|
|
|
|
Dağcılık mabedinde bir hafta
Türk dağcılığının mabedi sayılan Aladağlar erken gelen kışa rağmen çok gözde. Biz de üç bin metrenin üzerinde otuz zirvesi bulunan Aladağların Karasay Zirvesi'ne çıktık. İşte bir zirve öyküsü
Aladağların ismini nereden aldığı ancak gün batımında anlaşılır. Güneşin son ışıklarında sarp zirveler önce altın gibi parlar sonra kızıl bir ateş parçasına dönüşür. Bu özelliğiyle sadece dağcıların değil doğa severlerin de gözdesi. Her seviyede dağcılara uygun rotaları içinde bulunduran Aladağlar, tur kayağı ile yapılan tırmanışlar ve translar için de uygun bir bölge... 1950'lerde yabancı dağcılar Aladağların zirvelerinin ilk çıkışlarını başarıyla tamamladı. Hala yabancı dağcılar ve yürüyüşçüler özellikle yaz aylarında bölgeye akın ediyor. Aladağlar'da yaptığım onlarca tırmanıştan sonra verdiğim beş yıl aranın ardından tekrar bölgeye gelmenin heyecanını yaşıyorum. Niğde'den bindiğim Çamardı minibüsünde ilerlerken Aladağların en yüksek ve en güzel zirvesi Büyük Demirkazık karşıma çıkıyor. Büyük Demirkazık 3 bin 756 metre yüksekliği ve bir piramide benzeyen görünümüyle ürkütücü, bir o kadar da çekici. Kuzey duvarı geçmişte Türk dağcılarına yaşattığı zorluklarla tanınıyor. Özellikle kış şartlarında tırmanılması çok zor olan Demirkazık Kuzey Duvarı ilk olarak Mart 1998'de Doğan Palut tarafından solo tırmanıldı. Ayrıca Demirkazık bugüne kadar altı Türk dağcının da ölümüne neden oldu.
ULAŞIM KOLAY Niğde-Adana-Kayseri illeri arasında bulunan Aladağlar, Toros Dağları'nın bir uzantısı. Türkiye'nin en zorlu kaya tırmanış rotalarına sahip olması, hayvan zenginliği ve derin vadi sistemlerini içinde bulundurması nedeniyle 1995 yılında milli park ilan edildi ve korumaya alındı. Milli Park içerisinde Büyük ve Küçük Demirkazık, Emler, Kızılkaya, Eznevit, Karasay, Alaca, Kaldı, Güzeller, Direktaş, Vay Vay, Parmakkaya gibi Türk dağcılarının gözdesi zirveler bulunuyor. Bu zirvelerin klasik rotaları dışında teknik rotaları dağcıları daha da cezbediyor. Aladağlara ulaşım Adana, Kayseri ve Niğde'den kolaylıkla yapılabiliyor. Yollar kış aylarında çok şiddetli yağışlar dışında açık. Ankaralı ve İstanbullu dağcılar genellikle dağa Niğde üzerinden ulaşıyor. Niğde'den binilen minibüs yaklaşık bir saatte Martı Deresi ve Demirkazık köylerine ulaşıyor. Demirkazık köyünde Mümtaz Çankaya Dağ Evi bulunuyor. Burada yerli ve yabancı dağcılar konaklıyor, yemek yiyor.
ŞÖMİNE, HAZIR YEMEK! Aladağlar için en uygun tırmanış ayları Haziran-Eylül arası. Eylül sonlarında yağmaya başlayan kar, rotalardaki tırmanışları zorlaştırıyor. Kasım ayı olması ve Aladağların bu sene erken yağış almasından dolayı tüm rotalar karla kaplı. Martı Deresi Köyü girişinde minibüsten indikten sonra yaklaşık 15 kilo gelen çantamla stabilize bir yoldan kalacağım dağ evine doğru yürüyüşe başlıyorum. Elma bahçeleri arasında gerçekleşen bir buçuk km'lik yürüyüş sonunda Martı Deresi köyüne ve arkadaşım Utku Ayrılmaz'ın köyün çıkışına inşa ettiği muhteşem dağ evine ulaşıyorum. Dağ evi, Demirkazık Dağı ve Emli Vadisi manzaralı oldukça hakim bir bölgeye inşa edilmiş. Dağ evi çok konforlu. Geçmiş yıllarda yaptığım tırmanışlarda ilk gün bölgeye gelip çadırlarımı bir düzlüğe kurup hazır yemeklerimi yedikten sonra uyku tulumuna girmeye alışmış biri olarak lezzetli ev yemekleri yiyip şömine yanında ısınmayı çok garipsediğimi belirtmek isterim. Ertesi gün tırmanacağımız dağ, Aladağların 3 bin 472 metre yüksekliğindeki Karasay zirvesi. Karasay, Kızılkaya sırtı üzerinde bulunan ve rotası çok uzun olan bir zirve. Zirvenin bizim için en önemli özelliği daha önce çıkmamış olmamız. İlk gün havanın durumu iyi değil. Karasay sırt hattı kapalı ve sis aşağıya doğru iniyor. Akşamdan tırmanış malzemelerimizi hazırlıyor ve erkenden uyuyoruz.
ŞANS BİZDEN YANA Sabah saat 3 gibi uyanıp hafif bir kahvaltı yaptıktan sonra dışarıda bizi bekleyen traktöre binip Emli Vadisi'nde tırmanışımıza başlayacağımız Karasay Çarşağı'nın (Çarşak: üzerinde yürümenin zor olduğu kaygan, küçük sivri ve keskin kaya parçalarından oluşmuş eğimli zemin) başlangıcına doğru yola çıkıyoruz. Bugün hava çok iyi. Gökyüzünde tek bir bulut bile yok. Vakit kaybetmeden Karasay Çarşağı'ndan çıkışa başlıyoruz. Karla kaplı ve güneş rotaya vurmadığı için kar çok sert. Sert karda batmadan kolaylıkla yükseliyoruz. 2 bin metreden başladığımız tırmanışta zirveye kadar 1450 metre yükselmemiz gerekecek. Karasay Çarşağı 3 bin metreden sonra Kızılkaya Kulvarı ve Karasay Kulvarı diye ikiye ayrılıyor. Biz Kızılkaya Kulvarı'na dönüyor ve Karasay zirvesine doğudan yaklaşmayı tercih ediyoruz. 3 bin 200 metrede yorgunluk iyice kendini hissettiriyor ve tempomuz bir hayli yavaşlıyor. Kar-kaya kaplı bir rotadan son metreleri de tırmanarak yaklaşık 6 saatte Karasay zirvesine yani 3 bin 472 metreye ulaşıyoruz. Manzara muhteşem. Demirkazık, Emler, Alaca, Kaldı, Bolkarlar, Erciyes zirveleri etrafımızı çevirmiş durumda. Bu son derece açık ve rüzgarsız havada bu muhteşem dağları doya doya seyrediyoruz. Ancak inmemiz gereken 1450 metrelik bir yol var. Bu kez Karasay Kulvarı'ndan hızla inişe geçiyoruz. Güneşten yumuşayan kar iyice batıyor ve iniş yapmamızı engelliyor. Sonunda Emli Vadisi'nin ormanlık bölgesine iniyor ve bizi bekleyen traktöre binip dağ evinin yolunu tutuyoruz.
Cenk Ertekin
|
|
|
|
|
|
|
|
|