|
|
|
|
|
|
Göttenson ismi senaryodan çıkarıldı
'Keloğlan Karaprens'e Karşı' filminin iki kahramanı Mehmet Ali Erbil ile Özcan Deniz 6 Ocak'ta gösterime girecek filmin bir aile eğlencesi olduğunu, bu yüzden belaltı esprilerin kullanılmadığını söylüyor. Hatta senaryoda yer alan 'Göttenson' isimli karakterin adı bile değiştirilmiş, Necati olmuş! İşte, dün yayımladığımız Deniz ve Erbil röportajının ikinci bölümü....
* Masalın sonunun kötü bitmesine çalışan bir prenssiniz Özcan Bey; asıl adınız da Necati! Öyle mi? ERBİL: Necati çok dokunuyor ona, karizmayı çizdiriyor! DENİZ: Evet o çizdiriyor işte! ERBİL: Esas adı neydi? Göttenson! DENİZ: Göttenson nereden çıktı şimdi? ERBİL: İlk yazılan oydu! DENİZ: Bana gelen senaryoda Göttenson diye bir şey yoktu. Filmde de hiç geçmiyor. (İkisi de kahkahadan konuşamıyor...) ERBİL: Bu Tamer (Karadağlı) için düşünülmüştü...
* Özcan Deniz işin içine girince Göttenson, Necati mi oldu? DENİZ: Rolümü anlatayım... Karaprens bütün masallarda tanıdığınız bütün kötü karakterlerin prensi. 'Bütün aksiyonu bizler yapıyoruz ama masal kitaplarına hep iyilerin isimleri veriliyor buna bir son vermemiz lazım' diyor. Tek derdi bu ve bir masal kitabı oluşturup, ismini kötü bir karakterden alması için çabalıyor. İyiyle kötünün savaşı yani. Necati isminden sıyrılmak için de yapmadığı numara kalmamış; saçıydı, sakalıydı, kostümüydü, atıydı, kılıcıydı falan... Ama onu yakından tanıyanlar ara ara Necati diyor ona. Mesela donunda Necati yazıyor! (Araya filmin yapımcısı giriyor: Biz Özcan Bey'e teklifi götürdüğümüzde Göttenson ismi senaryoda yoktu. Belaltı esprilerle birlikte bu isim de çıkarıldı.) ERBİL: Çocuklar gözönünde tutularak belaltı esprilerin hepsi çıkarıldı.
* Bu duruma adapte olabildiniz mi Mehmet Ali Bey! ERBİL: Çok tuttuk kendimizi! (gülüyor) Bir tek 'ulen' var!
* Karaprens ve Keloğlan dışında M. Ali Erbil ile Özcan Deniz de karşı karşıya gelecek aslında... Bir rekabet ve karşılaştırma ister istemez olur mu? ERBİL: Projeye zarar verebilecek küçük komplekslere girmedik. Ben uzun yıllardır bu kadar mutlu olduğum bir projede oynamadım. Açıkçası filmin içerisinde çok zorluklar çektik; çok ağır prodüksiyondu, şartlar çok zordu. Peruktu, animasyondu, her gün tıraş ol... Animasyonda ejderha olduğu için bir sahneyi beş kez çekiyorsun falan ama bu kadar iyi olacağını beklemiyordum. DENİZ: Ayrıca karşılaştırsınlar! Bir mahzuru yok...
* Çok ciddi eğitimler almışsınız bazı sahneler için; kılıç, dans... ERBİL: Çok zor bir şey. Seyrederdik Malkoçoğlu falan, görüldüğü gibi kolay değilmiş. DENİZ: Bizi dans ederken, kılıç kullanırken göreceksiniz, at binerken göreceksiniz. ERBİL: En çok eşekle uğraştık; filmde en zor, en kaprisli eşekti! Bütün eşekliğini yaptı. Anlamıyordu dediğimizi, anamız ağladı eşeği oynatana kadar! İlk gün bismillah eşekle sahnemiz vardı; biniyorsun, atıyor seni sırtından.
* Bir komedi filmi... İçinde atraksiyonlar var, fantastik malzemeler var dolasıyla çok eğlenmişsinizdir sette... ERBİL: Çok eğlenemedik açıkçası. Çok yorucuydu, çok sıcaktı. DENİZ: Sıcak bizi öldürdü. Dışarda 50 derece sıcak, içeriye 60 derece falan vuruyor. Bir de ışıklar var içeride, tam bir sauna! Ve üzerimizde kat kat deri kıyafetler, botlar... Onunla kılıç sallıyorsun. Nükhet Duru'yla bir sahnemiz vardı, bir ara 'oksijen bitti, ölüyorum' dedim. Durdurduk sahneyi, dışarıya nefes almaya çıktım.
* Bu ara ünlü isimlerin doluşturulduğu filmler çok moda! Bu filmde de pekçok ünlü isim biraraya toplandı. Petek Dinçöz mesela, ilk deneyimiydi... ERBİL: Petek Dinçöz birçok kimseyi belki tedirgin edebilir ama rolüne çok yakıştı. Değil mi? DENİZ: Tabii canım...
* Başta tedirgin etti mi yani? ERBİL: Etti tabii çünkü sinema deneyimi yoktu; sıfırdı. Televizyona bir dizi yapmıştı. Birden bire böyle bir projenin içinde yer aldı, bence üstesinden de geldi. DENİZ: Bence de. Bir de gişeyi hedeflediğimiz bir film sonuçta. Seyirciyi çekecek bütün unsurları kullanmanız gayet doğal. Dünyada yönetmen sineması denen bir gerçek vardır; o yönetmenler genellikle kendi adlarını, markalarını koyarlar ortaya, filmlerinde çok fazla star olmaz. Bu öyle değil ki!
* Bu bir çocuk filmi aslında. ERBİL: Çocuk olması yeter zaten; aileyi kim götürecek sinemaya? Çocuk yönlendirecek! O yüzden çocuğu hedef almak mantıklı.
* Sizin çocuk hayranınız vardı M. Ali Bey; Özcan Bey'in de kadın hayranı... ERBİL: Bekar kadınlar da onun için gelecek!
* Şimdi de çocuk hayranlarınız olacak Özcan Bey, hazır mısınız buna? DENİZ: Hazırım, çocuklar da seviyor beni canım... ERBİL: Sermaye işte, en az 10- 15 yıl daha bu piyasada götürür. DENİZ: İleriye yatırım!
ŞİRİN SEVER
|
|
|
|
|
|
|
|
|