|
|
Her kitap doğruları yazmaz!
Kızdırdım O'nu telefonda. Kalbimi kırmıştı çünkü. Kadınlar bunun acısını çıkarmaya bayılırlar ya. Kırılan kalp parçalarının hesabını sormaya yani.. Ben de aynen bunu yapıyordum işte. Hem de "Bak beni yanlış anlama sakın, öfkeli veya sinirli değilim şu anda. Gayet sakinim ve kavga etmek gibi bir niyetim de yok. Yanlızca şunu bil ki.." diye başlayan cümleler kuruyorum bilmiş bilmiş. Öfkeli ve sinirliyim oysa.. Tabii ki yutmuyor O da bu palavramı zaten. Bir şey demiyor ama.. Daha çok susup "Daha neler saçmalayacak bakalım" diye, "erkek sabrıyla" sakin sakin dinliyor beni.. Aslında erkeklerin bu sabrı ve sakinliği genelde "olgunluklarından" değil, "şimdi bu kadın niye durup durduk yerde arıza çıkardı?" diye gerçekten hayrete düştükleri içindir. Neyse işte.. Sustu sustu, dinledi dinledi.. Sabretti ve sonunda konuştu: "Peki Öncel.. Ama hani az önce dedin ya, 'Bana bir şey öğretmene gerek yok, öğrendim de geldim ben' diye.. E ne diyeyim ki? Çok iyi öğrenmişsin. Ama, 'yanlış kitabı' okumuşsun!"
*** Duvara çarptım bu son cümleyle ama O'na çaktırmadım tabii. "Neyse, kapatalım konuyu, bir yere varamayacak çünkü", dedim ve gerçekten hem telefonu hem de konuyu kapattım. Ve sonra düşündüm.. Doğru muydu bu? Şu içinden bir türlü çıkamadığımız aşk meşk mevzularında elimize hep "yanlış kitaplar" geçtiği için mi doğrusunu bir türlü öğrenemiyorduk? Bu yüzden mi bazılarımız kütüphane kütüphane dolaşıyordu, "faydalı eseri" bulabilmek için? Bunda bir acayiplik olabilir miydi?; Bilmemek değil ayıp olan, "öğrenmemekse".. Ve peki eğer böyleyse, neden o zaman bugünlerde o iki insana bu kadar yükleniyorduk. İclal Aydın ve Tuna Kiremitçi'ye yani. Onlar birbirlerine aşık olduklarını açıkladılar ve kıyamet koptu. Efendim, ikisi de kısa bir süre önce boşandıkları eşlerine ne kadar aşık olduklarını anlatalı daha ne olmuş ki, bir anda o eşler unutulup, bu iki kişi birbirini bulmuş? E oluyor işte kardeşim böyle şeyler.. Büyütmeyelim.. İnsan gönlü, tek kişiyi barındırmak için fazla büyük demek ki.. Haa, o gönlüne oturttuğun insanlara verdiğin değer farklıdır, o başka.. Ama insan, hayatı boyunca bir kişinin ardına takılacak, o olmazsa "alsın beni kara toprak" diyecek; Yok öyle bir şey! Dedik ya.. Büyütmeyelim.. Aşıkları rahat bırakalım.. Onlar aşkın gereği, zaten bir süre sonra birbirlerini yemeye başlayacaklar, bir de biz üzerine tüy dikmeyelim! Hadi canım, kenardan, ikileyeyim.
|