| |
|
|
Küçük Ağa'dan bugüne Çetin Tekindor
O bizim hayatımıza TRT'nin bir başına olduğu dönemlerde Küçük Ağa olarak girdi. Koca bir imparatorluk göz göre çökerken bunu bir türlü içine sindiremeyen, anlamayan ya da anlamazdan gelen bir din adamı, bir kasaba imamıydı ilk bölümlerde. Kuvayı Milliye'ye karşı duruşu, onu bir provokatör olarak çıkardı karşımıza ilkin. Zamanla kahramanımız öyle şeylere göz tanıklığı etti ki, bilinçlendi ve Ulusal Kurtuluş Ordusu'nun gözü pek, yiğit, atak bir mücahidi haline geldi. Merhum Erol Taş'ın ona hitaben söylediği şu repliği hatırlayan olacaktır. "Ben buraların ağasıyım. Sen de artık ağa oldun. Ama bir bölgeye iki tane ağa olmaz. Ben varken sen de bundan böyle Küçük Ağa olarak anılacaksın."
Sesime ses verin Sonra hem bu lafı edene, hem dosta düşmana büyüklüğün ne olduğunu gösterdi ve taht kurdu kalplerimize. O diziden bu yana dünya döndü, yaşam aktı, Çetin Tekindor daha bir dolu projeye can kattı. Ve yukarıda yazdığım "Babam ve Oğlum" da her damarı ayrı oynayan, kaşıyla, gözüyle, eliyle, soluğuyla, bir türlü akıtamadığı göz yaşıyla, öfkesi, küskünlüğü, hırçınlığı ve pişmanlığıyla muhteşem bir abideye dönüştü Çetin Usta. Bir kere de buradan sesleniyorum, gidin şu filme yav. Mutlaka gidin..
|