sevgilinin olmadığına inanmak ister. Kadın da sorun çıkmasın diye, 'öyle' bilsin ister ve son derece masum, platonik aşkını bile itiraf etmekten çekinir. Eski koca ise resmi olduğu için saklanacak, gizlenecek değildir ama o da konuşulmayarak, görüşülmeyerek yok sayılmaya çalışılır. Erkekler, çocukları yüzünden veya başka nedenlerle eski karılarıyla görüşseler ve bunun normal olduğunu kabul etseler de, aynı hakkı karılarına tanımayı uygun bulmazlar. Görüşmenin zorunlu olduğu hallerde bile arıza çıkarırlar. Toplumumuz da onaylar bunu. Tersini, aslında normalini yapanlara anormalmiş gibi yaklaşırlar. Oysa her insanın bir geçmişi vardır. O geçmişte iyi ve kötü hatıralar vardır. Eski eş veya sevgili ile zorunlu hallerde görüşmek o hatıraları canlandırmayacağı gibi görüşmeyerek de geçmiş silinmez.
CAN'IN ESKİ VE YENİ EŞİ İki örneğim var konuyla ilgili. Biri Sibel Can'ın çevresinde geçiyor. Diğeri Attila İlhan'ın... Önce Sibel Can... Öncelikle başsağlığı diliyorum. Anne acısına katlanmak, insanın yaşı kaç olursa olsun çok zor. Aralar bazen limoni de olsa anne, insanın hayattaki en görünmez desteği ve güvencesi. Sabır ve kolaylıklar Sibel Can'a... Dönelim konumuza. Eski eş Hakan Ural'ın haberi duyar duymaz hastaneye koşması son derece olgun ve medeni bir davranış. Eski kayınvalidenin ölümüne hakikaten üzüldüğünü ve eski eşe güç vermek istediğini çıkarıyorum bu davranıştan. Sonuçta çocuklarının anneannesi ölen kişi... Çocuklarının annesinin kötü gününde yanında olmak istemekten daha doğal bir şey olamaz. Ama gazete haberine göre, yeni eş bu tutumdan pek hoşlanmamış. Yani Sulhi Aksüt, iki eski eşin görüşmesine izin vermemiş, Hakan Ural eski karısına başsağlığı dileyemeden ayrılmış hastaneden. Anlaşılan çocuklara rağmen Sibel Can ve Hakan Ural arasında hiçbir diyalog yaşanmıyor. Belli ki ayrılık sırasında yaşananlar iki tarafı da kırmış. Belli ki durumu idare eden, yani çocuklarla babaların görüşmesini sağlayan rahmetli anneanneymiş. Sulhi Bey yukarıda anlattığım erkek kategorisine giriyormuş. Herkesin özel hayatı, karışamaz sadece saygı duyarız. Ama böylesi acı bir günde bu kadar katı olmayı mantıksız bulduğumu da söylemeliyim. Sulhi Bey de mantıksız bulmuş olmalı ki, daha sonra cenazede iki eş yan yana değil ama aynı sırada bir araya geldiler. Sonuçta Sezer Hanım'ın son yolculuğunda, eminim onun da istediği bir görüntü sağlanmış oldu.
|