Bir gecede 183 şubedeki Dışbank tabelası Fortis'le değiştirilince, Türkiye daha önce pek tanımadığı yeni bir markayla karşılaştı 'Fortis çok iddialı hedeflerle geldi' diyen Tayfun Beyazıt, tanıtıma odaklandıklarını ve çok yakında herkesin Fortis'i tanıyacağını söyledi.
Türk halkı geçen pazartesi günü içinde hiç banka sözcüğü geçmeyen yeni bir banka ismiyle tanıştı. Aslında Dışbank, Avrupa'nın en büyük 20 bankası arasında yer alan Belçikalı Fortis'e satılınca, bankanın patronları ismi değiştireceklerini daha ilk açıklamalarında duyurmuşlardı. Hazırlıklar 6 ay kadar sürdü ve müşterilerde etkili bir algılama yaratmak için bir gecede mavi tonlarındaki Dışbank tabelaları indi ve yerine kırmızı Fortis tabelaları kondu. Fortis Türk halkının hafızasına iyice yerleşsin diye de yoğun bir televizyon ve gazete, dergi reklamları başladı. Hani şu güzel müziğini Ömer Ahunbay'ın yaptığı ve Fortis'in logosunu oluşturan rengarenk şekillerin dans ederek bütün şehri dolaştığı reklam var ya, işte bu reklam ve daha niceleri 15 Ocak'a kadar yoğun olarak yapılacak ki herkes Fortis'i tanısın. 1964 yılında Bank of America ve İş Bankası girişimiyle kurulan Dışbank, butik bankacılığa konsantre olmuş ve dış ticarete odaklanmıştı. 1970 yılında yurtdışı teşkilatını küçülten Bank of America, Dışbank'ı İş Bankası'na satıp sahneden çekildi. 1994 yılında ise Doğan Grubu bankanın yeni sahibi oldu. 1999 yılından itibaren Dışbank çok iyi bildiği kurumsal bankacılığın yanı sıra perakende bankacılığa da geçiş yaptı. 2005 yılında ise Doğan Grubu, Dışbank'ı Belçikalı Fortis'e satarak bankacılıktan çekildi. Şimdiye kadar ağırlıklı kurumsal ve özel bankacılıkta kendini gösteren eski Dışbank yeni Fortis, bakalım 2006 yılında perakende bankacılıktaki iddiasını nasıl gösterecek. Bankanın satılmasına rağmen, başarılı çalışmalarını sürdürmesini istedikleri eski göreviyle Dışbank Genel Müdürü, yeni göreviyle Fortis İcra Kurulu Başkanı olan 23 yıllık başarılı bankacı Tayfun Beyazıt bu hafta Misafir Odası'nın konuğu oldu ve yaşanan değişimi ve Fortis'in planlarını anlattı...
* Dışbank'ın yüzde 89'u 985 milyon Euro'ya Fortis'in olunca, sizin için de ilginç bir süreç başlamış oldu. Geçiş yapmak zor olmadı mı? Dün Fortis CEO'sundan bir mesaj aldım. Deneyimli bir bankacı. Diyor ki bu kadar süratli uyum sağlayan, bu geçişi bu kadar hızla yapabilen bir banka görmedim. Benim için de ilkti ama zor değildi.
* Siz bunu neye bağlıyorsunuz? Biz hukuki süreç tamamlanmadan içerideki uyumu gerçekleştirmeye başlamıştık aslında. Perakende bankacılığa geçişi daha önce tamamladığımız için belki, Fortis'le çok az bir farkımız kalmıştı. Yönetim de tamamen korununca işimiz kolaylaştı.
* Yönetimin işin başında kalması ilginç değil mi? Satın almalarda, yönetimde bazen çok radikal, bazen küçük değişiklikler olur. Ama bizde satın alma işlemi tamamlandıktan sonra benim kalmamı arzu ettiklerini söylediler. Yani burada hiç değişiklik olmadı. Dolayısıyla uyum süreci daha süratli oldu.
BİR BURUKLUK VAR AMA... * Yaşadıklarınızı anlatır mısınız? Genel Müdürlük binanızın üstünde artık kocaman bir Fortis logosu var... Dışbank 42 yıllık bir marka. Ve gerçekten Türkiye'nin en çalkantılı döneminde gerçekleşen yeniden yapılanmanın içinde yer alan biri olarak markaya, isme hissi bir bağlılığım var. Bu tüm takım arkadaşlarımda da var. Dolayısıyla o markayı anamıyor olmanın muhakkak bir burukluğu var. Ama şöyle de bir sevinç var. Fortis dünya çapında bir banka. Türk bankacılık sisteminin neredeyse 3.5 misli bir büyüklüğe sahip bir banka. Bankacılıkta bundan sonra başarı için ölçek çok önemli oluyor. Bir butik banka olabilirsiniz. Ama eğer daha geniş kitlelere hitap eden bir banka olmak istiyorsanız boy çok önemli.
* Dışbank'tan Fortis'e dönüşüm sürecinde 20 milyon dolar harcayacağınızı açıkladınız... Yeni bir markanın Türk halkına tanıştırılma maliyeti aşağı yukarı bu kadar. Markaya yatırım diye baktığınız zaman bu sadece tabelaların değişimi değil tabii. Aşağı yukarı 15 bin tane yapılması gereken iş vardı. Kartvizitlerden, mektuplara, SPK ve borsaya kayıtlı isimlerin değiştirilmesine kadar. Dolayısıyla bir operasyonel olarak yapılması gerekenler, bir de reklam ve tanıtım olarak yapılması gerekenler vardı.
* Hep diyorlar ki Türkiye'deki bankacılık yabancı bankaların sisteme dahil olmasıyla çok daha fazla değişecek. Bir kültür değişimini yaşıyor musunuz gerçekten? Biz aslında o açıdan biraz daha şanslıyız. Çünkü Dışbank'ın yeniden yapılanması sürecinde, pratikteki en iyi uygulamaları adapte ettik. Kurumsal yönetim ilkleri açısından bir sancı yaşamadık. Ama tabii büyük şirketlerin kendi içinde iş yapma şekilleri ve kuralları var. Bir farklılık muhakkak var.