|
|
|
|
|
|
İntiharlar bitecek mi?
Kredi kartı borcu yüzünden intihar edenlerin sayısı artıyor. Yeni yasa tasarısı da sorunu çözmek için yetersiz.
Ekstre ölüm
Kredi kartları intiharlarla anılan toplumsal bir soruna dönüştü. Yeni yasa tasarısındaki düzenlemeler mağdurların durumunu değiştirmiyor.
Geçen hafta Adana'da Seyhan Baraj Gölü kıyısında beylik tabancasını şakağına dayayıp intihar eden uzman çavuş R.K uzunca bir listenin sonuna eklendi. Bu sadece 2005 yılında gazetelere yansıyan ve kredi kartından kaynaklanan 16 ayrı intihar vakasından sadece biriydi. Maaşın birkaç katına ulaşan bir borç, borcun borçla çevrilmesi ve çığ gibi artan kredi kartı borçları sonucu intihara kadar uzanan bir "çaresizlik"... Doğru kullanıldığında hayatı kolaylaştıran plastik kartlar ölçüsüz kullanıldığında ya da yakıcı ihtiyaçlar için bir çözüm olarak görüldüğünde sonuç toplumsal bir faciaya yol açıyor. Borçların yarattığı baskı, icra takipleri, haciz işlemleri depresyondan başlayan ruhsal sorunlara, cinnete uzanan davranışlara itebiliyor. Türkiye'de kayıt dışı ekonomi yüzünden 23 milyon ücretli çalışana karşı 27 milyon kredi kartı bulunuyor. Bu rakamda birden fazla kart sahibi olanlar dikkate alınmıyor. Bankalar Birliği'nin rakamlarına göre sorunlu kredi kartlarının oranı yüzde 1.51 civarında ve son yıllarda bir yükseliş eğilimi var. Bankalar Birliği'ne göre sorunlu kartların toplam tutarı 608 milyon YTL ve toplam kart alacaklarının yüzde 4'ünü oluşturuyor. Ancak tüketici derneklerinin itirazı da bu noktada başlıyor. Tüketici Bilincini Geliştirme Derneği Başkanı (TÜBİDER) Fuat Engin, Bankalar Birliği'nin rakamlarında kullanılmayan kartların da dikkate alındığını ileri sürüyor ve "Özellikle asgari tutarla kart borcunu sürdürenlerin sayısı açıklanmalıdır" diyor.
HIZLA ARTAN BORÇLAR Kart borcunun bir sarmal halinde, adeta çığ gibi büyüyerek artmasının nedeni ise karmaşık hukuk sistemi. Varolan yasaların çelişkili hükümleri ve tüketicilerin bilinçsizliği yüzünden "faize faiz" uygulanması ödeme güçlüğüne düşüldüğünde borçları ışık hızıyla artırıyor. Prof. Dr. Oğuz İmregün Ticaret Kanunu'ndaki hükümlerle tüketicilerin de "tüccar" olarak kabul edildiğini ve "faize faiz uygulanabildiğini" söylüyor. Kredi kartı faizleri çok yüksek olduğu için bu özellikle ödeyememe halinde korkunç bir borç artışına yol açıyor. TÜBİDER Başkanı Fuat Engin bu noktada sarmalın işleyişini mevcut yasalara bağlıyor. Engin "Her ay asgari tutarı ödeyen bir tüketici düşünülürse, her ay faiz uygulanmış bir tutara sonraki ay yeniden faiz uygulanıyor. Ayrıca temerrüt aşamasına gelindiğinde tüketiciye 'kat ihtarnamesi' gönderilerek o güne kadar işlemiş faiz ana paraya işlenerek buna faiz işletiliyor. Tüketiciler 30 gün içinde buna itiraz etmezse o güne kadar zaten 'faize faiz' işletilen tutar anaparaya ekleniyor. Tuzak burada. Yüzde 250-300 faiz ortaya çıkıyor. Bu hukuka açıkça aykırı" diyor. Engin'in dikkat çektiği bir başka nokta Borçlar Kanunu: "84. maddeye göre icra takibinde yatırılan her para öncelikle faize ve masraflara karşılık alınıyor. Bu da borçları katlayan bir şey..." Engin, kart faizlerinin de yüksek ve tutarsız olduğuna dikkat çekiyor ve sözleşmelerdeki faize de sınır konulması gerektiğini savunuyor. "Aylık yüzde 2.99 uygulayan banka var, 8.99 olan banka var. Aynı hizmeti veren bankalar arasında dört kata varan farkın herhangi bir anlamı yok". Bu noktada TBMM'de yasalaşmak üzere olan yeni yasa tasarısı sorunu hafifletmeye yönelik yenilikler getiriyor. Bunlardan biri faize faiz uygulanmasının kesin biçimde önlenmesi. Bunun dışında kişilere birden fazla ya da gelirlerini aşan limitlerle kredi kartı verilmesi de önleniyor. Ancak yasa geçmişe yönelik hükümler taşımadığı için halen kredi kartı yüzünden ağır sorunlar yaşayan, hatta adeta "kaçak" durumuna düşen pek çok insanın durumunu da değiştirmeyecek.
KAÇAK GEZENLER Beş yıl önce iki kredi kartından kullandığı yaklaşık 6,5 milyar lira yüzünden bu gün 40 milyar liranın üzerinde borca sahip olan 48 yaşındaki S.C. bu kaçaklardan biri. Yasaları bilmediği için borç baskısıyla makinelerini dolandırıcılara kaptıran ve işini de kaybeden S.C. ağır bir depresyon yaşıyor. Tek ümidi yeni bir yasa tasarısıyla borcunun "ödenebilir" bir rakama çekilmesi. Geçici işlerde çalışan S.C. bu yüzden ne telefon alıyor, ne de muhtara kayıt yaptırabiliyor. Hiçbir mal varlığı olmamasına rağmen hala banka avukatları tarafından "bulunacağı" korkusuyla yaşıyor. 60 yaşındaki M.T. ise 550 milyon lira maaşla 417 milyon liralık kredi kartı taksidi öderken intiharı bile düşündüğünü anlatıyor. TÜBİDER Başkanı Fuat Engin sorun sürerse intiharların artma eğiliminde olduğuna dikkat çekiyor ve "Toplum bilinçli olmayınca intiharı bir çözüm olarak görüyor. Tüketiciler bilinçsizlikten çözümsüzlüğe varıyor, çözümsüzlük seçenek bırakmıyor. Bunun adı cinayettir" diyor. Ama mesele duruma "ad" koymakla bitmiyor ki... Yalnızca bu yıl yaşanan 16 intihar vakası ve de çaresizlik içinde çözüm bekleyen insanların varlığı düşünüldüğünde teşhisten çok tedaviye ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|