Hastayım size...
Bizim "sağlığına duacı olduğumuz" kaç milletvekilimiz var? 550 mi? Siz öyle sanın... 11 bin. Çünkü yüce Meclis, milletvekillerinin, eşlerinin, çocuklarının, analarının, babalarının sağlık giderlerini karşılıyor. Başka? Emekli milletvekillerinin, eşlerinin, çocuklarının, analarının, babalarının sağlık giderlerini de karşılıyor. Etti mi sana 11 bin? Etti. Bitti mi? I-ııh.. Meclis'te 4 bin 700 personel çalışıyor. Sekreter, makam şoförü, kavas falan... Anayasa'da "eşitlik ilkesi" var, malum. O ilke gereği, bu 4 bin 700 personelin, eşlerinin, çocuklarının, analarının, babalarının sağlık giderlerini kim karşılıyor? Yüce Meclis. Yani nedir toplam? 25 bin kişi... Kaç paraya patlıyor bu iş? 50 trilyon liracık. Her yıl. Üstelik arada bir el kaldırırken çok çalıştıkları için çok hastalanıyor bunlar. 100 bin doktor faturası geliyor, yılda. 100 bin... Siz vergi ödüyorsunuz, Meclis sizin vergilerle bu faturaları ödüyor. Hani "hasta bunlar" denir ya, öyle. Bir milletvekilimiz hem alt, hem üst çenesini implant yapmış mesela. İki ayda bir gözlük değiştiren de var... 40 kutu ilaç yazdıran da...
Şimdi diyeceksiniz ki, "neden durup dururken bunları yazıp, bizi hasta ediyorsun sabah sabah?" Durup dururken değil. Yedi "doktor" milletvekilimiz, yüce Meclis tarafından "Nobel Barış Ödülü" ne aday adayı ilan edildi de, ondan...
Kakava Şenlikleri Ödülü değil ha. Yanlış anlaşılmasın. Nobel Barış Ödülü...
E ben bakıyorum bu tabloya. Bu Yüce Meclis'in "doktor" milletvekillerine vermeyeceksin Nobel'i de kime vereceksin?
Hatta geç kalmış bir ödüldür bu. Çünkü milletin kıçında don yokken "ceylan derisi koltuk" yaptırdıklarında vermeliydiler aslında Nobel'i.
|