| |
|
|
Asıl bizim kâbusumuz
Geceyarısı Ekspresi.
Son zamanlarda Alan Parker'ın yönettiği 'Midnight Express' (Geceyarısı Ekspresi) filmi, çeşitli demeçlerin içinden geçerek gündeme geliyor. Mesela Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, "Türk Ceza Kanunu'ndaki 301'inci madde, 'Geceyarısı Ekspresi' kadar Türkiye'nin imajına zarar veriyor" dedi. İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times'ın yorumu ise şöyle: "Oliver Stone abartılı bir senaryo yazdığı için özür diledi ama Geceyarısı Ekpresi'ndeki şiddet görüntüleri Türkiye'ye ilişkin görüşleri etkiliyor, ayrıca Türkleri üzmeyi sürdürüyor... İş kadını Ümit Boyner, bu imajı değiştirmek için uğraşıyor." Boyner de gazeteye verdiği demeçte "Geceyarısı Ekspresinin verdiği zarar şaşırtıcı. İnsanlar hâlâ onu hatırlıyor" demiş.
Ben bu filmin, 'günümüzde', söylendiği kadar etkili olduğunu düşünmüyorum. Filmi izledim. Fes giyen adamların rol kestiği, neredeyse ilkokul müsameresi düzeyinde, düpedüz kötü bir çalışmaydı. Peki film ne zaman piyasaya sürüdü? 1978 yılında! Yani tam 27 yıl önce... O yıllarda Türkiye nasıldı? Sağcılarla solcular sokakta birbirini öldürüyordu (bir yılda 5 bin kişi!). Demirel ile Ecevit hiçbir konuda anlaşamadıkları için cumhurbaşkanı dahi seçilemiyordu. Benzin yoktu. Millet şehir hatları vapurlarındaki ampulleri yürütüyordu. Ardından 12 Eylül darbesi geldi. Suçlu-suçsuz yüz binlerce insan içeri atıldı. İşkence sıradan bir uygulamaydı. Diyarbakır Cezaevi'nde mahkûmlara o kadar vahşice davranıldı ki çıkan soluğu dağda aldı.
İşte o abuk film, böyle 'ürkütücü' bir Türkiye'den kesitler verdiği için Batıdaki 'demokrat', 'özgürlükçü' ve 'insan haklarından yana' kamuoyu tarafından önemsendi. Peki Türkiye'nin kötü imajı devam etti mi? Sanmam. En azından iddia edildiği kadar değil. Çünkü eğer gerçekten böyle kötü bir imajımız olsaydı... Geçen gün yazdığım gibi 1984 yılında 2 milyon olan turist sayısı, hızla artarak 2005'te 20 milyonu aşmazdı.. Şöyle ya da böyle Türkiye bugün Avrupa Birliği kapısında. Eğer Türkiye'yi, o filmde gösterildiği gibi bir ülke sanıyorlarsa... Niye üyelik müzakerelerine başlasınlar? Ama filmin bir 'uyarı düğmesi' gibi kullanıldığı da bir gerçek. Orhan Pamuk fikrini açıkladı diye hapsetmeye kalkarsan... Adamlar da, "Yine mi Geceyarısı Ekspresi" diye soruyor. Tabii bizim bu konudaki hassasiyetimizi de iyi bildikleri için böyle yapıyorlar. Çünkü Geceyarısı Ekspresi dendi mi asıl bizim tüylerimiz diken diken oluyor. Yoksa 'sıradan' Batılı filmi ya görmedi ya da çoktan unuttu. O şimdi yaz tatilini Türkiye'de geçirmenin hayallerini kuruyor!
|