|
|
|
|
|
|
Bu ne krizi bilemiyorum!
Benim çevremde son zamanlarda bir acayiplik var ya da memlekette bir devrim yaşanıyor, haberim yok. Kiminle konuşsam ya sigarayı bırakıyor ya rejimde ya spora başlamış ya manitayı değiştiriyor ya manitaya tapıyor ya boşanıyor ya evleniyor
Bunların hiçbirine takılmayanlar da büsbütün ortadan yok olmayı tercih ediyor. Doğrudan hayatlarını değiştiriyorlar. Haşırt diye. Benim bildiğim orta yaş krizi diye bir şey var ama memleketin topyekun orta yaş krizine girmesi mümkün mü bilemiyorum. Bu insanların hepsi orta yaşlı değil ki? Bir yere oturuyoruz. Garsona İki bira" diyorum mesela. Yandan ses geliyor; "Benimki soda olsun." "Abi ne sodası şimdi ya? Bugün cuma, saat 21 45. Burası Beyoğlu, bir saat sonra konsere gidiyoruz." "Bir dilim de limon içine." "N'oldu hasta mısın?" "Yok ya artık içmiyorum ben." Sanki alkoliktin önceden. "Niye?" "Öyle abi." Sonra 11'de uykusu geliyor eve gidiyor bu vatandaş. Ama sorsan "Çok mutluyum abi, huzurluyum ben." Oldu, aynen devam. Bir kısım insan sigarayı bıraktı. Kafede filan karşılaşıyorum "N'aber" diyorum. Sabit gözlerle belli bir noktaya bakıp göz göze gelmeden masayı tırtıklayarak "İyiyim" diyor eleman, "Senden?" Önünde kafeinsiz espresso. Harika bir muhabbet ortamı "Alo, hey, ben Mehmet, hatırladın mı?" Bu ne mutluluk, ne huzur böyle, iyi ki bırakmışsın sigarayı! Hayatta sevdiğim her şey kötü alışkanlık oldu çıktı. Mesela yemeğe çıkıyoruz dört kişi eski arkadaşlar, kızlı erkekli. Sadece ben bonfile yiyorum. Diğerleri salata su. Bira filan zaten ayıp. Belki kırmızı şarap, o da bir kadeh. Ya ne diyorsunuz siz ya!.. Geçenlerde, kendisinden yıllarca bekarlığın nimetlerini dinlediğim bir kız arkadaşım (kendisi 26 yaşında) biriyle çıkmaya başladı. Ve tabii böyle durumlarda olduğu gibi ortadan yok oldu. Aradım yokladım nasıl diye. Elemanın içine ya uzaylı ya da kötü ruh girmiş sanki. Mutlu bir birlikteliğin öneminden filan bahsediyor. Bana tavsiyelerde bulunuyor. Yahu sen değil miydin daha üç hafta önce Allah'ın pazartesi gecesi dışarı çıkalım diye başımın etini yiyen? N'oldu single olmanın faydalarına? Şimdi evde suşi sarıyormuş manitaya. "Dizimiz başlıyor kapatıyorum" dedi. Bir başka arkadaşım var, 40' devirdi. Beni de devirdi. Son zamanlarda konuşma mönümüzdeki ana yemek, emeklilik sigortası. "Artık benim bir ayağım çukurda" filan diyor, üstelik bundan gizli bir zevk aldığını düşünüyorum nedense. Bunu söylerken yan gözle bana bakıyor çünkü. Bir de hiç görmediğim yeğeninden söz ediyor. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri hiç görmediğiniz bir yeğen hakkında anekdot dinlemektir. "Hadi ya, ne şirinnn..." Çocuğu varsa zaten anekdottan ayvayı yedin. Anlatmama gerek yok. Bir de spor hadisesi var. Spora başlayanlar güruhu. Ben eskiden basket oynardım ve şimdi de basket oynayan bir ekip bulma peşindeyim ama başarısızım. Herkes halı sahada Anelka, Alex olma peşinde. Basketin reytingi düşük. Neyse bir arkadaşım, fazla dırdırlandım herhalde, beni kolumdan tutup bir spor salonuna götürdü. Böyle kocaman bir spor kompleksi, herkes bir şeyler yapıyor. Önce saçma geldi. Ne o öyle bantta mal gibi yürüyorsun önünde televizyon filan... Derken hoşuma gitti lanet olası, takılıyorum. En azından bir sürü insan bunu yaptığı için doğru olanı yapıyormuş hissine kapılıyorum. Bir de, bir sürü arkadaşım buraya geliyormuş meğer. Yıllardır görmediğim tipleri gördüm. Kendimi daha iyi hissedip hissetmediğimden emin değilim ama kendim için endişelenmiyorum desem yalan. Acaba yakında beni de mi aynı süreçler bekliyor? Sigarayı bırak, içkiyi bırak, ot ye, sevgilinle evlen ya da bırak, bir an önce yenisini bul, onunla evlen, ya da 'düzeyli bir birliktelik' tesis et, (yani aynı evde yaşa, başka kimseyle görüşme), çocuk yap, eski arkadaşlarından kurtul, emeklilik sigortası yaptır, yeğen/çocuk anekdotları dinle/anlat, yeni araba al, mortgage'a gir Hill Court zart zurt evlerinden al, hafta sonu düzenli sinemaya git, akşamları dizi seyret, tıraş ol, saçları kes, dişleri parlat... Hayat ne ara böyle bir şeye dönüştü de benim haberim yok, bilemiyorum. Neden insanlar geçmişlerini inkar etmeden, öyle mühim manifestolar filan yazmaya kalkışmadan büyüyemiyor bilemiyorum. Neden sağlıklı yaşam illa bir saplantı olmak zorunda, onu da bilemiyorum. Belki de bu konuda yazılıp çizilenler abartılıyor ne bileyim Belki ben de abartıyorum.
Mehmet Tez
|
|
|
|
|
|
|
|
|