Rusya ve İran...
Avrupa'yı da sıkıntıya sokan Rusya ile Ukrayna arasındaki doğalgaz krizinin nasıl bir sonuç doğuracağını kestirmek zor. Ukrayna da Gürcistan gibi geri adım atıp, Moskova ile ilişkilerini düzeltme yoluna gider mi? Yoksa, NATO'ya üyelikten, Rus deniz üslerinin kapanmasına ve seçimlere Rus gözlemcilerin katılmasını engellemeye kadar aldığı kararlarda bir adım geri atmadan yoluna devam edebilir mi? Ankara iki gündür Rusya ile Ukrayna arasında doğalgaz nedeniyle ortaya çıkan gelişmeyi takip ediyor. Görünen o ki; Ukrayna ikinci yolu seçip, Rusya ile "kısa vadede bağılarını koparan" bir yöne gitmekte zorlanacak. Bunda sadece doğalgaz değil, Sovyetler Birliği'nden kalma diğer sosyal ve ticari ilişkilerin etkisi de büyük. Buna rağmen, uzun vadede iki ülke arasındaki gerilimin soğumayacağı da görülüyor. Özellikle Ukrayna'da ortaya çıkan milliyetçilik akımı ve batıya yönünü çevirmiş Rus karşıtlığının yarattığı etkinin artacağı da bir gerçek. Ankara'daki kaygı ise Karadeniz'deki iki komşusu arasında ortaya çıkan gerilimin kendisini de kaçınılmaz olarak etkileyeceği. Bu nedenle Ankara da ilerde daha da gerilmesi muhtemel krizi yumuşatmanın yöntemini arıyor. Bulunan ise bir zamanlar etkin olan Karadeniz Ekonomik İşbirliği'ni (KEİ) daha etkin hale getirmek. Başlangıçtaki amacına uygun olarak Karadeniz'i ekonomik işbirliği ve barışın denizi haline çevirmek. Ortadoğu'da üstlenmek istediği "arabulucu ve barış yapıcı" rolünü, Karadeniz'de de hayata geçirmek.
Türkiye'ye etkisi Ankara'nın bu role soyunmasında, Rus doğalgazına dayalı hale gelmiş bulunan enerji politikasının da etkisi var. Çünkü, sanayinin ve nüfusun yoğunlaştığı Marmara ve Trakya bölgesi, Ukrayna üzerinden geçip, batı hattından gelen Rus doğalgazıyla besleniyor. Daha da ilerisi Türkiye ihtiyacının yüzde 65'ini sağladığı Rus doğalgazının, üçte ikisi bu batı hattından alıyor. Ukrayna'nın bugün üzerinden geçen Avrupa hattında yaptığı gibi, Türkiye'ye gelen hattan da gaz çekmeye başlamasının yaratacağı risk üzerinde duruluyor. Nitekim, geçmişte de Ukrayna Türkiye hattından "çekimde" bulunmuş ve sıkıntıya neden olmuştu. Ruslar da Ukrayna'nın doğalgaz hattından kaçak yaptığı gerekçesiyle 2011'den itibaren bu hattı kapatıp, Mavi Akım'a yüklenme niyetini Ankara'ya iletmişti. Moskova'nın kararını Ukrayna dolayısıyla öne çekmesi halinde, Mavi Akım'dan batı bölgesine hemen hat çekip bu bölgeyi besleme olasılığı da gözükmüyor. Bundan dolayı Ankara gerilimin yumuşaması için formül üretirken, ileriye dönük olarak enerji alternatiflerini geliştirmenin de yolunu arıyor. İlk olarak da devam eden İran doğalgazına ilave, Şahdeniz ve Arap doğalgazının Türkiye'ye girişini bu yıl sonuna kadar gerçekleştirmek, istiyor.
İran'a etkisi Ankara'da doğalgaza dayalı diplomasinin bir diğer ayağını ise İran oluşturuyor. Hemen belirtelim, son dönemde ABD'den yapılan ziyaretlerde İran'a muhtemel bir operasyonda Türkiye'nin de bir üs vererek katılması istendiği haberleri kesin bir dille yalanlanıyor. ABD'nin de böyle bir operasyona girmesinin güçlükleri sıralanıyor. Ayrıca, Rusya'nın Ukrayna kararının Avrupa'da yarattığı etkinin, Türkiye'ye doğalgaz boru hattı bulunan İran'ı rahatlatacağının da altı çiziliyor. Doğalgaza dayalı diplomatik manevralar üzerine ince hesaplar yapanlar bile, bir fıkraya dayalı şu sözü de söylemeden geçmiyor: "Kendi doğal kaynağının kıymetini bil..."
|