|
|
|
|
Şike yapmam için evime bile geldiler
Hakemliği bırakan Avrupa ve Türkiye'nin ilk FIFA kokartlı kadın hakemi Lale Orta anılarını anlattı.
Antrenör ve hakem kimliğiyle 20 yıldır futbol camiasında olan Lale Orta, profesyonel ve amatör ligde yaklaşık bin 500'ün üzerinde maç yönetti. "Erkek olsam 1. lige çıkmam çok daha kolay olurdu" diyen Orta, pek çok zorlukla karşılaşmış.
Erkek olsaydım daha fazla maç verirlerdi
Türkiye ve Avrupa'nın ilk FIFA kokartlı kadın hakemi Lale Orta geçtiğimiz günlerde hakemliği bıraktı. Orta, kadın olduğu için bazı şeyleri çok zor elde ettiğini söylüyor.
1976 yılında Dostlukspor'da futbol oynayan Lale Orta oyuncu eşi Ahmet Orta'nın kendisi kadar futbol ile ilgili olmadığını söylüyor Aksaray'daki evinin önünde konuştuğumuz Lale Orta artık Türk sporuna farklı şekillerde hizmet etmek istediğini söylüyor
LALE Orta hem Türkiye hem de Avrupa'nın FİFA kokartlı ilk kadın hakemi. Türk futboluna yaklaşık 20 yıl boyunca kaleci, antrenör ve hakem olarak hizmet eden Orta geçtiğimiz günlerde hakemliği bıraktığını açıkladı. Türkiye'nin ilk bayan futbol takımı olan Dostlukspor'da 1976 yılında futbola başlayan Lale Orta, aynı zamanda profesyonel liglerde antrenörlük ve teknik direktörlük yapabilecek diplomaya sahip ilk bayan futbol antrenörüydü. Lale Orta'nın hayatındaki ilkler sadece bunlardan ibaret değil. Türkiye ve Avrupa'nın 1. ligde görev yapan ilk kadın hakemi olan Orta, Türkiye'de maç anlatan ilk bayan futbol spikeri ünvanını da taşıyor. 1986 yılından beri futbol hakemliği yapan Orta, profesyonel ve amatör ligde bin 500'ün üzerinde maç yönetti. Ayrıca yönettiği 60 uluslararası maç var. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından "Kadın ve Spor 2002 Avrupa Kıtası Büyük Ödülü"nü alan Lale Orta halen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde rektör danışmanlığı ile Beden Eğitimi ve Spor Bölümü başkanlığı yapıyor.
BIRAKMAK ZOR OLMADI Genelde erkeklerin at koşturduğu bir arenada kadın olarak pek çok ilke imza atan Lale Orta, artık Türk futboluna farklı şekillerde hizmet etmek istediğini belirtiyor. FIFA'da hakemlik için yaş haddinin 45 olduğunu söyleyen Orta "Zaten bir yıldır kendimi bırakmaya alıştırıyordum. Bu yüzden çok zor olmadı" diyor. Üniversite yıllarından itibaren doktora yaptığı döneme kadar parfümeri işleten Orta hem Türkiye'de hem de dünyanın pek çok ülkesinde hakemliğin yarı profesyonel bir iş olarak kabul edilmesini hiç doğru bulmuyor: "Bu sektörde milyonlarca dolar dönerken hakemlik gibi bir kurumun yarı profesyonel kabul edilmesi tartışılır bir durum." Kadın olarak bu alanda ilklere imza atmanın zorluklarını yaşayan Orta, "Buna rağmen geriye dönüp baktığımda güzel şeyler görüyorum. Ama kadın olduğum için bazı şeyleri geç elde ettim" diyor. Birinci lig maçlarına kadın hakemlerin çok zor atandığını hatırlattığımız Orta, " Birinci ligde bir tek bana görev verildi. Merkez Hakem Kurulu kolay görev vermedi. Ben ilk kez 1990 yılında yardımcı hakemliği ve 1999 yılında hakemliği elde ettim. Ama sonrasında bir erkek hakeme verildiği kadar maç verilmedi. Bu tabii ki bir tabuydu. Yıkılması gerekiyordu. Benden sonraki hakemleri bu konuda daha şanslı görüyorum. En azından cinsiyet ayrımı yapmayan kurullar onlara daha çok görev vereceklerdir. Ben bunun acısını çektim. Erkek hakem olsaydım 1. lige çıkmam daha erken olurdu. Başarımın arkası gelirdi. Ama yine de işin üzerine gittim. İlk olmanın zorluklarını hep yaşadım" diyor. Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde yardımcı hakemlik yapan Orta, Türkiye'de 200 kadın hakem bulunmasına rağmen şimdiye kadar hiçbirinin derbi yönetmek üzere atanmadığını da söylüyor.
ŞİKE İÇİN GELDİLER Futbol camiasında bazı zorluklarla karşılaşsa da seyircinin kendisini hep takdir ettiğini anlatıyor: "Zor bir iş yapıp başarılı olursanız Türk insanı sizi çok onore ediyor. Belki bu başarıya olan susuzluğumuzla ilgili. Anadolu'nun hemen her yerinde maç yönettim 'Türkiye'nin gururu Lale Orta' diye tezahüratta bulunuyorlardı. Birlikte sahaya çıktığım hakemler 'İlk kez tezahürat ile maça çıkıyoruz' derlerdi. Belki de en çok olumlu tezahürat alan hakem benimdir!" "Ama size de arada bir kötü tezahürat yapılmıştır mutlaka!" dediğimizde; "Çok ender. Olduğunda da futbolcuların ve teknik adamların desteğini görüyordum. Seyirciye sus işareti yapıyorlardı" cevabını veriyor. Kendisine yapılan olumsuz tezahüratların içeriğini sorduğumuzdaysa hafifçe gülümsüyor: "Bir erkeğe söylediklerinin bayana uyarlanmış şekli. Ama ender yapılan bir şeyi ön plana çıkarmak haksızlık olur." Kadın olarak futbola kazandırdığı farklı şeyler olduğunu hatırlatıyoruz. Ama o cinsiyetini ne avantaj ne de dezavantaj olarak görmediğini söylüyor: "Hakemlik için ne gerekiyorsa onu yaptım. Ben hiç katı bir yönetici değilim. Bu kuralları uygulamıyorsunuz anlamı taşımaz. Belki de bayan olarak futbolcuların psikolojisini daha iyi algılıyordum. Bayanlar daha detaycıdır. Belki bu detaylar bana avantaj sağlamıştır." Futbolcuların kendisinden kart görmemek için ekstra çaba sarf ettiğini ve kart görenlerin de daha sonra karşılaştıklarında o anı uzun süre akıllarından çıkaramadıkları itirafında bulunduklarını anlatıyor. Futbolcuların kendisine erkek hakemlere gösterilmesi istenenden daha fazla saygı gösterdiğinin de altını çiziyor. Hiç şike teklifi aldınız mı sorusuna ise şöyle cevap veriyor: "Direkt olarak almadım. Amatör kümedeki bir maçtan evvel bir tanıdığımla evime gelmişlerdi. Kim olduklarını sormadan onları kovdum. Bir daha da böyle bir şey ile karşılaşmadım. Ama gelmeleri bile rahatsız etti." Türkiye'de hakemlik camiasının büyük şaibe altında olduğunu hatırlattığımız Orta, sporla bağdaşmayan hareketlerin mutlaka çok ağır cezalandırılması gerektiğini belirtiyor: "Futbol artık dünyada şov işi gibi. Bu tip şeylerin içine girenler cezalarını ödeseler bile yıllarca bununla anılacaklar. Oysa insan onuru için yaşar. Bu tip olaylar futbolun içinde iyi şeyler yapmaya çalışanları da çok üzüyor. Türk futbolu başarısız olarak görülüyorsa, temiz bir sayfa açıp uzun vadeli planlar yapmak lazım. Olabilecek tüm yanlışlardan arındırmak lazım. Bu tip olaylarda affedici olmak diğer insanları da cesaretlendirebilir. Örneğin FIFA son olaylarda bize en ağır cezayı verecekmiş gibi bir kamuoyu oluşturdu. Türkiye'nin ceza alacağı bir şey yok gibi görünüyor aslında. Ama verilebilecek en ağır cezaların neler olduğu araştırılıyor ve siz de korkuyorsunuz. FIFA ve UEFA'nın yaptırımlarının tüm dünyada çok etkin olduğunu biliyorsunuz. Hatanız büyük olmasa bile size en büyük cezayı verebileceklerini düşündürtüyorlar. Türkiye'de uluslararası maçlarda seyircinin davranışı değişir. Çünkü FIFA ve UEFA'nın affetmediği biliniyor. O yüzden sahaya bir şey atarken iki kez düşünüyor. Yurtdışındaki seyirci de böyle aslında."
YORUMCU OLMAM Lale Orta, bundan sonra üniversitedeki araştırmalarına ağırlık vereceğini ama Türk futboluna yönetici olarak da hizmet etmek isteyebileceğini gizlemiyor: "Yöneticilik yapabilirim belki. Televizyonlarda görev alabilirim ama pozisyon yorumcusu olmayacağım. Misyonumu bozmadan ve bugüne kadar getirdiğim çizgimden ödün vermeden tüm bu birikimlerimi bir yerlerde değerlendirmem gerekir diye düşünüyorum. Ama pozisyon pozisyon yorum yapmak istemiyorum. 90 dakika bir maçı yönetiyorsunuz. Belki bir pozisyonda hata yapabilirsiniz ama genelinin değerlendirilmesi gerekir. O yüzden pozisyon yorumculuğuna yakın değilim." Futbola Ortaokul çağlarında başlayan Orta, o dönemlerde bile futbolu bir erkek sporu olarak görmemiş. Artık bayanların da maçlara daha fazla ilgi gösterdiğini söylüyor. Statların küfür edilen arenalar olarak görülmesini de çok yanlış buluyor. "Sizin evde en çok konuşulan konu futboldur mutlaka!" diyoruz ancak yanılıyoruz. Orta, "Hayır. Eşim sanatçı ve oyuncu. Ahmet Orta. Farklı alanlardan geliyoruz. O yüzden farklı şeylerden konuşuyoruz. Beni çok destekliyor. Aslında o da federasyonda antrenör adaylarına beden dili, diksiyon, vücut dili gibi dersler veriyor" diyor. Espriyle karışık tuttuğu takımı sorduğumuz Lale Orta bu konuda da çok dertli: " Türkiyede bu konulara çok hoş gürü ile bakılmıyor. Söylemek isteseniz bile söyleyemiyorsunuz. Sizin bir takım tutuyor oluşunuz taraf tutmanızı gerektirmiyor oysa."
Aynur ERDEM
|
|
|
|
|
|
|
|
|