Küçük dev adam modeli
Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerine başlayan Türkiye, her alanda yapısal değişim yaşayacak. Özellikle tarımsal nüfusun, sanayi ve hizmetler sektörüne kazandırılması süreci hayli sancılı geçecek. Bugün, imam hatip sendromuna kurban edilen mesleki teknik eğitim ise Türkiye'nin kurtuluşu olacak. Yıllardır gıpta ile izlediğimiz Japon teknoloji devriminin gerisinde de bu gerçek yatıyor. Japonya Uluslararası İşbirliği Kuruluşu'nun (JICA) davetlisi olarak gittiğim Gifu'da, Nara'da, Kiryu'da "takım çalışmasına, üniversite-sanayi işbirliği modellerine ve çalışmaya programlanmış insanların basit ama iyi tanımlanmış işlerini yaparak mucize yarattıklarına" tanık oldum.
Türk robotlar geliyor JICA, 2000 yılında başlattığı "Türk Mesleki Teknik Eğitim Liseleri'nde Endüstriyel Otomasyon Teknojileri Bölümü Kurulması Projesi"ni Nisan 2006'da tamamlayacak. İzmir ve Konya'da açılan bu bölümler Antep, Urfa, Erzurum, Gebze, Kayseri ve Afyon'u da kapsayacak şekilde 20 okula yaygınlaştırılacak. Bu kapsamda anadolu meslek lisesi müdür ve öğretmenleri Japonya'nın değişik merkezlerinde kurs aldılar. Bazıları halen eğitimlerine devam ediyor. Japonların eski başkenti Nara'daki Ulusal Teknoloji Koleji'nde bulunan İsmail Aktaş ve İsrafil Bayram öğretmenler "robot kontrol teknolojisi" üzerinde çalışıyor. Hedef, Japonya'da her yıl geleneksel olarak düzenlenen "robot yarışmasına" katılmak. Kiryu'daki Gumma Üniversitesi'ne kabul edilen Egemen Döğer, "görüntü işleme tekniği" yüksek lisansı yapıyor. Döğer ayrıca JICA'nın katkısı ile kurulan İzmir'deki eğitim merkezinde Türkiye'nin dört bir yanından gelecek teknik öğretmenlerin eğitiminde de rol alacak. JICA İnsan Kaynakları Daire Başkanı Suemori Mitsuri, "gençlere ümit ve düş veren projelere imza atmaktan mutlu olduklarını" söyledi. Ancak Japonlar nedense kaynaklarını Türkiye yerine daha fazla Irak, Afganistan ve Pakistan'a kanalize etme eğiliminde. Oysa adalar ülkesi Japonya'nın AB eşiğinde sağlam bir partnere yani Türkiye'ye ihtiyacı var.
Türkler Avrupa'nın Japonu olur Teknoloji üssü Japonya'da en büyük kaygı, mühendisliğe olan ilginin azalması, üniversite sınavlarına hazırlanan öğrencilerin ezberciliğe yönelmesi. Ancak eğitim sistemi herşeye rağmen araştırmacılığı teşvik ediyor. Proje hazırlamayan bir öğrenci, okuldan mezun olamıyor. Laboratuvarlar her gün gece yarısına kadar açık tutuluyor. Ayakkabı çıkarılarak girilen okulların temizliğini öğrenciler yapıyor. Nara'dakİ teknoloji koleji 7 yıl eğitim veriyor ve öğrencilerin yüzde 60'ı 5. yılın sonunda iş hayatına atılıyor. Yüzde 10'u üniversitelerin farklı bölümlerine gidiyor. Bizdeki meslek yüksek okullarının da mesleki teknik eğitim liseleri ile birleştirilmesi gerekiyor. Meslek liselilere mühendislik fakültelerine girişte avantaj sağlanıyor, teknik öğretmenlere fazla maaş veriliyor. Gifu Üniversitesi'nde ise "Teknik okulSanayiDevlet İş Geliştirme Merkezi" kurulmuş. Bu merkezde, üniversiteye proje sipariş eden şirketlerin ofisi var. İlk bakışta göşterişsiz izlenimi veren bu ekipler, bugünlerde "dokunma duyulu robot parmaklar" üretme aşamasında. Böylece, uzaktan muayene tekniklerini geliştirebilecek ve belki de "helal muayene" yöntemi olarak satabilecekler. Bir başkası ise güneş pillerini elbiseye aksesuar yaparak cep telefonu şarj edecek, wolkman dinletecek. Tüm bunları lise çağındaki gençlerin tasarladığını unutmamak gerek. Japonya'da farklılaşmak değil programlanmış işleri, bıkıp usanmadan yapmak esas. Ekip çalışmasını yaşam biçimi yaparsak, kıvrak zekalı Türk insanı da Avrupa'nın Japonları olabilir.
|