|
|
E vitamini ölümcül olabilir
Sigaraya tutkun bir dostum, hekimin verdiği günde 800 ünite E vitamini ile sigaranın bedendeki hasarının engellenebileceğine inanmıştı. Kısa bir süre sonra "by-pass" ameliyatı geçirdiğini duydum. Sanırım hekim, sigaradan vazgeçiremeyeceğini anlayıp bu şekilde bir destek önermişti, ama arkadaşım E vitaminin iyi geleceğine kendisini o kadar inandırmıştı ki! Halbuki önemli bir bilimsel dergide çıkan bir makalede vücudun 200 ünitenin üzerindeki E vitamininden yararlanamadığı vurgulanıyor. Daha önemlisi ise, bir kaç klinik çalışmanın sonuçlarının bilimsel olarak değerlendirildiği, 2005 tarihli bir çalışmanın sonuçları; günde 400 ünitenin üzerindeki E vitamini dozları ölümcül olabilir. Vitaminler ve mineralerin vücutta, sağlıklı kalmamızı sağlayan biyokimyasal ve fizyolojik olaylarda çok önemli roller üstlendiğini biliyoruz. Bu konu ile ilgili haberler de, çok ilgi çektiğinden dolayı, basında sık sık yer alıyor. Farklı başlıklarla tekrar edilen yazılarda vitamin konusu işlenerek "sürekli kullanımı" teşvik ediliyor. Bir yazıda "Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek, soğuk algınlığından korunmak" için yüksek dozlarda C vitamininin yanı sıra multi-vitamin kullanılmasının yararlarından bahsediliyor.Ertesi hafta yayınlanan bir başka yazıda ise "stresle başetmek için" B vitaminlerinin yüksek dozda kullanılmasının yanı sıra antioksidan vitaminler A, C ve E vitaminlerinin kullanılması önerilmekte. Daha sonra çıkan bir yazıda ise, "yaşlanmayı geciktirmek amacıyla" antioksidan vitaminler A ve E'nin yanı sıra multi- vitaminlerin kullanılması gereği vurgulanmakta... Tüm bu önerileri izleyen bir vatandaşın masasının üzeri, farkında olmadan, aynı vitaminleri farklı oranlarda taşıyan onlarca formülasyon ile doluyor. Tabii vatandaşın yediği yemeklerden, meyve ve sebzeden aldığı vitaminler de var. Günlük gereksinimin kat kat üzerinde vitamin kullanımı. Günlük Gereksinim (GG kısaltması), yabancı kaynaklarda veya ilaç kutularının üzerinde RDA'nın (Recommended dietary allowance) Türkçe karşılığı. Her vitamin ve vücut için gerekli mineraller için yetkili kurumlarca tanımlanmış GG değerleri bulunmaktadır. Bildiğim kadarı ile, henüz ülkemiz insanının beslenme alışkanlıkları dikkate alınarak hazırlanmış resmi bir tablo bulunmuyor. Ülkemiz bir Akdeniz ülkesi olduğundan bizim beslenme şeklimize en benzer ve uygun olan Fransız vitamin ve mineral değerleri referans alınmaktadır. Ancak kişinin taze veya pişirilmiş sebze ağırlıklı ve dengeli et tüketimine, yani Akdeniz diyetine, göre belirlenen bu değerlerin et-kebap ağırlıklı beslenen, sebze ve meyveyi az tüketen kişilere göre veya tahıl ve bakliyat ağırlıklı beslenenlere göre uyarlanması doğru olacaktır. Çeşitli metabolik ve endokrin bozukluklar, alkolizm, sigara alışkanlıkları vb. durumlarda da farklı değerlendirmeler söz konusudur. Çevre ve çalışma koşulları, genetik özelliklerin rolü unutulmamalı. Yani kişisel vitamin ve mineral gereksinimleri kişilerin fizyolojik özellikleri, yaşam ve beslenme şekillerine göre önemli farklılıklar göstermektedir. Dolayısıyla vitaminlerin kişinin gereksinimlerine göre ayarlanması en doğru yoldur. "Vitamin bu, bir eksikliğim varsa vücuda yararı olur, nasılsa bir zararı olmaz"
|