| |
|
|
İşte size 'takımdaşlık' (!)
BJK'nin eski teknik direktörü Del Bosque benim açımdan ' tecrübesiz' bir hocaydı. Bir arkadaşım, 'Neden böyle diyorsun? Adam Real Madrid ile başarıdan başarıya koştu' diye itiraz etmişti. Halbuki cevap, sorusunda gizliydi: 'Başarı' başka şey, 'tecrübe' başka... Burnunu Real Madrid'ten dışarı çıkarmamış olan Del Bosque, Türkiye'ye gelince sudan çıkmış balığa dönmüştü. Halbuki ona kıyasla 'ikinci sınıf' sayılan Lucescu ortama kolayca uyum sağlamış ve hem G.Saray'ı, hem de BJK'yi art arda şampiyonluğa ulaştırmıştı. Çünkü tecrübe, asıl, başarıyla değil; yenilerek, hüsrana uğrayarak, kaybederek, hatalar yaparak, gerilere düşüp yeniden ayağa kalkmasını bilerek elde edilir. Özetle tecrübe 'dayak yiye yiye' oluşan bir bilgi birikimidir.
Elbette başarılı kişilerin bir çekiciliği, bir büyüsü, bir karizması vardır. İnsanlar kaybedene değil, kazanana kulak verir. Bu nedenle 'yönetim' konusunda konferans düzenleyen kuruluşlar hep başarılı kişileri konuşmacı olarak davet ederler. Mesela 5 Kasım 2001'de, 'PDR Group', İstanbul Swissotel'de 'Takımdaşlık' başlıklı bir yönetimliderlik konferansı düzenlemişti. Konuşmacılar, alanında 'guru' (bilge) sayılan Claus Möller ve Fatih Terim'di. Aradan dört yıl geçti. Yüzlerce dolar ödeyerek o konferansa katılan patron ve yöneticilerin bugün ne düşündüğünü çok merak ediyorum. Acaba kendilerini 'aldatılmış' hissediyorlar mı? 'Güvendiğimiz dağlara kar yağdı' diyorlar mı?
İsviçre maçının ardından eleştiri okları, Federasyon'un Milli Takımlar Sorumlusu, Sedat Peker'in dostu Davut Dişli'ye ve Terim'in yardımcısı Şifo Mehmet'e (Özdilek) yöneltilmiş durumda. Halbuki onlar Fatih Terim'in mimarı olduğu 'gerilim politikası'nın birer uygulayıcısıydı. Terim'in böyle bir kurgusu olmasaydı, Başkan Levent Bıçakçı da bu stratejiye izin vermeseydi, Davut Dişli o kışkırtıcı açıklamaları yapabilir miydi? Terim'in yarattığı ortam olmasaydı Şifo Mehmet, İsviçreli futbolcuya çelme takma cesaretini bulabilir miydi? Soyunma odalarına gidilirken Alpay tekme tokat rakip oyunculara girişebilir miydi? Buyurun size 'takımdaşlık'!
Hep birlikte gördük işte: Sadece hırslı bir takım yaratmak yetmiyor; o takımın 'fair-play'e uygun bir biçimde de yönetilmesi gerekiyor. Dünün 'başarılı' Terim'i, bugün Milli Takım'ı ateşe atan kişidir. Asıl şimdi 'Kriz Nasıl Çıkarılır' konferansına katılmalı ve engin tecrübesini iş dünyasıyla paylaşmalıdır. Dinleyen çıkar mı; bilemem. Ama şurası kesin: Milli Takım'a trilyonlar ödeyen sponsorlar dişlerini gıcırdatıyordur. Çünkü başarı da yok, imaj da! Türkiye'nin üstüne bulaşan pisliği... Şifo Mehmet'i, Davut Dişli'yi, Alpay'ı göndererek temizleyeceğini sananlar aldanıyor.
|