Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Türkiye'nin kredi notunu yükseltti.
Kuruluş, Türkiye'nin kredi notunu B1'den Ba3'e yükseltmesine gerekçe olarak son 4 yılda ekonomik, siyasi ve toplumsal alanlarda yaşanan olumlu dönüşümleri gösterdi.
Moody's'in açıklamasında, Türkiye'nin iki basamaklı mali açığı aşağıya çekip, enflasyon ve faiz oranlarını düşürerek mali ve parasal disiplini sağladığı, Merkez Bankası'nın uygulamaya koyacağı enflasyon hedeflemesiyle bu kazanımların perçinleneceği kaydedildi.
Açıklamada, bankacılık sektöründe devam eden düzenleme ve denetleme değişiklikleriyle birlikte giden satın alma
ve birleşmelerin de, bir zamanlar zor durumda olan mali sistemi daha sağlıklı kıldığı ifade edildi.
Moody's açıklamasında, Avrupa Birliği ile müzakere sürecinin 3 Ekim'de başlamasının, Türkiye ekonomisine olumlu etki yaptığı belirtilerek, müzakerelerin başlaması tam üyeliğin garantisi olmamakla birlikte, AB'nin Türkiye'ye, tam üyelere olduğundan bile fazla olumlu etki yaptığı görüşü dile getirildi. Açıklamada, Türkiye'nin gelecek yıldan itibaren AB mevzuatına uyum yönünde göstereceği tedrici ilerlemenin de piyasa güvenini güçlendireceği ve reform sürecini hızlandıracağı tahminine yer verildi.
Türk makamlarının kalıcı makroekonomik ve siyasi istikrarın faydalarını gördüğü belirtilen açıklamada, AK Parti hükümetinin mecliste üçte iki çoğunluğa sahip olmasının ve önünde daha iki yıllık görev süresi bulunmasının da reform sürecinin devam edeceğini düşündürdüğü belirtildi.
Türk kamu maliyesinin 2005 yılında beklenenden hatırı sayılır ölçüde güçlü bir performans gösterdiği kaydedilen Moody's açıklamasında, maliyenin uzun vadede sağlığı açısından sosyal güvenlik sisteminin güçlendirilmesi ve büyük miktarlara ulaşan vergi kayıp ve kaçaklarının önlenmesinin kritik önem taşıdığı vurgulandı.
Açıklamada, 2006 yılı bütçesinde getirilen vergi indirimlerinin büyüme dinamizmini ve vergi tahsil yeteneğini güçlendireceği de savunuldu.
Açıklamada, Türkiye'nin dış ve kamu borçlarının büyüklüğünün, dış finansmanda güçlükle karşılaşılması durumunda sorun oluşturacağına dikkat çekilerek, özelleştirme gelirleri sayesinde kamu dış borçlarının azaldığı, buna karşılık özel sektörün dış borçlarının hızla arttığı kaydedildi. Bu nedenlerle verilen büyük ticari ve cari açığın bir hassasiyet kaynağı oluşturmaya devam ettiği vurgulanarak, bu açıkların döviz kurlarında dengesizlik yaratacak sert bir düzeltme gerektirme potansiyeli taşıdığı uyarısı yapıldı.
Açıklamada, ekonomik ve siyasi yapı taşlarının güçlenmesi sayesinde böyle bir hareketin olumsuz etkilerinin azalacağı kaydedilerek, risk yönetiminin iyileşmesi ve kamu borçlarının vade ve finansman profilinin sağlam olmasının not artışını haklı kıldığı vurgulandı.