|
|
|
|
|
|
Türkiye'de güvensizlik ev aldırıyor
Rasim Öztekin 'Kiralık Oyun'da birkaç farklı karakteri canlandırıyor. Öztekin "Ev sahibi olmak zor iş ama o evin sahibi olmak da bir o kadar zor" diyor ve şöyle devam ediyor:
Ortaoyuncular'ın birkaç oyununda daha kiralamak, satmak, satılmak gibi temalar vardı. Sizce bunun en belirgin nedeni nedir? Kiralama, satma... Kapitalist toplumda bunların hepsi çokça rastlanan sorunlar. Çalışan insanların amaçlarına baktığımız zaman en önce gelen bir almak, bir araba almak veya bir yazlık almak. Amaçlar, hep almak üzerine. Bunların yanı sıra alamayacağını da kiralayarak bu şevki yaşıyor. Dolayısıyla insanla ilgili yapılan hemen her işte almak fiili ortaya çıkıyor. Bu kiralama da, satın alma da olabilir.
Ev almak biraz daha ihtiyaç boyutunda değil mi? Ev almak daha çok ihtiyaçtan tabii. Ama alırken de, 'ayağını yorganına göre uzat' diye bir laf vardır, onu da biraz umursamayıp, ayağını yorganının epey dışına uzatanlar da var. Bu nedenle evini kaybedenler biliyorum.
Aslında kiralamak biraz özgürlük de getiriyor beraberinde. Kolayca vazgeçebiliniyor... O da başka bir bakış açısı. Meselâ benim varlıklı bir arkadaşım vardı ve "Ben İstanbul'da ev almam, İstanbul'un her semtini kiralayarak yaşamak istiyorum" derdi. Ama Türk insanında geleceğe karşı bir güven ve güvenceleri olmadığı için, emeklilikte de, sağlıkta da bu böyle. 'Bir an önce bir dam alayım, başımı sokup oturayım' diyorlar. 'Aç da olsam, kapımı kilitler otururum' diyorlar. Bu biraz da geleceğe güven duymamaktan kaynaklanıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|